Zarflar (Belirteçler) 9.Sınıf Edebiyat
- Filleri zaman, durum, miktar, soru, sebep gibi yönlerden tamamlayan sözcüklere zarf denir.
- Zarflar sadece fiilleri anlam yönünden tamamlamaz; fiilimsilerin, sıfatların ve kendi türünden sözcükleri de çeşitli yönlerden kuvvetlendirir ya da sınırlandırır.
“Burada işler ağır ilerliyor.” cümlesinde “ağır” sözcüğü, “İlerliyor” fiilinin anlamını etkilemiştir.
“Zor geçinen ailelere yardım etti.” cümlesinde “Zor” sözcüğü, “geçinen” fiilimsisinin anlamını etkilemiştir.
“Sen gidince bu şehirde çok yalnız kaldı.” cümlesinde “çok” sözcüğü, “yalnız” zarfının anlamını etkilemiştir.
“Pek güzel sözler sarf etmedi senin için.” cümlesinde “pek” sözcüğü, “güzel” sıfatının anlamını etkilemiştir.
1. Durum (Hâl) zarfları
- Fiilleri, fîilimsileri “nitelik”, “sebep”, “olasılık”, “kesinlik”, “yineleme” yönlerinden belirten zarflardır.
- Durum zarfları, eylemin nasıl gerçekleştiğini ifade ederler.
- Durum zarfları, eylemi durum bakımından belirtirler.
- Nitelik bildiren durum zarfları fiile veya fiilimsiye sorulan “nasıl” sorusuna cevap verir.
Aşağıdaki altı çizili sözcükler durum zarfıdır:
- Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma.
- * Dağ dağ o ses bütün etrafı gezindi.
- Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım.
- Uzanıp yatıvermiş sere serpe.
- Böyle ferman etti Cahit.
Uyarı: Genellikle durum zarflarına dâhil edilen başka zarflar da vardır:
- Kesinlik anlamı taşıyan zarflar: şüphesiz, kuşkusuz, asla, kesinlikle, katiyen, hiç, mutlaka, elbet, elbette, yüzde yüz… Koşan elbet varır, düşen kalkar.
- Olasılık anlamı taşıyan zarflar: belki, sanırım, galiba, olsa olsa, ihtimal, herhalde… Belki Yeşilköy’de uçağa biniyorsun.
- Dilek bildiren zarflar: bari, umarım, dilerim, keşke, inşallah…
- Sebep bildiren zarflar: “niçin, neden, niye” sorularına yanıt veren belirteçlerdir.
- Yineleme anlamı taşıyan zarflar: yine, gene, bir daha, ikide bir… Yine bahar geldi memleketime.
2. Zaman Zarfları
- Fiil ya da fiilimsileri zaman bakımından belirten zarflardır.
- Eylemin ne zaman yapıldığını bildiren zarflardır.
- Fiil veya fiilimsiye sorulan “ne zaman”, “ne zamandan beri.. gibi sorulara cevap verir.
- “Dün, yarın, bugün, şimdi, hemen, demin, biraz önce, biraz sonra, geceleyin, akşamleyin, sabah, akşam, gece, gündüz, erken, geç, henüz, hala, daha (henüz), sabaha kadar” gibi sözcükler veya sözler zaman zarfı olarak kullanılabilir.
Aşağıdaki altı çizili sözcükler zaman zarfıdır:
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim.
Oğuz Atay, okur tarafından geç anlaşılmıştır.
Bir gece ansızın gelebilirim. »
Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı.
Sabahtan uğradım ben bir güzele.
Geceleri uyku girmez gözüme.
Akşamları gelir incir kuşları.
Geceleyin bir ses böler uykumu.
Kardeşin, az önce buradan ayrıldı.
Demin elimdeki dosyaları bitirdim.
Uyarı: Zaman bildiren sözcükler isim göreviyle de kullanılabilir. Zaman bildiren sözcükler isim göreviyle kullanıldığında cümlede “ne zaman” sorusuna cevap vermez ve zarf tümleci olmaz; özne, nesne olabilir, isim tamlamasında tamlayan veya tamlanan olur.
3. Yer-Yön Zarfları
- Fiil ya da fiilimsilerin yönünü bildiren zarflardır.
- Fiil veya fiilimsiye sorulan “nereye” sorusuna cevap verir.
- “Dışarı, içeri, aşağı, yukarı, ileri, geri, öte, beri” gibi sözcükler yer-yön zarfı olarak kullanılır.
- Yer-yön zarflarının karşıtları vardır: Aşağı-yukarı, dışarı-içeri, geri-ileri…
- Yer-yön zarfları, çekim eki almazlar.
Aşağıdaki altı çizili sözcükler yer-yön zarfıdır:
- Savaş bitince askerler geri çekildi.
- Siz öte gidin o beri gelsin.
- Yemekten sonra hemen yukarı çıktı.
- Beri gel oğlan beri gel.
- Akşam yemeği için aşağı indiler.
- Masayı biraz daha ileri çektiler.
- Ekmek almak için dışarı çıktı.
- Atlarımız çözüldü, girdik handan içeri.
Uyarı: Yer-yön bildiren sözcükler ismin önüne gelip onu belirtirse “belirtme sıfatı” olur. Aşağıda verilen sözcükler önündeki ismi
belirttiği için sıfat görevindedir:
- Yukarı katta şenlik var.
- Aşağı mahallede oturuyorlar.
Yer-yön bildiren sözcükler isim çekim eklerinden birini alırsa “isim” olur.
- Kardeşi dışarıya yeni çıktı. (Bulunma durum eki almış)
- Dışarının havası bizi sarmadı. (Tamlayan eki almış)
- Bugün içerisi çok dağınıktı. (Tamlanan / iyelik eki almış)
- Az sonra ben de içeriye girerim. (Yönelme durum eki almış)
4. Azlık-Çokluk (Nicelik / Miktar) Zarfları
- Fiil, fiilimsi, sıfat ya da zarfların anlamını miktar yönünden belirten zarflardır.
- Nitelik bildiren durum zarfları fiile veya fiilimsiye sorulan “ne kadar” sorusuna cevap verir.
* “Çok ağır sözler söyledi.” cümlesinde ‘çok’ sözcüğü ‘ağır’ sıfatını derecelendirmiştir:
* “Oldukça güzel anlattı olayları” cümlesinde ‘oldukça’ sözcüğü ‘güzel’ zarfını derecelendirmiştir:
* “Çok ağladım Mecnun gibi çöllerde.” cümlesinde ‘çok’ sözcüğü ‘ağladım’ tîllihi derecelendirmiştiı:
* “Çok gezen çok bilin” cümlesinde ‘çok’ sözcüğü ‘gezen’ sıfat-fiilini derecelendirmiştir
- Azlık-çokluk zarfları niteleme sıfatlarından veya durum zarflarından önce gelerek onları derecelendirir.
a) Azlık derecesi: Sıfatların başına “az” belirtecinin ya da sıfatın sonuna “-ca, -ce, -cık, -cik” gibi eklerin getirilmesiyle
yapılır.
b) Eşitlik derecesi: Sıfattan önce “kadar” ve “denli” sözcüklerinin getirilmesiyle yapılır: Daldım sokaklar kadar esrarlı bir uykuya.
c) Üstünlük derecesi: Sıfatın başına “daha” sözcüğünün getirilmesiyle oluşur. Bugün pek kullanılmayan “ziyade” sözcüğü de sıfatlarda üstünlük derecesi kurar: Ona daha iyi bir iş bulalım.
d) En üstünlük derecesi: Sıfatların başına “en” sözcüğü getirilerek yapılır: En güzel türküyü bir kurşun söyler.
e) Aşırılık derecesi: Sıfatın başına “pek”, “çok”, “gayet”, “son derece” gibi sözcük ya da sözlerden biriyle sağlanır: Sınav çok başarılı öğrencileri üzdü.
Uyarı: “Daha” sözcüğü üstünlük zarfıdır fakat “henüz, hâlâ” anlamlarına gelirse ‘zaman zarfı’ olur.
* Ben de daha unutamadım o günleri. (zaman zarfı)
* Daha iyi bir okulda çalışmaya başladı. (üstünlük zarfı)
* Sınav sorularını daha hazırlamadım. (zaman zarfı)
* Daha güzel bir elbise aldım sana. (üstünlük zarfı)
* Çok sevdiğin dizi daha bitmedi. (zaman zarfı)
Daha büyük bir ev almayı düşünüyorlarmış. Sıfat
Proje çalışmasını Ahmet daha güzel yapmış. Zarf
Kalabalık ortamlarda pek konuşmazdı. Fiil
Ödül, en başarılı öğrenciye verilecek. Sıfat
Sait Faik’in daha yalın bir anlatımı var. Sıfat
Çok gezen insan bilgili ve görgülü olur. Fiilimsi
Geçen akşamki maçta oldukça iyi oynadı. Zarf
Çok çalışmak başarının ölçütü değildir. Fiilimsi
En güzel eserler insanın ruhuna seslenir. Sıfat
Okulun önünde seni epey bekledik. Fiil
Uyarı: Çok sözcüğü ismin önüne gelerek onu belirtirse sıfat olur.
* Dedesinin çok parası vardı.
* Benim de çok kitabım var.
5. soru zarfları
- Fiillerin anlamlarını soru yoluyla tamamlayan zarflardır.
- “Nasıl, ne kadar, neden (niçin), ne diye, niye, ne zaman, ne (niçin)” sözcükleri soru zarfı olarak kullanılır.
- Soru sözcükleri fiilin anlamını etkilediği zaman “soru zarfı”, ismi etkilediği zaman “soru sıfatı”, ismin yerini tuttuğu zaman “soru zamiri” olur.
- “Ne”, “ne diye”, “niye” soru zarfları “niçin” anlamına gelir. “Ne” sözcüğünün zarf olup olmadığını anlamak için yerine “niçin” sözcüğü getirilir.
- “Neden” sorusu “niçin” anlamına gelirse soru zarfı, ismin yerini tutarsa soru zamiri olur. “Neden” sözcüğü “sebep” anlamında kullanıldığında ise isim olur.
* Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllar?
* Durakta beni ne kadar bekledin?
* Ne zaman bitecek bu ayrılık?
* Niçin soldu bütün yapraklar?
* Toplantıya ne diye gelmedin?
* Ne feryat edersin divane gönlüm?
* Bana olanları niye anlatmadın?
* Neden daha önce anlatmadın bana?
* Ne konuşup duruyorsun burada?