Yönetimin Karar Almasını Etkileyen Unsurlar 6. Sınıf Sosyal Bilgiler
İktidar: Güç anlamına gelir.
İktidar Partisi (hükümet): En fazla oyu alıp ülkeyi yöneten partidir.
Muhalefet Partisi: iktidar partisinden sonra gelen, hükümeti kuramayan partilerdir.
Siyasi İktidar: Yönetme gücünü elinde tutandır. Kısacası ülkeyi yöneten güçtür.
Propaganda: Çok sayıda insanın duygu, düşünce ve davranışlarını etkilemek amaçlı bir plan dahilinde yapılandırılmış mesaj, söylemlerdir.
Kamuoyu: Bir sorun, bir konu ve benzeri nitelikteki durumlar karşısında halkın genel düşüncesidir.
Koalisyon: Değişik güçlerin bir araya gelip işbirliği yapmasıdır.
Yaşadığımız toplum birçok kurum ve kuruluştan oluşmaktadır. (Aile, Okul, Devlet vb.) Bu kurum ve kuruluşlar rastgele değil belli bir yapıyla yönetilir. Devlet, bu kurum ve kuruluşların hepsini içine alan geniş bir ailedir. Tabi bu ailenin de idare edilmesi gerekmektedir. İdare ederken birtakım kararlar almak gerekir. Peki, yönetim kararlar alırken hangi unsurlardan etkilenmektedir? Bu sorumuzun cevabı aynı zamanda bu konunun kazanımı da olacaktır.
YÖNETİMİN KARAR ALMASINI ETKİLEYEN UNSURLAR
A) Siyasi Partiler:
Türkiye Cumhuriyeti devleti adından da anlaşılmak üzere cumhuriyet rejimiyle yönetilir. Demokrasinin ilkelerinin hayat bulduğu bu yönetim biçiminde birçok unsur yönetimin karar alma sürecini etkilemektedir. Bunlardan birisi
olan siyasi partiler hem demokrasinin olmazsa olmazı hem de bireylerin yönetim sürecine katılması gibi birtakım görevler üstlenir. Siyasi partilerin görevlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Mecliste birden fazla muhalefet partisi olabilir. İktidar partisinden sonra en fazla oyu olan parti Ana Muhalefet Partisi’dir.
1. Aracılık Görevi:
Partiler, halk ile meclis arasında aracıdır. Bu aracılık görevini seçimler ile gerçekleştir. Seçimler öncesi yaptıkları propagandalarla hem kamuoyu oluşturur hem de seçimlere daha çok kişinin katılmasını sağlarlar. Böylece ülkemizde de uygulanan temsili demokrasinin daha da işlerlik kazanmasını sağlarlar. Aynı düşünceye sahip bireyleri tek bir çatı altına toplayarak onların ortak sesi olur.
Ülke Yönetimi tek partide olabileceği gibi birden fazla partinin bir araya gelip koalisyon şeklinde de olabilir.
2. İktidarı Eleştirme ve Denetleme Gücü:
Seçimlerle iktidarı kazanamadıklarında meclis içerisinde iktidara karşı muhalefet olurlar. Böylece devletin yönetimini yapıcı bir şekilde eleştirirler hem de hükümetin devleti nasıl yönettiklerini denetlerler.
B) Sivil Toplum Kuruluşları:
Vakıf, oda, sendika ve dernek adı altında toplanıp, faaliyet gösterirler. Toplum adına faydalı girişimlerde bulunabilmek için oluşturulmuş yasal topluluklardır.
Siyasi partilerde olduğu gibi sivil toplum kuruluşlarının (STK) da birtakım görevleri vardır.
Sendikalar her türlü siyasi parti ve devlet iktidarından bağımsız olup, çalışanların her türlü hakkını savunmaya çalışan sivil toplum kuruluşlarındandır.
1. Demokrasi Görevi:
Ülkemizde yaşayan vatandaşlar arasında demokratik değerlerin savunulmasını ve bu değerlerin vatandaşlar tarafından benimsenmesine yardımcı olurlar.
Sivil toplum kuruluş üyeleri örgüt içinde sevgi, saygı gönüllü olma, uzlaşma gibi birtakım değerlerle birbirlerine bağlıdır. Bu değerleri toplum geneline taşırlar.
Yönetimin vatandaş hakkında alacağı kararları inceleyerek bu kararların vatandaşı nasıl etkileyeceği konusunda toplum içinde kamuoyu oluşturur.
2. Arabuluculuk Görevi:
Hükümet ile vatandaş arasında arabuluculuk yani köprü görevi görürler. Arabuluculuk görevinin en tipik örneği sendikalardır. Sendikalar hem çalışan-işveren arasında hem de çalışan hükümet arasında aracıdır. İktidar, çalışanlar ile ilgili bir karar aldığında sendikalar diğer sivil örgütler gibi bu kararları sorgulayarak iktidarın vatandaş lehinde kararlar alması için arabuluculuk rolü üstlenir.
C) Medya:
Topluluklarla iletişim sağlamak için radyo, televizyon, internet, gazete, dergi vb. basın yayın organlarının tümüne kapsayan ve kamuoyu oluşturmada etkili bir araçtır.
Medya ile insanlar özgür bir ortamda düşündüklerini dile getirerek karşıt görüşleri de bir arada tutarak fikirlere saygı duymasını sağlıyor. Böylece demokratik bir ortamın yaratılmasında öncülük etmiş oluyor.
Yönetimin almış olduğu ya da alacağı bir kararı gündeme getirerek bireyleri konu hakkında bilgilendiriyor.
Hem İktidarın hem de diğer partilerin devleti yönetme konusunda eleştiri ve bilgi paylaşımları sunarak hem işleyişi denetlemiş oluyor hem de işlerin sağlıklı bir şekilde yürümesine katkı sağlıyor.
D) Bireyler (Halk):
Yönetimin kararlarını etkileyen unsurlara bakıldığında hepsinin odak noktası bireylerdir. Bireyler de ister medya olsun ister diğer unsurlar olsun yönetimin karar almasında odak güçtür. Bireyler hem sosyal medya üzerinden hem de diğer kitle iletişim araçları üzerinden kamuoyu oluşturarak toplumun lehine kararlar almasını sağlayabilir. Sadece basın-yayın yoluyla değil bizzat kendi oylarıyla da yönetimin kararlarını etkileyebilir.
Referandum:
Bilindiği üzere ülkemiz temsili demokrasi ile yönetilir. Yani bizi yönetecekleri biz seçip meclise göndeririz. Onlarda bizim adımıza karar alırlar. Bazen de bizi temsil edenler almış olduğu kararları ya da alacakları kararları bize tekrar sunabilmektedir. İşte bunun da adı referandum olmaktadır. Böylece bireyler yönetimin kararlarını doğrudan etkileyen etkin bir güç olabilmektedir. 2010 anayasa değişikleri için yapılan referandumun bireylerin yönetimin karar almasını etkileyen en güzel örneklerinden biri olduğunu söyleyebiliriz.
Halk Girişimi:
Bireylerin belli bir konuda değişiklik yapılması için imza toplayarak yönetimi harekete geçirmesidir. Referandumda olduğu gibi burada da bireylerin doğrudan etkin bir unsur olduğunu görebilmekteyiz.