Yeni Ekonomik Model: Merkantilizm
Coğrafi Keşifler sonrası XVII. yüzyıl Avrupası’nda yeni bir ekonomik anlayış baş göstermiştir. Gelirlerini daha çok artırabilmek için Avrupalı devletlerin geliştirdiği merkantilizme göre bir ülke ne kadar çok madene ve paraya sahipse o kadar zengin sayılıyordu. Zengin devlet statüsünde yer almak isteyen Avrupalı devletler iç ve dış ticarete önem verdiler. Yeni yollar bulma ve yeni sömürgeler sayesinde hammadde ve pazar sahibi olma isteğinin altında yatan etken de budur. Bir diğer etken ise gelir düzeyini ve tüketim isteğini artırmaktır.
Avrupa’daki bu yeni ekonomik modelle amaç, uluslararası piyasada daha etkin olmaktı.
Osmanlı Devleti’nin ekonomi anlayışındaki amaç ise iç piyasada halkın ihtiyaçlarını olabildiğince çok karşılayabilmekti.
Avrupa bu ekonomik modelle gelirlerini yeni teknolojik gelişmeleri kullanarak tarım, ticaret ve sanayide artırmaya çalışırken Osmanlı Devleti bu yöntemi uygulamamıştır.
Osmanlı Devleti gelirini artırma yolu olarak fetihlerle elde edilen topraklardan gelecek vergileri tercih ediyordu.
Avrupa devletleri bu yeni model çerçevesinde gelirlerini artırıcı tedbirler alıp değişik yollar bulurken Osmanlı Devleti bu modele ayak uyduramamıştır.
Yeni ekonomik kaynaklar bulup gelir artırıcı tedbirler almak bir yana Avrupalı devletlerin mallarının kapitülasyonlar sonucunda Osmanlı ilkesine ucuz yollu girip piyasaya hakim olmasına dahi engel olamamıştır. Avrupalı devletler bu yolla hem Osmanlı’nın gelişmesini engellemiş hem de yeni ekonomik modele uygun biçimde gelir düzeyi olarak zengin ülke konumuna ulaşmışlardır.
Osmanlı’da Merkantilizm Etkisi
Osmanlı yöneticileri iç ve dış ticarette kentlerin ihtiyacını karşılayabilmek ve gümrük gelirleri elde etmek amacıyla ithalatı destekliyorlardı. Avrupa’daki merkantilist anlayışa göre de ihracatı artırmak ulusal serveti ve işsizliği azaltmaya bir araçtı.
Osmanlı Devleti ilk dönemlerinden itibaren Avrupalı devletlere ticareti özendirici bazı ayrıcalıklar vermiştir. Coğrafi Keşifler sonunda ticaret yollarının değişmesi ile gelir kaybeden Osmanlı Devleti hem Avrupa’da siyasi destek bulmak hem azalan gümrük vergilerini artırmak için Avrupalı tüccarlara yeni ayrıcalıklar vermiştir.
XVII. ve XVIII. yüzyılda kapitülasyonlarla tanınan haklar genişletilmiştir. Bu dönemde Osmanlı’nın siyasi gücünün azalmasıyla Avrupalı devletler, tüccarlarının ayrıcalıklarını artırma yoluna gitmiştir. Gümrük vergilerini yerli tüccardan az ödeyen Avrupalı tüccarlar, ayrıca kendi ticari mahkeme kurma hakkını da elde etmiştir. Osmanlı ülkesi içinde Avrupalı tüccar ile yerli tüccar rekabeti oluşmuştur. Pek çok konuda Avrupalı tüccar daha avantajlı hale gelmiştir.
XVI. yüzyılda Avrupa’da fiyatların artması hammaddenin daha ucuz bir şekilde Osmanlı’dan temin edilmesine ve bu sürecin de Osmanlı Devleti’nde enflasyonun ve fiyatların artmasına, paranın değer kaybına ortam hazırladığı bilinmektedir.