1. Hazırlık
- Yazılacak metnin temasını, konusunu, amacını, hedef kitlesini belirleme
- Metinde kullanılacak düşünce, bilgi ve olayları belirleme
- Seçilen konu ile ilgili çeşitli kitaplar veya yazılar okunur, araştırmalar yapılır. Araştırma için özellikle kütüphaneden yararlanılır. Ayrıca internet üzerinden de kaynak araştırması yapılabilir.
- Araştırma yapılırken notlar çıkarılır, kaynaklardaki bilgiler özetleme tekniği ile de alınabilir. İnternete doğru bilgilerin yer aldığı sitelerden yararlanılmalıdır. İnternetteki bilgi kirliliğinden uzak durulmalıdır. Örneğin, kelimelerin anlamı veya doğru yazımı öğrenilecekse Türk Dil Kurumunun sitesindeki Güncel Türkçe Sözlük’e bakılmalıdır.
- Kaynaklardan alınan bilgiler aktarılırken hangi kaynaktan alınmışsa o kaynağın adı verilmelidir, bu durum hem etik açısından hem hukuki açıdan doğrudur. Aksi durum hukuki sonuçlar doğurur. Yapılan alıntıları, yazan kişi, kendisine aitmiş gibi aktarırsa hukuki olarak cezai sorumluluğu vardır. Alıntı yaparken kaynak göstermemek etik açısından da doğru değildir.
- Yazıda kullanılacak bilgi, gözlem, izlenim ve deneyimlerle ilgili olarak notlar çıkarılmalı; daha sonra bunlar yazının uygun yerlerinde kullanılmalıdır. Yazıda görsel ve işitsel ögeler de kullanılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki görsel ve işitsel ögeler bir arada olursa yazıyı daha etkileyici kılacaktır.
- Yazıya geçmeden önce konu sınırlandırılmalıdır. Konu, çok genel olursa araştırma yapmak ve yazı yazmak güçleşecektir. Örneğin, “aşk” konulu bir yazı yazmak çok geniş bir araştırma ve bilgi birikimi ister, ayrıca konuyu toparlamak zor olur. Ancak “Yunus Emre’nin aşk anlayışı” şeklinde sınırlandırılan konuyu araştırmak ve yazmak daha kolay olacaktır.
- Hazırlık aşamasında metinde kullanılacak düşünce, bilgi ve olayların belirlenmesi için beyin fırtınası, kavram ağı oluşturma, araştırma yapma, tartışma, gözlem, görsellerden yararlanma vb. yollar kullanılabilir.
Konu: Yazı yazacak kişi öncelikle üzerinde yazı yazacağı konuyu belirlemelidir. TDK Türkçe Sözlük’te konu, “Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje.” şeklinde açıklanmaktadır. Bir yazıda ele alınan, üzerinde söz söylenilen düşünce, olay veya olguya “konu” denir. Konu, insanın insanla, insanın doğal ve toplumsal çevresiyle olan ilişkilerini, çatışmalarını kuşatan her türlü yaşantıdır. Konu; olaydır, olgudur, düştür, durumdur, sorundur. Yaşamın içindeki her şey konu olabilir. Konuların sanatçıya has bir durumu yoktur. Aynı konuyu çağlar boyunca farklı sanatçılar işlemiştir. “Aşk”, “yalnızlık”, “ölüm”, “gurbet”, “ayrılık”, “dostluk”, “yaşam” gibi konuları nice sanatçı işlemiştir. Yazı yazarken ilgi çekici bir konu seçilmelidir. Üzerinde araştırma yapabileceğimiz, bilgi ve görgümüzün olduğu konuyu seçersek daha başarılı bir yazı ortaya çıkar. Konunun hangi yönlerden ele alınacağı belirlenmelidir. Böylece konu sınırlandırılmış olur.
Tema: TDK Türkçe Sözlük’te tema, “Öğretici veya edebî bir eserde işlenen konu, düşünce, görüş, tema, ana konu.” şeklinde açıklanmaktadır. Tema, konudan farklıdır. Farklılık konunun, işlenmeden önce var oluşu, temanın ise konunun işlenirken belirleneceği ya da doğacağı; konun genel, somut bir nitelik taşımasına rağmen temanın özel ve soyut nitelik taşımasıdır.
Amaç / Hedef Kitle: Yazı, hangi amaçla yazılacaksa onun dışına çıkılmamalıdır. Yazıda kullanılan dil ve üslup hedef kitlenin anlayacağı şekilde olmalıdır. Yazıya seçilen konu hedef kitlenin ilgisine uygun olmalıdır. Metinde kullanılacak düşünce, bilgi ve olaylar hedef kitleye göre belirlenir.
2. Planlama
- Metnin konusu, ana düşüncesi, yardımcı düşünceler, anlatım biçimi ve düşünceyi geliştirme yollarını belirlenir. Ana Düşünce: Ana düşünce, yazıda verilmek istenen asıl mesajdır. Ana düşünce, yazıya başlanmadan önce belirlenmelidir. Bu durum konu bütünlüğünün sağlanmasında önemli bir noktadır. Daha sonra ana düşünceyi destekleyecek yardımcı düşünceler belirlenmeli ve bunlar ana düşünce ile bir bütünlük içinde verilmelidir. Ana düşünce, yazarın konuya bakış açısıdır. Yazı, ana düşünce üzerine kurulup geliştirilir. “Okuyucuya hangi mesajı vermek istiyorum?” sorusu ana düşüncenin tespitinde kullanılır. Ana düşünce belirlendikten sonra yazının başlığı tasarlanır. Başlığın, yazının kimliği olduğu unutulmadan belirlenmesi gerekir. Başlık, yazıda verilmek istenen mesajın aynası niteliğindedir.
- Yazıda bilgi verme ve öğretme amaçlanıyorsa “açıklayıcı anlatım”; okuyucunun düşünceleri değiştirilmek isteniyorsa “tartışması anlatım”; okuyucu olay içinde yaşatılmak isteniyorsa “öyküleyici anlatım”; okuyucuya izlenim kazandırılmak isteniyorsa “betimleyici anlatım” kullanılır.
- “Tanımlama, karşılaştırma, benzetme, örnekleme, sayısal verilerden yararlanma” gibi düşünceyi geliştirme yolları kullanılabilir.
a) Tanımlama: Sözcüğün gösterdiği varlığın ya da nesnenin yapısını, niteliklerini, temel özelliklerini, benzerlerinden ayrılan özelliklerini, işlevini dil aracılığıyla ortaya koymaktır. Bir kavramın ne anlama geldiğini belirtmek için kullanılan bir tekniktir. Tanımlama cümlelerinin yüklemi isim ise genellikle “-dır, -dir” ek fiilini alır, yüklem fiil olarak “denir” sözcüğünden oluşur. Tanımlamada genellikle “nedir” veya “kimdir” sorularına cevap alınabilir.
b)Tanık Gösterme: Yazarın şahsi görüşlerini beyan ettikten sonra, düşüncesindeki haklılık payını artırmak için herhangi bir kişinin kendisiyle aynı doğrultuda söylemiş olduğu sözü alıntılamasıdır. Bir görüşü doğrulamak, inandırıcı kılmak için o alanda sözü geçen, otorite kabul edilen, tanınan birinin sözlerinden ve görüşlerinden yararlanma yöntemidir. Tanık göstermeye başvurulurken bir metnin aynen alınmasına “alıntı yapma” adı verilir. Tanık olarak seçilen kişinin sözleri ya tırnak işareti “…” içerinde ya da özetlenerek aktarılır.
c) Örnekleme: Soyut bir düşünceyi “somutlaştırma” amacıyla kullanılan bir anlatım yoludur. Örnekleri gördüklerimizden, yaşadıklarımızdan, okuduklarımızdan ya da tasarladığımız düşüncelerden verebiliriz. Verilen örnekler ya ileri sürülen düşüncenin gerçekliğini, doğruluğunu kanıtlamaya yönelir ya da düşünceyle gerçeklik arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçlar Örneklemede genellikle “söz gelimi, örneğin, mesela” gibi sözcükler kullanılır.
d) Karşılaştırma: İki kavram, durum, olay, gözlem, yargı arasındaki benzerlik ve karşıtlıkları, bir düşünceyi kanıtlamak için kullanmaktır. Karşılaştırma, tıpkı örnekleme gibi bir kanıtlama tekniğidir. Karşılaştırma “en, kadar, daha, -e göre” gibi sözcük veya “-den” ekiyle yapıyla yapılır. Karşılaştırma “benzerliklerden veya karşıtlıklardan yararlanılarak” ve “kavramlar arasında ilişki kurularak” yapılır.
e) Sayısal verilerden Yararlanma: Düşüncelerin somutlaştırılması ve daha inandırıcı kılınması için sayısal verilerden, istatistiklerden, yararlanılmasıdır. Sayısal veriler, yazının gerçekliğini ve somutluğunu ortaya koyar. Sayısal verilerden bir düşünceyi “kanıtlama” amacıyla başvurulur. Sayısal veriler bir yazıya “bilimsel güven” kazandırır.
3. Taslak Metin Oluşturma
- Metin, türüne özgü yapı ve şekil özelliklerine uygun yazılır.
- Şiir yazılacaksa imgelerden ve söz sanatlarından yararlanılır. İmge kavramı ve söz sanatları “ŞİİR” ünitesinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
- Yazılacak metin öğretici metinse düşünceye dayandırılır. Metin, paragraflardan oluşur. Bir düşünceyi ana düşünce etrafında destekleyen cümle veya cümleler topluluğuna paragraf denir. Paragraf sözcüğünün sözlük anlamı: Yazı bölümü (Latince “para”: bölüm, “graf”: yazı sözcüklerinden oluşur) Paragrafın terim anlamı: Anlatım birliği veya düşünce birimi. Bir metinde “giriş”, “gelişme” ve “sonuç” olmak üzere üç bölüm vardır.
Paragrafın Bölümleri
a) Giriş Bölümü: Paragrafın ilk bölümüdür, genellikle tek cümleden oluştuğu gibi birkaç cümleden de oluşabilir. Konunun ortaya konduğu bölümdür. Giriş cümlesi, kendisinden önce bir cümle olduğu izlenimi vermez. Giriş cümlesi bazı edatlarla, bağlaçlarla, işaret sıfatı ve işaret zamirleriyle başlamaz. Yapı, söz dizimi, düşünce, dil ve anlam bakımından bir sonraki cümleye bağlıdır. Bağlantı ögeleri, yani bir cümlenin daha önceki cümlelerin devamı olduğunu belirten sözcük ya da sözcük öbeğidir.
b) Gelişme Bölümü: Yardımcı düşüncelerin verildiği, bağlantı ögeleriyle bir önceki cümlenin devamı olan bölümdür. Giriş cümlesindeki konunun ayrıntılı açıklandığı, yardımcı düşüncelerle beslendiği bölümdür. Konu benzetmelerle, örneklerle ya da türlü yöntemlerle açıklanır. Yardımcı düşünceler, gelişme bölümünde yer alır.
c) Sonuç Bölümü Cümlesi: Metinde anlatıların özeti niteliğinde olan, kesin yargılı bölümdür. Kendisinden önce anlatılan yargıları bir sonuca bağlar. Sözcük ve cümle vurgusu genellikle nasıl sonda ise asıl anlatılmak istenen düşünce de genellikle sondadır. Bağlayıcı ögeler, çoğunlukla sonuç bölümünde yer alır.
- Yazılacak metin olaya yani kurguya dayalı ise “serim, düğüm, çözüm” bölümleri vardır. Serim, giriş; düğüm, gelişme; çözüm, sonuç bölümüdür.
- Yazıya başlamadan önce başlık belirlenir. Gerekirse alt başlık ve epigraf kullanılır. Herhangi bir kitabın ya da yazının başına başka bir şair veya yazardan alınarak konan ve onu bir bakıma önceleyen, özetleyen, tamamlayan; onun bir özelliğini tanıtan, ele veren şiir veya düzyazı biçimindeki sözlere “epigraf” adı verilir.
4. Düzeltme ve Geliştirme
- İyi bir metinde bulunması gereken özelliklere dikkat edilmelidir. Metnin “duruluk”, “yalınlık”, “açıklık”, “akıcılık” gibi ilkelere uygun yazılır.
- Taslak metin açıklık, akıcılık, yalınlık, duruluk; paragraflar arası ilişki ve tutarlılık; yazım, noktalama, sayfa düzeni vb. açısından gözden geçirilir ve düzeltilir.
Paragrafın Bölümleri
a) Duruluk: Bir cümlenin gereksiz söz öbeği, sözcük veya ek içermemesidir. Duru cümlelerde, ne fazla ne de eksik bir sözcük bulunur. Gereksiz sözcük kullanımı “duruluk” ilkesini bozar. “Beraber yürüdük yağan yağmurda. ” cümlesinde “yağan” sözcüğü gereksiz olduğu için cümle duru değildir.
b) Açıklık: Anlatılanların kolayca anlaşılır olma özelliğidir. Cümlede anlamın tek ve net olmasıdır. Cümlede anlam belirsizliği, karışıklığı ve bulanıklığı olmamasıdır. “Geldiğini görmedim.” Cümlesi açık değildir çünkü “senin geldiğini” ve “onun geldiğini” anlamı çıkmaktadır; bu yüzden cümle açık değildir.
c) Yalınlık: Anlatımın gösterişten, süsten ve gereksiz uzatmalardan uzak olmasıdır. Yalın cümlelerde, abartılı ifadelere yer verilmez. Sanatlı söyleyişler ve söz sanatları abartılı biçimde kullanılmaz. “Güneşlerle süslenmiş altın sarısı gibi görünen gökyüzünün altında yürümek istiyorum denizin dalgalan gibi dalgalanan mavi hayallerimin peşinden.” cümlesinde süslü, sanatlı ifadeler abartılı biçimde kullanıldığı için cümle yalın değildir.
5. Yazılan Metni Paylaşma
- Yazılan metin yüksek sesle okuma, panoda sergileme; kitap, dergi veya gazetede yayımlama, yarışmalara katılma gibi yollarla paylaşılır.