Yazılı Dönem Türk Edebiyatı 10.Sınıf Edebiyat
YAZILI DÖNEM TÜRK EDEBİYATI
Yazılı Türk edebiyatının başlangıcı 6. yüzyıldır. Yenisey’de bulunan mezar taşları (balbal), Türk edebiyatının elimizde bulunan ilk yazılı örnekleridir. Ancak bu mezar taşlarının edebî niteliği yoktur. Bundan dolayı Orhun Kitabeleri ilk yazılı belge kabul edilmektedir.
Eserlerde Göktürkçe ve Uygurca kullanılmıştır.
Göktürkçe yazılan eserlerde halk dili, Uygurca yazılanlarda ise sanatlı ve süslü bir söylev dili kullanılmıştır.
Türklerin yazıyı kullanmalarıyla İslamiyet’i kabul etmeleri arasındaki dönemi kapsar.
Orhun (Köktürk) Yazıtları
- Türk edebiyatının ilk yazılı ve edebi örnekleridir.
- Göktürkler Dönemi’nde, Göktürkçe ile yazılmış, Türklerin Çinlilerle yaptıkları bağımsızlık savaşları anlatılmıştır.
- “Vezir Tonyukuk, Kül Tigin ve Bilge Kağan” anıtlarından oluşur.
- Söylev, öğüt, anı niteliği taşımaktadır.
Üç dikili taştan oluşmaktadır:
- Tonyukuk Yazıtı (720)
Bilge Kağan’ın veziri olan Tonyukuk’un Çinlilerle mücadelesini anlatır. Bu anıtı Tonyukuk kendisi yazmıştır.
- Kül Tigin Yazıtı (732) ve Bilge Kağan Yazıtı (735)
Bu iki yazıt, Yollug Tigin tarafından yazılmıştır.
Bu yazıtlar, Danimarkalı Türkolog Thomsen tarafından 1893 yılında günümüz diline çevrilmeye başlanmıştır. Bu eserde ilk kez Cüveyni, Tarih-i Cihan Küşa adlı eserinde bahseder.
Göktürk Yazıtları’nın Özellikleri
- 8. yüzyılda taşlar üzerine kazınarak yazılmış mezar taşı niteliğindedir.
- Türk edebiyatının ilk yazılı eserleridir.
- Göktürk alfabesiyle yazılmıştır.
- Yazıtların yazarı Yollug Tigin’dir. (Tonyukuk yazıtı hariç) “Türk” adının yer aldığı ilk kaynaklardır.
- Söylev niteliği taşımaktadır.
- Dil sade ve akıcıdır ancak söylev özelliği taşıyan yerlerde sanatlı söyleyişler hâkimdir.
- Türk milletini Çin’e karşı uyaran ilk yazılı belgelerdir.
- Yazıtlar, Göktürklerin tarihine ışık tuttuğu gibi tarih, coğrafya, sosyoloji ve edebiyata da kaynak olacak niteliktedir.
- Atatürk “Nutuk“ adlı eserini yazarken bu yazıtlardan etkilenmiştir.
Kül Tigin Anıtı Metni
Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı bu zamanda oturdum. Sözümü tamamiyle işit. Bilhassa küçük kardeş, yeğenim, oğlum, bütün soyum, milletim güneydeki Şadpıt beyleri, kuzeydeki Tarkat Buyruk beyleri, Otuz Tatar..! Dokuz Oğuz beyleri milleti! Bu sözümü iyice işit adamakıllı dinle:
Doğuda gün doğusuna güneyde gün ortasına batıda gün batısına kuzeyde gece ortasına kadar onun içindeki millet hep düzene soktum. O şimdi kötü değildir. Türk Kağanı Ötüken ormanında otursa ilde sıkıntı yoktur.
Bu yerde oturup Çin milleti ile anlaştım. Altını, gümüşü, ipeği, ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor.
Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle yumuşak ipek kumaşla aldanıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp konduktan sonra kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa kabilesi milleti akrabasına kadar barındırmazmış. Tatlı sözüne yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok Türk milleti öldün: Tanrı buyruğu için kendim devletli olduğum için kağan oturdum. Kağan oturup aç, fakir milleti hep topladım. Yoksa bu sözümde yalan var mı?
Türk beyleri, milleti bunu işitin! Türk milletini toplayıp il tutacağını burada vurdum. Yanılıp öleceğini yine burada vurdum. Her ne sözüm varsa ebedi taşa vurdum. Ona bakarak bilin. Şimdiki Türk milleti beyleri bu zamanda itaat eden beyler olarak mı yanılacaksınız?
Tonyukuk Anıtı Metni
Birinci Taş (Batı Cephesi)
Ben Bilge Tonyukuk’um. Çin ülkesinde doğdum. Türk milleti Çin’de tutsak idi. Türk milleti hanını bulunca Çin’den ayrıldı, han sahibi oldu. Hanını bırakıp yine Çin’e tutsak düştü. Tanrı şöyle demiş: Han verdim, hanını bırakıp tutsak düştün. Tutsak düştüğün için Tanrı öldürdü. Türk milleti öldü, bitti, yok oldu. Türk Sır milletinin yerinde boy kalmadı.
Ormanda, dışarıda kalmış olanlar toplanıp yedi yüzer oldular. İki bölüğü atlı idi, bir bölüğü yaya idi. Yedi yüz kişiyi idare edenlerin büyüğü şad idi; danışman ol dedi, danışmanı ben oldum. (Bilge Tonyukuk) Şadı kağan mı yapayım, diye düşündüm. Arık boğa ile semiz boğa arkada oldukça; semiz boğa mı, arık boğa mı bilinmezmiş diye düşündüm. Bunun üzerine, Tanrı akıl verdiği için onu, ben kağan yaptım.
İlteriş Kağan olunca, Bilge Tonyukuk Boyla Baga Tarkan ile İlteriş, güneyde Çinliyi, doğuda Kıtay’ı, kuzeyde Oğuz’u pek çok öldürdüler. Danışmanı, yardımcısı ben idim.
Çogay’ın kuzeyi ile Kara Kum’da oturuyorduk.
Uygur Metinleri
- Uygurlara ait metinler Yenisey Yazıtları ve birkaç metinden oluşmaktadır.
- Köktürk Devleti’nin yıkılmasından sonra kurulan Uygur hanlıklarından kalma eserler daha çok, Buda ve Mani dininin esaslarını anlatır.
- Bu yazılı metinler dini konularda yazılmış tercüme metinlerdir.
Uygurlara ait metinler Soğd alfabesi ile yazılmıştır. Uygur Türklerine ait Altun Yaruk’ta Budizm inancının temel kurallarından söz edilmektedir.
İki Kardeş Hikâyesi ile Sekiz Yükmek de bu döneme ait eserlerdendir.