Dünya dilleri, dili oluşturan asıl ve bağlı birimlerinin yapı ve işleyişleri yapısı bakımından gösterdikleri benzerliklerine göre üç gruba ayrılır.
A) Tek Heceli (Yalınlayan / Ayrımlı) Diller
- Her hecenin bir dil göstergesi olduğu dil grubudur.
- Konuşmanın esasını oluşturan cümleleri oluşturan sözcüklerin temel özelliği tek heceden oluşmasıdır.
- Tek heceli diller, “kök yalınlayan” ve “gövde yalınlayan” diller olmak üzere kendi arasında iki kola ayrılır.
- Sözcükler ek almaz, sözcüklerin çekimli halleri yoktur.
- Sözcükler, cümle içindeki yerleri ve başka sözcüklerle yan yana gelişleriyle değişik anlamlar kazanır, çeşitli görevler yüklenirler.
- Sözcüklerin cümle içindeki yerinden onların özne mi, nesne mi, yüklem mi olduğu belirlenir. Vurgu ve tonlama önemlidir.
- Tek sözcük değişik tonlarda söylendiğinde birçok farklı anlamı yansıtmaktadır.
- Birçok kavramın anlatımı için sözcük birleşimlerinden yararlanılmıştır. Örneğin; Çince “Wo bu pa ta” cümlesi, tek heceli sözcüklerden oluşmuştur. Sözcüklerin sırasıyla anlamları şöyledir: “Ben değil korkmak sen.”. Türkçesi “Ben senden korkmam.” demektir.
- Çince, Tibetçe, Vietnamca ve bazı Himalaya, Malaya, Polinezya dilleri ve Cava dili bu gruba girer.
B) Eklemeli (Bağlantılı / Bitişken) Diller
- Eklemeli dillerde, değişmeyen sözcük köklerine çeşitli ekler getirilerek anlamca ve görevce yeni sözcükler oluşturulur.
- Sözcüklerin olumsuzluk, kişi, zaman vb. bildirmeleri de yine kök ve gövdelere ekler getirilerek sağlanır.
- Sözcüklerin türetilmesi ve çekimlenmesi eklerle yapılır.
- Ekler, sözcüğün başına ya da sonuna getirilir. Bu özelliğe göre eklemeli diller “önden eklemeli” ve “sondan eklemeli” olmak üzere ikiye ayrılır.
- Türkçe, “sondan eklemeli” dil grubuna girer.
Altay dilleri arasında Moğolca, Mançu—Tunguzca, Japonca, Korece yer alır. - Ural dilleri arasında Macarca, Fince, Samoyetçe ve Güney ile Orta Afrika’da konuşulan bazı diller yer alır.
C) Çekimli (Bükümlü) Diller
- Çekimli dillerde, tek ve çok heceli kökler ve birtakım ekler vardır.
- Çekim ve türetme yapılırken sözcük köklerinin değişikliğe uğradığı dillerdir. Bu değişiklik, kökteki ünlünün bir başka ünlüyü dönüşmesi olarak gerçekleşir.
- Kök bazen tanınmayacak kadar değişir. “Ketebe” sözcüğü Arapçada ”katib”, “mektub”, “mekteb” şeklinde çekimlenir. Tek heceli ve eklemeli dillerde kökteki ünlü değişmez. Büküm, çekim sırasında kökün, özellikle kökteki ünlünün değişmesidir.
- Arapça, kök bükümlü dildir. Kök genellikle üç ünsüzden oluşur: ketb (yazmak), cels (oturmak)… Köklerdeki ünlü değişmesi ile değişik kavramları yansıtan sözcükler türetilebildiği gibi gramer ilişkileri, çokluk şekilleri de oluşturulabilir. Ketb kökünden kâtib (yazan, yazıcı), küt’tab (yazıcılar, kâtipler), mektub (yazılan)… Sami dil ailesinde yer alan diller bu gruba girer: Arapçanın yanında, İbranice, Asur dili, Habeşçe, eski Mısır dili Koptça, Berberice…
- İngilizce, gövde bükümlü bir dildir. Hem çekim sırasında hem de yeni sözcük türetilirken kökteki ünlü ve ünsüzler değiştiği gibi kimi yeni sesler de köke dahil olur. İngilizce write (yazmak), wrote (yazdı), written (yazmış)… Hint-Avrupa dilleri ve Kafkas dilleri bu gruba girer.