YAPMA (YAPAY) DESTANLAR
Yapay destan, bir halk şairi veya edebi bir yazar tarafından belirli bir dönemin veya olayın etkisiyle yaratılan ve kaleme alınan destanlardır. Bu tür destanlar, doğal (halk) destanlardan farklı olarak anonim değil, bilinen bir yazar tarafından yazılır. Yapay destanlar, genellikle tarihi bir olayı, kahramanlık hikayesini veya toplumsal bir temayı işlerler ve belli bir sanat anlayışıyla, edebi bir üslupla oluşturulurlar.
Yapay destanların başlıca özellikleri şunlardır:
- Bilinen Bir Yazar Tarafından Yazılması: Yapay destanlar anonim değildir; yazarları bellidir. Örneğin, “Çanakkale Şehitleri” destanı Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılmıştır.
- Tarihî veya Toplumsal Konular: Yapay destanlar genellikle belirli bir tarihî olay, savaş, kahramanlık, bağımsızlık mücadelesi veya toplumsal bir konu üzerine kurulur.
- Edebi Üslup: Doğal destanlara göre daha edebi ve sanatsal bir dille yazılırlar. Anlatım, şiirsel bir nitelik taşır ve genellikle manzum olarak (şiir biçiminde) yazılır.
- Planlı ve Kurgusal: Yapay destanlar belirli bir plan dahilinde, yazarın kurgu yeteneği ve yaratıcılığıyla oluşturulur. Olaylar ve kahramanlar yazarın tasarımıyla şekillenir.
- Toplumun Değerlerini Yansıtır: Yapay destanlar, yazıldıkları dönemin toplumsal değerlerini, inançlarını ve ideallerini yansıtır ve bu değerleri ölümsüzleştirmeyi amaçlar.
Dünyadaki Yapay Destanlar
Destan | Yazar | Ulus | Konu |
---|---|---|---|
Aeneis | Vergilius | Latin | Truva’yı Yunanlıların almaları |
Çılgın Orlando | Ariosto | İtalya | Hristiyanlık-İslamiyet çarpışması |
Kurtarılmış Kudüs | Tasso | İtalya | Haçlı Seferleri |
İlahi Komedya | Dante | İtalya | Dante’nin cennet, cehennem ve arafta gezintileri |
Henriade | Voltaire | Fransa | 16. yüzyıldaki din ve mezhep savaşları |
Kaybolmuş Cennet | John Milton | İngiltere | Tanrıya isyan eden şeytanın, insanlara karşı açtığı savaş ve mücadelesi |
Lusiadas | Camoens | Portekiz | Portekizlilerin keşifleri |
Türk Edebiyatındaki Önemli Yapay Destanlar
Sanatçı | Destan |
---|---|
Fazıl Hüsnü Dağlarca | Üç Şehitler Destanı, Yedi Memetler |
Ceyhun Atuf Kansu | Sakarya Meydan Savaşı |
Kayıkçı Kul Mustafa | Genç Osman Destanı |
Gülten Akın | Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı |
Nazım Hikmet | Kuva-yi Milliye Destanı (Kurtuluş Savaşı Destanı) |
M. Akif Ersoy | Çanakkale Şehitleri Destanı |
Âşık Şenlik | Hz. Ali ile Salsal Destanı |
Ziya Gökalp | Şaki İbrahim Destanı |
Behçet Kemal Çağlar | Malazgirt Zaferi’nden İstanbul’un Fethine |
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu | Malazgirt Destanı, Bozkurtların Destanı |
H. Nihat Pepeyi | Millî Mücadele Destanı |
Mustafa Necati Sepetçioğlu | Yaradılış ve Türeyiş Destanı |
1923-1980 dönemi Türk edebiyatından bir yapma destanı
BOZKURTLARIN DESTANI
***
Yorulmuşlardı artık Işbara Alp ‘la Teğin.
Kılıç sallamışlardı, dinlenmeden, bir öğün.
İçing Katun yerinde gayrı duramıyoıdu…
Gözleri bulanmıştı. Bir şey göremiyordu.
Bir aralık, çevrede gözleriyle gezindi,
Otağın arkasından bazı şeyler sezindi!
Tulu Han, sezgisini anlamıştı Katun’un,
Elbette önemli bir sebebi vardı bunun…
Ardını gözetledi, sonra döndü nüne,
Nedense Tulu Han’ın kuşku girdi gönlüne!
Daha keskin bakınca, kalkık eteği gördü,
Yanıbaşında duran Kür Şad’a buyruk verdi:
Katun’un şaşkınlığı değil imiş boşuna,
Arkada bir şeyler var, hele bak da gel şuna!
Kür Şad, yerinden çıkıp yürüdü yavaş yavaş…
Bir de ne görsün! Burda vardı özge bir savaş…
Gördüğü bu nesne pek yakışıklı bir işti.
Bir Gök Tüm, bir Çiııliyi yağız yere sermişti!
Üç Çinliye karşı da hâlâ direşiyordu,
Ortaya, ayağa, hem başa… Güreşiyordu!
Yumruk izleri vardı Çinlilerin kaşında,
Birinin hayır yoktu, otuz iki dişinde!..
Bir Çinli daha yere yuvarlanmıştı şimdi,
Dört Çinliyi yassıltan bu yaman çeri kimdi!..
Devin’yordu yere hepsini bir vuruşta
Fakat erliğe hile karışıyordu işte!
Yerdeki Çinli gördü Çalık’ın kılıcım,
Yaklaştı sürünerek, almak için hıncını,
Uzandı kabzasına, yılan gibi kayarak…
Kür Şad, izledi onu, bir, iki üç… Sayarak!
Gelince kahpe/iği önlemenin tam çağı,
Omuzunda, yavaşça kımıldadı sadağı!
Çinlinin yaptığını biraz daha gözledi,
Yayına bir ok sürüp amacını gezledi!
Çinli tam yaracakken Çalık’ın kafasını,
Kür Şad’ın oku deldi elinin ayasını!..
Çinli, çirkin sesiyle kopardı yaygarayı,
Öldüm sandı, görünce elindeki yarayı!
Ok sesiyle Çinlinin acı haykırışları,
Birdenbire, arkaya döndürdü bakışları.
Döğüş bitmişti, Çalık yere vurdu dizini,
(Niyazi Yıldınm Gençosmanoğlu, Bozkurtlann Destanı)
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu (1929-1992)
Taşkın bir ruh heyecanıyla Türk tarihinin milli kahramanlık maceralarına yönelen şair, “destan şairi” olarak tanınmıştır. Tam bir millî şiirleriyle romantik şairdir. Türk edebiyatının en büyük destan şairlerinden biridir.
Dede Korkut üslubunu çağdaş bir yorumla kullanmıştır. İslamiyet öncesinden Cumhuriyet sonrasına kadar birçok olay ve kişiyi destanlaştırmıştır. Geçmiş zamanları şiirin dünyasına taşıyarak yeni nesil üzerinde Türk destan devrinin ulusal bilincini uyandırmak ister. Kürşad’dan Kara Kağan’a, Alparslan’dan Afşın Bey’e, Hacı Bayram-ı Veli’den Yunus Emre’ye, Osman Gazi’den Fatih’e, Atatürk’ten Sütçü İmam’a kadar birçok kişiyi destanlaştırmıştır. Şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
Şiir Kitapları: Bozkurtların Ruhu, Gençosman Destanı, Kürşad İhtilali Destanı, Malazgirt Destanı, Bozkurtların Destanı, Kopuzdan Ezgiler, Boğaç Han-Salur Kazan Destanları, Destanlarda Uyanmak, Destanlar Burcu, Dedem Korkut’tan Boğaç Han Destanı, Alp-Erenler Destanı