Ünlemler Tyt Edebiyat
Ünlemler asıl olarak “seslenme—hitap” bildiren sözcüklerdir.
Korkma, acıma, şaşma, acıma, sevinme, kızma gibi ansızın beliren duyguları anlatan, kimi zaman da onay, karşı çıkma, buyruk, çağrı, uyarı, yasaklama vb. belirten sözcüklerdir.
— Aaa, ağlıyorsunuz siz! (şaşma)
— Ah o kadrini bilmediğim günler! (pişmanlık)
— Ah, orada akşamın bin rengi vardır! (özlem)
— Aman geç kalmayın! (uyarı)
— Hay Allah razı olsun! (sevinme)
Ünlemler “asıl ünlemler” ve “ünlem değeri taşıyan sözler” olmak üzere ikiye ayrılır:
a) Asıl Ünlemler: A, ah, of, bre, e, ey, ay, vay, ah, vah, oh, hişt, uf, tu, ya, hey, aman, eyvah, yahu, ayol, defol, bee…
— Ah! Bu türküler, köy türküleri.
— Gül gibi sararıp soldum eyvah! Eyvah!
b) Ünlem Değeri Taşıyan Sözler: İsim, zarf, eğlem gibi sözcüklerin ünlem özelliği kazanmasıdır.
— Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın.
Siper et gövdeni dursun bu hayâsızca akın.
Dikkat: Asıl ünlem sayılan bazı sözcükler cümle içerisinde isim görevinde kullanılabilir: Kimsenin ahı kimsede kalmaz. Onun ahı gitmiş, vahı kalmış.
Sanat adamının kişiliği herkesten başka görünmesinde değil herkesle bir olmasındadır. O, yalnız kendisinde bulunan bir şeyi söyler ama onu söylemekle bütün insanları söyler. Yalnız kendisine göre bir söyleyişi vardır ki onda her insan kendini bulabilir.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıda verilen bilgi doğru ise (+), yanlış ise (—) koyulmuştur.
- Parçada altı edat vardır. –
- Parçada dört bağlaç kullanılmıştır. –
- “Başka” sözcüğü edattır. +
- “Yalnız” sözcükleri sınırlama bildiren zarttır. +
- “Ama” sözcüğü edat olarak kullanılmıştır. –
- “herkesle bir olmasındadır” ifadesindeki “ile” bağlaçtır. –
- “bir” sözcüğü ilk cümlede edat olarak kullanılmıştır. –
- “ki” bağlacı cümleleri bağlamıştır. +
- “Göre” sözcüğü ”kendi” dönüşlülük zamiri ile edat öbeği oluşturmuştur. +
- “Söylemekle” sözcüğündeki “ile” sözcüğü bağlaçtır. –