1. Osmanlılar Döneminde Tarih Yazıcılığı
Osmanlılarda tarih yazıcılığı devlet politikası doğrultusunda başlamıştır.
Temel amaç, devletin başarılarını gelecek nesillere aktarmaktır.
Osmanlılarda XVIII. yüzyıla kadar olayları devlet tarafından görevlendirilen “Şehnameci” denilen görevliler yazardı.
XVIII. yüzyıldan itibaren Osmanlı tarih yazcılığının en önemli unsuru olan Vakanüvislik ortaya çıkmıştır. Devlet görevlisi olan Vakanüvisler, bir yandan kendilerinden önce yazılanları, toplamışlar diğer yandan da kendi dönemlerine ait olayları kaydetmişlerdir.
Osmanlılar İslamiyet öncesi Türk Tarihi’ni büyük ölçüde ihmal etmiş İslam merkezli bir tarih anlayışını egemen kılmışlardır.
Osmanlılardan ilk vakanüvis Naima Efendidir. “Naima Tarihi” adı ile anılan eseri oldukça önemlidr. Naima Efendi yalnızca gördüklerini kaydetmekle kalmamış, sosyolojik yorumlara da yer vermiştir. Naima Efendi’den başka Hoca Saadettin Efendi, Peçevi Selaniki ve Ahmet Cevdet Paşa da ünlü tarihçilerdir.
2. CUMHURİYET DÖNEMİNDE TARİH YAZICILIĞI
Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren Atatürk’ün öncülüğünde “yeni tarih anlayışı” ortaya çıkmıştır. Türklerin İslamiyeti kabullerinden önce de zengin bir kültere, parlak bir uygarlığa sahip olduklarını, dünya uygarlığına ve siyasetine önemli katkı sağladıkları görüşünü savunan Atatürk, Türklerin tarihini araştırmaya büyük önem vermiş bu amaçla 1931 yılında Türk Tarih Kurumu’nu (Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti) kurdurmuş, çalışmalarına bizzat katılmış, dünyada örneği görülmeyen bir davranışla mirasının bir bölümünü bu çalışmaların
sürdürülmesi, amacı ile Türk Tarih Kurumu’na bırakmıştır. Atatürk hem Anadolu ve hem de Türklerin Tarihleri
ile ilgili gerçeklerin ortaya çıkarılmasına önem vermiştir.
Tarihçilerin çalışmaları ile Osmanlıların İslam merkezli tarih anlayışı yerine, Türklerin dünya uygarlıklarının gelişmesine sağladıkları katkıları kanıtlamayı amaçlayan “Türk Tarih Tezi” ortaya
çıkmıştır.