<>

Türkiye’nin Enerji Kaynakları Ayt Coğrafya

Türkiye’nin Enerji Kaynakları

Taş Kömürü

Paleozoyik’te (I. zaman) oluşan taş kömürünün kalori değeri yüksektir. Bu durum taş kömürünü oldukça değerli bir enerji kaynağı yapmıştır. Taş kömürü, özellikle demir – çelik fabrikalarında demir ve çeliğin eritilmesi amacıyla enerji kaynağı olarak kullanılır.

Türkiye’de Paleozoyik döneme ait arazilerin kısıtlı olması nedeniyle ülkede taş kömürü yatakları oldukça kısıtlıdır. Ülkedeki taş kömürü üretimi tüketimi karşılayamamaktadır. Türkiye’deki başlıca taş kömürü yatakları Zonguldak, Bartın, Kastamonu arasında sıralanır.

Linyit

Günümüzdeki linyit yatakları Senozoyik Zaman’ın Tersiyer Devri’nde (III. zamanda) oluşmuştur. Linyit, jeolojik açıdan taş kömürüne göre daha genç olduğundan kalorisi de daha düşüktür. Türkiye arazisi oluşum bakımından genelde genç bir ülke olduğundan ülke linyit yatakları bakımından oldukça zengindir. Üretilen linyitin önemli bir miktarı termik santrallerde elektrik elde etmek için kullanılırken geriye kalanı da konutların ısıtılmasında ve sanayide kullanılmaktadır.

Türkiye’de linyitle çalışan başlıca termik santralleri; Soma (Manisa), Seyitömer, Tunçbilek (Kütahya), Yatağan, Yeniköy, Kemerköy (Muğla), Afşin – Elbistan (Kahramanmaraş), Çayırhan (Ankara) ve Orhaneli (Bursa)’dir. Bu yerler aynı zamanda Türkiye’de en çok linyit çıkarılan alanlardır.

Petrol

Türkiye’de ilk defa Batman il sınırları içinde yer alan Raman Dağı’nda 1940 yılında bulunmuştur. Sonraki aramalar Anadolu’nun güneydoğusunda devam etmiş ve bulunan yataklar üretime kazandırılmıştır. 1954 yılından günümüze Türkiye’de 200’e yakın şirket, petrol arama ve işletme faaliyetlerinde bulunmuştur.

Türkiye’deki başlıca petrol üretim alanları; Adıyaman, Siirt, Batman ve Diyarbakır illerinde yer almaktadır. Ancak bu bölgelerde çıkarılan petrol ülke ihtiyacını karşılamaktan çok uzaktır.

Türkiye’de ülke içinde çıkarılan ile yurt dışından ithal edilen ham petrol Batman, Aliağa (İzmir), İpraş (İzmit) ve Orta Anadolu (Kırıkkale) petrol rafinerilerinde işlenmektedir.

Doğal Gaz

Doğal gaz günümüzde hem konutların ısıtılmasında hem de sanayideki en önemli enerji kaynaklarından biridir. Türkiye’de doğal gaz kaynaklarının tüketimi hem şehirleşmenin artması hem de sanayi faaliyetlerinin gelişmesine bağlı olarak hızla artmaktadır. Özellikle kış döneminde ülkedeki doğal gaz ihtiyacı daha da artmaktadır. Doğal gaz sanayi ve konutların ısıtılması dışında termik santrallerde elektrik enerjisi üretimi amacıyla da kullanılmaktadır. Türkiye’de çok sayıda doğal gaz çevrim santrali bulunmaktadır.

Türkiye’deki başlıca doğal gaz kaynakları Hamitabat (Kırklareli) ve Çamurlu (Mardin)’da yer almaktadır. Ancak bu bölgelerde çıkarılan doğal gaz ülke ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Bu nedenle ülkenin doğal gaz ihtiyacının büyük bölümü ithalat yolu ile karşılanmaktadır.

Türkiye’nin ithalat giderlerinde en fazla pay enerji kaynaklarına ödenen dövizdir. Özellikle petrol ve doğal gaza ödenen döviz miktarı günümüz itibariyle 50 milyar doların üzerindedir. Bu durum dış ticaret açığının oluşmasında en önemli etkendir.

Hidroelektrik Santral

Türkiye’de ortalama yükseltinin fazla ve dağlık – engebeli arazi yapısına sahip olması hidroelektrik potansiyelini artırmıştır. Türkiye hidroelektrik potansiyeli bakımından Avrupa’nın önde gelen ülkelerinden biridir.

Türkiye’de özellikle son dönemde hidroelektrik santrallerinin sayısı büyük ölçüde artmıştır. Hidroelektrik santralleri temiz enerji kaynağı olmalarının yanında ekolojik açıdan kuruldukları bölgelerde önemli sorunlara neden olabilmektedir.

Türkiye’deki büyük kapasiteli başlıca hidroelektrik santralleri şunlardır:

  • Atatürk Barajı (Adıyaman — Şanlıurfa – Fırat)
  • Keban Barajı (Elazığ – Fırat)
  • Karakaya Barajı ve Hidroelektrik Santrali (Diyarbakır- Fırat)
  • Özlüce Barajı (Elazığ – Perisuyu)
  • Gökçekaya Barajı (Eskişehir – Sakarya)

Güneş Enerjisi

Türkiye’nin güneşli gün sayısı, enerji elde edebilmek için yeterli düzeydedir. Güneş enerjisi ile elektrik elde edilebildiği gibi ısıtmada ve sıcak su elde etmede de kullanılır. Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle sahip olduğu Güneş enerjisi potansiyeli açısından birçok ülkeye göre şanslı durumdadır. Yapılan çalışmalara göre Türkiye’nin ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2640 saat (günlük toplam 7,2 saat) tir. Türkiye, 110 gün gibi yüksek bir Güneş enerjisi potansiyeline sahiptir.

Türkiye’de Güneş enerjisinden yararlanma oranı bölgelere göre farklılık göstermektedir. Bulutluluk oranının düşük olduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi Güneş enerjisinden yararlanma potansiyelinin en yüksek olduğu bölgedir.

Rüzgâr Gücü

Yıl boyunca güçlü rüzgârlara açık olan yerler rüzgâr enerjisi için en çok tercih edilen yerlerdir. Gelişmiş ülkelerde denizlerin içine bile rüzgâr santralleri kurulmaktadır. Türkiye rüzgâr enerjisi bakımından oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Ülkedeki birçok bölge rüzgâr enerji santralleri için elverişli yapıdadır.

Türkiye’de rüzgârın elektrik enerjisi amacıyla kullanımı yakın dönemde gelişmeye başlamıştır. Ülkedeki rüzgâr enerji santrallerinin büyük bölümü Batı Anadolu kıyı bölgelerinde yer almaktadır. Çatalca, Çanakkale, Bozcaada, Bandırma ve Çeşme Türkiye’de rüzgâr enerjisi santrallerinin bulunduğu başlıca yerlerdir.

Jeotermal Enerji

Jeotermal kaynaklar konutların ve seraların ısıtılması, elektrik enerjisi üretimi ve çeşitli turizm alanlarında kullanılmaktadır.

Türkiye genç ve kırıklı arazi yapıya sahip olması nedeniyle jeotermal kaynaklar bakımından oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Türkiye’de jeotermal enerji belirlenip kullanımına dönük çalışmalar özellikle başta İzmir olmak üzere Batı Anadolu’da yoğunlaşmıştır. İzmir’in Balçova ve Narlıdere ilçelerinde hâlen yaklaşık 15 bin konut jeotermal enerji ile ısıtılmaktadır. Seferihisar, Dikili, Bergama, Çeşme, Aliağa, Urla, Güzelbahçe, Bayındır, Menderes, Kemalpaşa ve Kozaklı ilçelerinde de varlığı bilinen jeotermal kaynaklarının kullanılması hâlinde 220 bin konutu ısıtabilecek kapasiteye ulaşılabileceği düşünülmektedir.

1984 yılında Türkiye’nin ilk ve Avrupa’nın İtalya’dan sonra ikinci jeotermal enerji santrali Denizli, Sarayköy – Kızıldere’de hizmete açılmıştır. 2009’da Türkiye’nin en büyük jeotermal santrali olan Aydın – Germencik Jeotermal Enerji Santrali üretime başlamıştır.

Nükleer Enerji

Uranyum ve toryum gibi radyoaktif minerallerin ileri teknoloji ile atomlarının parçalanması sonucu ortaya çıkan enerjiye nükleer enerji denir. Türkiye’de Eskişehir — Sivrihisar – Kızılcaören Yöresi’nde 380.000 ton görünür toryum rezervi tespit edilmiştir. Ayrıca Türkiye’de aramalar sonucunda 9129 ton uranyum rezervi bulunmuştur.

Türkiye’de enerji ihtiyacının sürekli ve hızlı bir şekilde artması nedeniyle ülkede nükleer santral yapmaya yönelik çalışmalar başlamıştır. Bu çalışmalar sonucunda biri Mersin Akkuyu’da, diğeri de Sinop’ta olmak üzere nükleer santral yapımına yönelik çalışmalar devam etmektedir.

Biyokütle (Biyomas) Enerjisi

Çeşitli organik kökenli artıklardan elde edilen enerjiye biyomas enerjisi denir. Biyomas kaynakları; odun, hayvan ve bitki artıkları, kentsel atıklar, tarımsal artıklar, mısır sapları ve buğday samanları gibi kaynaklardan elde edilebilir. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şehrin çöplerini kullanarak elektrik üretmekte ve bu enerjiyle İstanbul’daki bütün raylı sistemle çalışan araçların elektriğini karşılamaktadır. Bir başka kaynak da biyodizeldir. Biyodizel; kolza (kanola), ayçiçeği, soya, aspir gibi yağlı tohum bitkilerinden elde edilen yağların veya hayvansal yağların bir dizi işlemden geçirilerek açığa çıkan ve yakıt olarak kullanılan bir üründür. Evsel kızartma yağları ve hayvansal yağlardan da biyodizel elde edilebilir.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Türkiye’nin Enerji Kaynakları Ayt Coğrafya Konu Anlatımı Ders Notları Özet