Doğal kaynaklar tarih boyunca toplumların kalkınmasında önemli bir rol oynamıştır. Maden ve enerji kaynakları yönünden zengin ülkeler bu doğal kaynaklarını teknoloji ile buluşturdukları takdirde kalkınma düzeyini arttırmıştır.
Ülkemiz stratejik öneme sahip coğrafi konumunun yanı sıra jeolojik yapısı nedeniyle de stratejik doğal kaynaklara sahiptir. Bu doğal kaynakların en başında bor mineralleri, linyit, krom gibi yer altı kaynakları gelir. Ülkemiz, coğrafi konumu açısından Hazar ve Orta Doğu enerji havzalarının dünya pazarına çıkış noktasında yer alması doğal kaynakların önemi ve taşınması konusunda jeopolitik değerini arttırmıştır.
Türkiye toprak, su, orman ve madenler yönünden zengin bir ülkedir. Bu nedenle doğal kaynaklar ülke ekonomisinde itici bir güç olmuştur. 1935 yılında kurulan Maden Tetkik ve Arama (MTA) ve 1938’de kurulan Etibank ülke madenciliğini sıfır denecek düzeyden çok ileri düzeylere taşımıştır.
Türkiye’nin başlıca doğal kaynaklarının ekonomiye etkisi
1. Tükenmeyen (yenilenebilir) doğal kaynakları
Ülkemizde son yıllarda sanayileşme hızına bağlı olarak artan enerji ihtiyacı Türkiye’yi yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneltmiştir. Temiz ve masrafsız enerji kaynağı olan güneş enerjisi günümüzde Akdeniz Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesi’ndeki Konya-Karpınar çevresinde hızla yaygınlaşan ve ülke ekonomisine katkı sağlayan doğal kaynak haline gelmiştir.
Rüzgâr enerjisi; elektrik üretiminde kullanılan bir diğer doğal kaynaktır. İzmir ve çevresi, Bozcaada, Gökçeada, boğazlar ve rüzgâra açık dağ yamaçları önemli rüzgâr enerjisi potansiyelinin olduğu yerlerdir.
Türkiye genç oluşumlu bir ülke olması, akarsularının yatak eğiminin fazla olması ve debilerinin yüksek olması su enerjisi potansiyelini arttırmıştır. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesi, Karadeniz Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi akarsularında elektrik enerjisi Üretiminde yararlanılmaktadır.
Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz Çanakkale ve İstanbul Boğazlarına sahip olması deniz ticaretinin
gelişmesini sağlamıştır. Türkiye deniz, göl ve akarsular bakımından büyük bir potansiyele sahiptir. Bu durumda su kaynaklarından ekonomik yararlanmayı arttırmaktadır. Su ürünlerini yaklaşık % 90’ı denizlerden, % 10 göllerden ve akarsulardan elde edilmektedir. Yine denizlerimiz deniz turizmi yönünden gelişmiştir. Bu da ülkemize döviz girdisini arttırmaktadır. Bazı akarsularımız su sporları yönünden önemli bir potansiyele sahiptir.
Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımın artmasıyla ülke ekonomisi açısından birçok avantajlar söz konusu olacaktır. Bunların bazıları şunlardır:
- Yenilenebilir enerji alanındaki ilerlemeler milli geliri arttıracak, iş gücü ve sanayi sektörlerinde olumlu gelişmeler yaşanacaktır.
- Yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşmasıyla 21 milyar m³’lük doğalgaz ithalatının önüne geçilecek bu durumda cari açığın artmasını engelleyecektir.
- Özellikle elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir doğal kaynakların kullanılması Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltacak enerji arz güvenliği noktasına katkı sağlayacaktır. Enerji üretim alanlarıyla beraber istihdam oranı artacaktır.
2015 yılı itibariyle Türkiye’deki toplam enerji kaynaklarının yaklaşık % 32’si yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşmaktadır. Bu oranın büyük bir çoğunluğu hidroelektrik enerji kaynakları oluştururken en düşük pay güneş enerjisine aittir.
2. Tükenebilen (yenilenmeyen) doğal kaynaklar
Ülkemiz yenilenmeyen enerji kaynakları yönünden fakir bir ülkedir. Fosil yakıtlar yönünden dışa bağımlılığı fazla olan ülkemiz petrol, doğalgaz ve kömür ihtiyacının büyük bir bölümünü İran, Azerbaycan ve Irak gibi ülkelerden ithal ederek karşılamaktadır. Bu da ülke ekonomisi açısından önemli bir yük anlamına gelmektedir. Linyit Enerji Bakanlığı’nın yapmış olduğu istatistiklere göre ülkemizde en çok üretilen doğal kaynaklardan biridir. Ülke ekonomisinde elektrik üretiminde kullanılarak katkı sağlar. Trakya’da, Kırklareli ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Mardin’de doğalgaz üretimi yapılmakta elektrik enerjisi üretiminde kullanılmaktadır. Petrol
ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Batman, Adıyaman ve Diyarbakır’da üretilmekte fakat üretim ihtiyacını karşılayamamaktadır.
Petrol ve doğalgazın yurt dışından ithal edilmesi Türkiye ekonomisinin cari açık vermesinde önemli bir etkendir.
Diğer madenlerimiz, Türkiye maden kaynakları yönünden 1324 ülke arasında üretim itibariyle 28. sırada, maden çeşitliliğinde ise 10. sırada yer almaktadır. Dünya’da ticareti yapılan 90 çeşit madenden 77’si Türkiye’de bulunmaktadır. Türkiye’deki en büyük maden rezervi ise dolomit, mermer, linyit, bor ve kaya tuzudur.
Maden ve madene dayalı sanayi son yıllarda hızla gelişmiş ülke ekonomisine katkı sağlamıştır. Madenciliğin ülke ekonomisine katkısının milli gelire oranı yaklaşık % 1.2’dir.
Türkiye yıl boyunca kullandığı enerjini 3/4’ünü ithal etmektedir. İthal edilen enerji kaynakları evleri ısıtmada, mutfakta, taşıtlarda ve elektrik üretiminde kullanılır. İthal edilen doğalgazın % 60’ı Rusya’dan, % 40’ı İran’dan temin edilir. Tüketilen petrolün ise sadece % 7’i ülke içinden karşılanır. Türkiye’de tüketilen kömürün enerjisi düşüktür ve çevre sorunlarına yol açmaktadır. Türkiye’nin 1960 ile 2015 yılları arasında enerji tüketiminin % 450 oranında artması enerji giderini arttırmıştır.
Türkiye’de enerji durumu (2015)
3. Belirli şartlar altında kendini yenileyebilen doğal kaynaklar
Toprak, sanayide hammadde olmasının yanında tarım ve hayvancılık faaliyetinin vazgeçilmez kaynağıdır. Ülkemizde hammadde olarak toprak, seramik, fayans, kiremit, tuğla ve çimento üretiminde kullanılır.
Çalışan nüfusun % 25 civarı tarım sektöründe çalışmaktadır. Tarımsal faaliyetlerden elde edilen gelirin ülkemiz ekonomisine katkısı % 13.2 dolaylarındadır. Günümüzde tarımsal ürün ihracatı 15 milyar doları geçmiş durumdadır.
Ülkemizin % 27’si ormanlarla kaplıdır. Kıyı bölgelerinde yoğunlaşan ormanlar sanayide hammadde ve yakacak olarak kullanılır. Bunun yanı sıra yan ürün olarak reçine, sığla yağı ve kozmetik ürünleri mobilya üretiminde kullanılır.
Ormana dayalı üretimin ekonomiye katkısı milli gelire oranı 2015’te % 2’dir.
Ülkemiz jeotermal kaynaklar bakımından dünyanın 7. Avrupa’nın 1. ülkesidir.
Jeotermal kaynaklardan enerji üretimi ve termal turizm yönünden yararlanılır.