TÜRKİYE’DE DIŞ KUVVETLER
Türkiye’de Dış kuvvetlerin Oluşturduğu Yer Şekilleri
Daha önce söylediğimiz gibi dış kuvvetler, iç kuvvetlerin yapılandırdığı yüksek, kabarık yer şekillerini aşındırma, taşıma ve biriktirme yoluyla yeniden şekillendirir. Bir yandan yeni yer şekilleri oluştururken diğer yandan iç kuvvetlerin yer şekillerini yok eder. Bu nedenle dış kuvvetlere yıkıcı — yok edici kuvvetler de denir.
Türkiye’de dış kuvvetlerden akarsular, yer altı suları, rüzgârlar, buzullar, dalga ve akıntılar etkili olmaktadır. Bu dış kuvvetlerden en etkili olanı şüphesiz akarsulardır. Şimdi başta akarsular olmak üzere bunları görelim.
1. Türkiye’de Akarsuların Oluşturduğu Yer Şekilleri
Türkiye’de akarsu aşındırma şekillerinden en yaygın olanı vadilerdir.
Çentik veya “V” vadiler: Dağlık ve eğimli bölgelerimizde görülür. Karadeniz, Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde yaygındır.
Boğaz vadiler: Özellikle dağ sıralarını enine kesen dar ve derin vadilerdir. Doğu Karadeniz’de Çoruh Vadisi, Akdeniz’de Göksu Vadisi, Gülek Boğazı, Sakarya’da Geyve Boğazı gibi.
Kanyon vadiler: Yatay duruşlu sert ve yumuşak kayaların bulunduğu arazilerde veya yarı kurak bölgelerde basamaklı vadilerdir. Türkiye’de daha çok kalkerli kayaların bulunduğu (Toroslar’da) Antalya Köprü Çayı, Göksu Vadisi ve Batı Karadeniz’de Karabük ve Kastamonu’da görülür.
Yatık yamaçlı vadiler: Akarsularımızın yatak eğimlerinin genişlediği yerlerde yaygındır. Yatakların genişlediği yerlerde tabanlı vadiler sıkça görülür. Ancak genel olarak Türkiye arazisi dağlık ve engebelidir. Akarsuların akış hızları fazla olduğundan dar ve derin vadiler yaygındır.
- Akarsuların düzlüklerden geçtiği yerlerde dağ içi, dağ eteği ovaları veya delta ovalarında büklümler çizerek akmasıyla menderes şekilleri oluşmuştur. Daha çok Ege akarsularında (Büyük ve Küçük Menderes) yaygındır.
- Akarsuların bir eğim kırıklığından çavlan veya çağlayan şeklinde akmasıyla şelale şekilleri oluşmuştur. Akdeniz’de Düden, Kurşunlu, Manavgat şelaleleri; Karadeniz’in doğusunda Tortum Şelalesi, Ayder Şelalesi, Doğu Anadolu’da Van – Muradiye Şelalesi gibi.
Hızlı akışlı akarsularda şelalelerin altında dev kazanı olarak bilinen yer şekilleri oluşmuştur. Muş’taki dev kazanı bunlardan biridir.
Ülkemizin iç kesimlerinde bitki örtüsünün fakir, arazinin kolay aşınabilen jips, tuz ve volkan tüf örtülerinden oluştuğu araziler üzerinde akarsu ve sel suları kırgıbayır (badlands) veya halk dilinde “dilikbayır” denilen yer şekillerini oluşturmaktadır. Çankırı, Sivas, Kayseri, Yozgat, Nevşehir ve Aksaray illerinde yaygın olarak görülür.
Peri bacaları ülkemizde akarsu ve sel sularının aşındırması sonucu oluşmuş yer şekillerinden biridir. Bunların oluşmasında volkanik örtülerin yaygın olması yanında, rüzgârlar da az çok etkili olur.
Nevşehir – Ürgüp – Göreme’de peri bacaları turizm açısından önemli değer taşır.
Akarsuların yatakların genişlediği yerlerde alüvyonlarını akarsu yatağı içinde biriktirmesi sonucunda ırmak adaları oluşur. Bu şekilde örgülü akarsu yatakları akarsuların aşağı bölümünde yaygındır.
Akarsuların yatak eğimlerinin azaldığı dağlardan düzlüklere geçiş yerlerinde birikinti konisi, birikinti yelpazesi; bunların büyümesi ile dağ eteği ovalan oluşmuştur. Uludağ’ın etekleri, İnegöl Ovası gibi.
Deltalar, ülkemizde akarsuların kıyılarda biriktirmesi sonucu oluşmuş en önemli yer şekilleridir. Akarsularımızın bol alüvyon taşıması ve kıyılarda gelgitin etkisinin az olması uygun şartlardır. Bu durum kıyı derinliği az olan büyük akarsu ağızlarında delta ovalarını oluşturdu. Bafra (Kızılırmak) Deltası, Çarşamba (Yeşilırmak) Deltası, Çukurova ve B. Menderes (Balat Ovası) deltaların sadece birkaçıdır.
Akarsuların yataklarında biriktirdiği alüvyonların akış hızlarının artması veya arazinin yükselmesi sonucunda aşındırmasıyla taraça (seki) denilen yer şekilleri oluşmuştur. Türkiye’de akarsu taraçaları oldukça yaygındır. Akarsu vadileri boyunca yamaçlardaki köy ve kasabaların önemli bir kısmı taraçalar üzerindedir.
2. Türkiye’de Karstik Şekiller
Kolay eriyebilen kalker (kireç taşı), jips ve kaya tuzu gibi kayaların bulunduğu yerlerde yer altı ve yer üstü sularının oluşturduğu şekillere karstik şekiller denir.
Türkiye’de karstik arazilerin en geniş yer kapladığı Akdeniz Bölgesi özellikle Batı ve Orta Toroslardır. Ayrıca Güney Ege (Menteşe Yöresi) İç Anadolu’da Obruk Platosu, Güneydoğu Toroslar üzeri, Balıkesir, Batı Karadeniz’de Karabük – Kastamonu kalker kayaları üzerindeki yer şekilleri ile önem taşır.
Çankırı ve Sivas çevresinde jips kayaları; Erzurum, Kars çevresinde tuz kayaları üzerinde karstik yer şekilleri vardır.
Aşındırma şekillerinden lapyalar özellikle Toros Dağları üzerinde geniş yer kaplar.
Dolinler elips şeklindeki çukurlardır. Büyüyerek uvala ve polyeleri oluşturur. Akdeniz Bölgesi’nde Elmalı, Kestel, Korkuteli, Acıpayam ovaları birer polye ovasıdır.
Karstik arazilerde yer altı sularının yer üstüne çıktığı düdenler, mağara ve galeriler Türkiye’de yaygındır. Düden Şelalesi, Karain Mağarası, İnsuyu bunlardan sadece birkaç örneğidir.
Karstik arazilerde erime ve çökmeler sonucu oluşan obruk şekilleri oldukça ilginçtir. Mersin’deki Cennet ve Cehennem obrukları
turistik değer taşır. Ayrıca İç Anadolu’da Obruk Platosu’nda yüzlerce obruk vardır.
Kalkerli arazilerde kireçli suların yer üstüne çıkması yamaçlarda kirecin birikmesi sonucunda traverten denilen yer şekli oluşmuştur. Pamukkale (Denizli) en güzel örneğidir.
Karstik mağaralarda sarkıt, dikit, sütun ve damlataş gibi biriktirme şekilleri mağara turizmi açısından önem taşır. Damlataş, Karaca ve İnsuyu mağaralarında bu yer şekilleri oldukça güzeldir.
3. Türkiye’de Rüzgarların Oluşturduğu Yer Şekilleri
Ülkemizde rüzgârların oluşturduğu yer şekilleri yaygın değildir. Kurak olan İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ile bitki örtüsünün fakir olduğu kolay aşınabilen kumlu, volkanik arazilerde çeşitli yer şekilleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan kumullar ve kum örtüleri daha çok Konya – Karapınar Yöresi’nde Ayvalık’ta mantar kaya (şeytan sofrası) ve şahit kayalar başta gelir. Ayrıca delta ovalarının kıyıları ile bazı alçak kıyılarımızda kıyı kumsalları üzerinde kıyı kumulları (örnek olarak Şile kıyılarında) görülür.
4. Türkiye’de Buzulların Oluşturduğu Yer Şekilleri
IV. Jeolojik Zaman’da buzulların etkinlik alanı genişlemiş ve Türkiye’de yükseltisi 2200 – 2500 m’nin üstündeki dağlık alanlarda şekillendirme yapmışlardır. Ancak bunların büyük kısmı akarsuların aşındırma faaliyeti sonucu yok olmuş, bir kısmı günümüze ulaşmıştır.
Buzulların Türkiye’de oluşturduğu yaygın şekiller; sirk gölleri, buzul vadileri, asılı vadiler ve hörgüç kaya şekilleridir. Uludağ’da Aynalı Göl, Doğu Karadeniz Dağları’nda Karagöl, Kaçkar Dağları’nda buzlu göller, Munzur (Mercan Dağları), Bingöl Dağı üzerinde sirk gölleri vardır.
Ayrıca Hakkâri – Cilo Dağı, Sat Dağları üzerinde buzul vadileri, Orta Toroslar’da -Aladağ, Bolkar Dağları’nda buzul vadilerine rastlanır.
5. Türkiye’deki Dalga ve Akıntıların Oluşturduğu Yer Şekilleri
Türkiye’nin yarımada ülkesi olması Marmara Denizi gibi iç denize sahip olması ve 8333 km uzunluğunda kıyısının bulunması nedeniyle çeşitli kıyı şekillerine sahiptir.
Dalgaların Türkiye’de aşındırmasıyla oluşmuş en önemli yer şekli falezlerdir. Falez (yalı yar) daha çok kıyıya yakın ve paralel uzanan dağların bulunduğu Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında görülür. Antalya kıyıları, Batı ve Doğu Karadeniz kıyılarında falezler sık görülür. Ayrıca Şile, Tekirdağ’ın batısı, Çanakkale, Ege’de burunların önlerinde falezlere rastlanır.
Dalgaların sığ kıyılarda kum, çakıl malzemelerini biriktirmesiyle kıyı kumsalları, plajlar, kıyı oku, kıyı kordonu, lagün ve tombolo şekilleri oluşmuştur.
Küçükçekmece, Büyükçekmece, Terkos (Durusu) kıyıları lagün (deniz kulağı) lerdir. Sinop, Bodrum ve Kapıdağ yarımadaları ise kıyı oklarının adaları kara ile birleştirmesiyle oluşmuş tombolo (saplı ada) lardır.
6. Türkiye’de Kıyı Şekilleri ve Kıyı Tipleri
Türkiye’de dağların uzanışına bağlı olarak;
Kıyıya paralel dağların olduğu Karadeniz ve Akdeniz kıyıları genel olarak boyuna kıyı tipi yaygındır.
Dağların kıyıya dik uzandığı Ege kıyıları genelde enine kıyı tipindedir.
Eski akarsu vadilerinin suların altında kalmasıyla İstanbul – Çanakkale ve Muğla’nın bazı kıyıları ria tipi kıyılara örnektir.
Antalya’nın batısında Finike – Kaş kıyıları dalmaçya kıyılarına girer.
Dalga biriktirmesinin etkili olduğu Küçükçekmece, Büyükçekmece ve Terkos (Durusu) gölü kıyıları limanlı kıyılardır.
Samsun, Adana, İzmir, Aydın kıyılarındaki delta ovaları delta kıyı tipine girer.
Dalga aşındırmasına bağlı oluşmuş falezli kıyılar Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz ve Antalya – Taşeli Yöresi’nin kıyılarında yaygındır.