Türkiye Cumhuriyeti’nde Egemenlik Anlayışı 7.Sınıf Sosyal Bilgiler
Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda başarısız olmasından sonra İstanbul, 13 Kasım 1918‘de İtilaf Devletleri tarafından işgal edildi. İstanbul’un işgal edilmesiyle Mebuslar Meclisi kapatıldı ve millî iradeyi temsil eden bir kurum kalmadı. Mustafa Kemal, bu durumda artık ulusun kendi kendini yönetmeye başlaması gerektiğini düşünüyordu.
Mustafa Kemal, bu amaçla çalışmalara başladı. Dönemin zor koşullarına rağmen seçimler yapılarak 23 Nisan 1920‘de 120 milletvekilinin katılımıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) açıldı. Mustafa Kemal, Meclisin yetkileri ve hükümetin kurulması konusundaki görüşlerini bir önerge şeklinde TBMM’ye sundu.
Bu önergeye göre:
- Hükümet kurmak zorunludur.
- Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
- Millî iradeyi vatanın kaderine hâkim kılmak temel ilkedir.
- TBMM’nin üstünde hiçbir güç yoktur.
- TBMM, yasama ve yürütme yetkisine sahiptir.
- Yürütme, Meclis içinden seçilecek bir heyetle yerine getirilecek, Meclis başkanı bu heyetin de başkanı olacaktır.
Mustafa Kemal, TBMM’yi açarak yönetimde millî egemenlik ilkesinin benimsenmesini sağladı. 29 Ekim 1923‘te cumhuriyet ilan edilerek yeni Türk Devleti’nin rejimi belirlendi. Aynı gün Mustafa Kemal, TBMM tarafından cumhurbaşkanlığına seçildi, ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı oldu. Böylece egemenlik ve yönetim anlayışında çok önemli ve köklü bir değişiklik yaşandı.
Mustafa Kemal, temeli Sivas Kongresi’nde oluşan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetine dayandırdığı Halk Fırkası‘nı 9 Eylül 1923 tarihinde kurdu. Cumhuriyetin ilanından sonra Cumhuriyet Halk Fırkası adını alan bu parti 1950 yılına kadar iktidarda kaldı.
Mustafa Kemal, hayatı boyunca demokrasinin tam olarak benimsenmesi ve yerleşmesi için çaba gösterdi. Demokrasi prensibinin en önemli şartı olan çok partili rejimin yerleşmesi için iki defa girişimlerde bulundu.
Cumhuriyet Dönemi’nde kurulan ilk muhalefet partisi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasıdır. Bu parti Kurtuluş Savaşı’nın lider kadrosu tarafından kuruldu. Ancak, hilafet ve saltanat taraftarlarının çıkardığı Şeyh Sait İsyanı sonucunda Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı.
Çok partili hayata geçişin ilk denemesi başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra TBMM’de sadece Cumhuriyet Halk Fırkası kaldı. Mustafa Kemal yeni düşüncelerin ortaya çıkmasına imkân vermek, demokrasi ve cumhuriyetin esaslarının güçlenmesini sağlamak ve hükümetin mecliste denetlenmesini sağlamak amacıyla bir parti daha kurulmasını istedi.
Mustafa Kemal’in bu isteği üzerine ikinci muhalefet partisi olarak Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu. Ancak partide laiklik ve cumhuriyet karşıtı kişiler toplanmaya başlayınca parti kapatıldı. Böylece çok partili hayata geçiş için ortamın henüz elverişli olmadığı anlaşıldı.