Türkiye -AB İlişkileri
1994’ten itibaren Türkiye’nin AB üyeliği ile ilgili girişimleri İngiltere, Fransa, Almanya gibi devletlerce destekleniyor görünse de Yunanistan’ın “Ege Adaları, Kıbrıs vs.” sorunlarından kaynaklanan vetoları sebebiyle sonuç alınamamıştır.
Türkiye 6 Mart 1995’te Brüksel’de düzenlenen ve Dış İşleri Bakanları nezdinde toplanan AB Ortaklık Konseyi, Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne katılması kararını almış ve Türkiye 13Aralık 1995’te; 1 Ocak 1996’da resmen yürürlüğe girecek Gümrük Birliği’ne katılım belgesini imzalamıştır.
Lüksemburg Zirvesi’nde en çok konuşulan konulardan biri Türkiye konusu olmuştur. Zirve’nin sonuç bildirgesinde Türkiye ile üyelik müzakerelerinin başlatılması için siyasi ve ekonomik koşullar oluşmadığından, AB Konseyi Türkiye’yi üyeliğe hazırlama ve her alanda Avrupa’ya yaklaştırmak için bir strateji belirler…” denilerek, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği belirsiz ve ucu açık bir tarihe bırakılmıştır.
ABD’nin girişimlerine rağmen Türkiye, 25 Mayıs 1998’de Ortaklık Konseyi’ne katılmayı “siyasi koşullar dayatması” sebebiyle reddetmiştir.
26 Mayıs 1998’de Fransa Parlamentosu’nun Dış İlişkiler Komisyonu’nda Fransa’nın “1915’te Türklerin Ermenilere soykırım-jenocid” uyguladığını resmen tanıması anlamına gelen “Fransa 1915 Ermeni Soykırımını resmen tanır.” içerikli öneriyi kabul etmesi, Türkiye—Fransa ilişkilerini gerginleştirmiştir. 29 Mayıs 1998’de öneri Fransız Meclisi’nde kabul edilmiştir. Lüksemburg Zirvesi’nden sonra Türkiye, AB’ye girmeye “ısrarcı” olmak yerine “mesafeli” tutum ve yol izlemeye başlamıştır.
17 Aralık 2004 tarihli Brüksel Zirvesi’nde, AB—Türkiye ilişkilerinde bir dönüm noktası daha yaşanmış ve zirvede Türkiye’nin siyasi kriterleri yeterli ölçüde karşıladığı belirtilerek 3 Ekim 2005’te üyelik müzakerelerine başlanması kararı alınmıştır. Günümüzde de müzakereler hâlâ devam etmektedir. Bu amaçla Türkiye Cumhuriyeti siyasi sisteminde Avrupa Birliği Bakanlığı da kurulmuştur.