TÜRK KADINININ ÇALIŞMA HAYATINDAKİ YERİ
Osmanlı Devleti Dönemi’nde kadınların çalışma alanları, tarım kesimi ya da kendi işletmeleri ile sınırlı kaldı. Bundan dolayı Osmanlı Devleti’nde yönetim, ekonomi, toplumsal ve kültürel alanda daha çok erkeklerin verdikleri kararlar ön plandaydı.
Cumhuriyet Dönemine kadar toplumda cinsiyet ayrımcılığı yapıldığı için kadınların eğitim ve imkânları oldukça kısıtlıydı. Kadınların ev dışında çalışması, toplumda desteklenmiyordu.
Atatürk, “Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan oluşur. Mümkün müdür ki, bir kitlenin bir parçasını ilerletelim, diğerini görmezlikten gelelim de kitlenin bütünü ilerlemeye imkân bulabilsin. Şüphe yok, ilerleme adımları iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak, ilerleme ve yenileşme alanına birlikte kesin aşamalar yaptırmak gerekir.” sözleriyle Türk kadınının her alanda aktif rol oynaması gerektiğini vurgulamıştır.
Cumhuriyet yönetimi, Türk kadınına öğrenim kapılarını açarak toplumda önemli görevler verdi. Bugün her kademede eğitim alan Türk kadınları çeşitli meslek dallarında çalışmaktadır.
Türk kadını, önceden üstlendikleri öğretmenlik, hemşirelik gibi mesleklerin yanı sıra üniversite öğretim üyeliği, yargıçlık, savcılık, doktorluk, mühendislik, sporculuk, müzik ve sahne sanatçılığı, yöneticilik, milletvekilliği, bakanlık ve başbakanlık gibi görevleri de üstlenebilmektedir.
Fatma Aliye Hanım: İlk kadın dergisi yazarı
Esma Nayman: İlk kadın milletvekillerinden (1935)
Sabiha Gökçen: İlk kadın savaş pilotu (1937)
Safiye Ali: İlk kadın doktor
Türkan Akyol: İlk kadın bakan (1971)
Lale Aytaman: İlk kadın vali (1991)
Tansu Çiller: İlk kadın başbakan (1993)
Elif Aslan: İlk kadın kaymakamlardan (1995)
Nimet Baş: İlk kadın Millî Eğitim Bakanı (2009)