Toplumcu Gerçekçiler ve Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir AYT
TOPLUMCU GERÇEKÇİLER VE TOPLUMCU EĞİLİMLERİ YANSITAN ŞİİR
Toplumsal gerçekçi şiir, toplumsal gerçekleri yansıtmayı amaçlayan sanat akımıdır.
Nazım Hikmet, “hakiki realizm”, Attila İlhan Plekhanov anlayışına bağlı kalarak “toplumsal gerçekçilik” ve “toplumcu gerçekçilik” (sosyal realizm) ifadelerini kullanmıştır.
1934 yılından itibaren “sosyalist gerçekçi şiir” ifadesi de kullanılmıştır.
“Toplumcu şiir”, “sosyalist gerçekçi şiir” veya “toplumcu gerçekçi şiir” ifadeleri de bu anlayış için kullanılmaktadır.
Bireysel konular yerine sosyal ve siyasi konulara ağırlık vermişlerdir.
Siyasi baskı, başkaldırı, kapitalizmin sömürüsü, mutlu azınlığın haksız kazançları, faşizm eleştirisi, eşitlik, sosyal adaletsizlik, emek gibi konu ve temalar işlenmiştir.
Tabiat ve aşk konularını pek işlememişlerdir.
Ülke dertlerini tespit ve tasvir etmeye çalışıp çözüm için Marksizm’i teklif etmişlerdir.
Fakirlik, cehalet, yokluğun bir keder olmaktan çıkarılmasını savunmuşlardır.
Eğitimini Rusya’da tamamlayan Nazım Hikmet, dertleri ortadan kaldıracak sihirli reçete olarak Komünizmi önerir.
Serbest şiir anlayışını benimsemişler; ölçü, kafiye ve redife önem vermemişlerdir.
Serbest şiir, “serbest nazım” ve “özgür koşuk” tamlamalarıyla da ifade edilmiştir.
Toplumcu şiirin öncü isimlerinden olan Nazım Hikmet, kendinden sonra gelen kuşakları etkilemiştir.
Şiirde ahengi ölçü dışında aramışlardır.
Yalın, açık ve anlaşılır bir dil ve üslup kullanmışlar, halkın konuşma dilinin özelliklerini şiirlerinde yansıtmaya çalışmışlardır.
Şiirlerde, anlatım bakımından söylev ve kavgacı üslubu ağır basar.
Argoya, slogan unsurlarına sıkça yer vermişlerdir.
Dili, daha çok alıcıyı harekete geçirme işleviyle kullanmışlardır.
Şiirlerde, ağırlıklı olarak emir kipi kullanmışlardır.
Toplumsal gerçekçi şiir, Materyalist ve Marksist bir dünya görüşü üzerine temellenmiştir.
Sanatçılar Sosyalizm, Komünizm, Marksizm gibi felsefi akımlarını benimsemiş ve bazı sanatçılar fütürizm (gelecekçilik) akımından etkilenmiştir.
Ercüment Behzat ve Mümtaz Zeki Taşkın Gerçeküstücülük, Dadacılık, Kübizm gibi akımlardan da etkilenmişlerdir.
Toplum için sanat anlayışı benimsenmiştir.
Toplumcu gerçekçi şiir, politik bir şiirdir.
Geleneksel sanat anlayışına karşı çıkılmıştır.
İlk sosyalist / toplumsal gerçekçi şairler şiirlerini daha çok “Aydınlık” ve “Resimli Ay” dergilerinde yayımlamışlardır.
Gelişimi-Öncüleri: Serbest nazım, iki koldan gelişmiştir:
a) Birinci kol, Nazım Hikmet’in uyguladığı kırık dize yöntemine ağırlık veren ve içerikte toplumculuğu / ideolojiyi kapsayan koldur. Rus fütüristlerden ve konstrüktüvistlerden etkilenmişler. Nazım Hikmet kolu İlhami Bekir Tez, Nail V., Hasan İzzettin Dinamo gibi yakın izleyicileri aracılığıyla biçim ve içerikteki keskinliğini kaybederek “1940 Kuşağı”nı oluşturmuştur.
b) İkinci kol, 1921-1925 yılları arasında tiyatro öğrenimi için Almanya’da bulunan ve orada dadaizm ve sürrealizm akımlarını tanıyan Ercüment Behzat’ın öncülüğünde başlamıştır. Ercüment Behzat toplumsal motifleri kullanmakla birlikte bireysel tutumunu önceler. Mümtaz Zeki Taşkın ve Mustafa Niyazi bu kolun izleyicileridir.
Dönemlere Göre Temsilcileri
a) 1920-1940 Arası Toplumcu Şairler: Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, İlhami Bekir Tez, Ercüment Behzat Lav, Hasan İzzettin Dinamo, Nail V.
b) 1940-1960 Arası Toplumcu Şairler: 1940 Toplumcu Kuşağı olarak da adlandırılır. Basamaklı şiir biçimini benimsemişler, Nazım Hikmet’ten ideolojik olarak etkilenmişler, Nazım Hikmet’in şiirini geliştirerek kullanmışlardır, Yoksulluk, sınıf çatışması, özgürlük, gelecek umudu, savaş karşıtlığı gibi konuları işlemişlerdir. Şiiri, ideolojiyi yansıtmada araç olarak görmüşlerdir. 1940 Kuşağı’nın siyasi—toplumsal atmosferini en çok II. Dünya Savaşı ve İsmet İnönü yönetimindeki tek parti iktidarı etkilemiştir. Cahit Irgat, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Ömer Faruk Toprak, Nevzat Üstün, Enver Gökçe, Suat Taşer, A. Kadir (Abdülkadir Meriçboyu), Ceyhun Atuf Kansu, Metin Eloğlu, Ahmed Arif, Rıfat Ilgaz, Can Yücel, Mehmet Kemal, Arif Damar, Mehmet Başaran, Şükran Kurdakul… Bazı kaynaklarda bu isimlere Attila İlhan ve Hasan İzzettin Dinamo da eklenir.