<>

Tiyatronun Yapı Unsurları 9.Sınıf Edebiyat

a) Dramatik Örgü

  • Tiyatrodaki “olay” da roman ve hikâye de olduğu gibi kurmacaya dayanır, yani kurgusal olaylar işlenir. İşlenen olaylar yazarın gerçeğine dayanır. Tiyatroda; roman, hikâye gibi türlerdeki olay dizisine (örgüsüne) “dramatik örgü” adı verilir. Dramatik örgü, tiyatro sanatının bir ögesi olup aksiyona biçim verir. Dramatik örgü, yazarın amacı ölçüsünde öykünün büyütüldüğü ve düzenlendiği dokudur. Beş oyun yazarı aynı konuyu / öyküyü alsa beş oyunun da dramatik örgüsü farklı olacaktır çünkü her oyun yazarı, öykünün ögelerini kendi görüşüne göre vurgulayacaktır.
  • Dramatik örgü, sebep-sonuç bağı ve mantıksal gelişim içinde belli bir yerde başlayan, gelişen sonra da sonuçlanan bir bütündür. Dramatik örgüyü “serim”, “çatışma”, “düğüm”, “doruk noktası” ve “çözüm” ögeleri ortaya çıkarır. “serim”, oyunun başlangıcı ve ilk bölümüdür; serimde kişiler tanıtılır. “Düğüm”, çatışmalardan, çevrilen dolaplardan, birtakım gizlerden ya da kişilerin karakter özellikleriyle oluşturulur. Düğümde seyirci üzerinde gerilim oluşturulur. “Doruk noktası”, gerilimin ve çatışmanın en üst seviyede olduğu bölümdür, çözüm bölümünde yer alır. “Çözüm”, oyunun son bölümüdür; burada dramatik örgüde ortaya çıkan sorunlar, düğümler çözüme kavuşturulur. Trajedide çözüm acı bir sonla gerçekleştirilirken komedide seyredene düşünme payı bırakan mutlu sonla verilir.

b) Yer (Çevre / Mekân)

  • Mekân, tiyatronun sahne sanatı olması ve anlatıcının bulunmamasından dolayı roman ve hikâyeden farklıdır. Bütün olaylar belli bir yerde geçer. Roman, hikâye gibi türlerde yer, betimleme ve çözümlemelerle anlatılır. Tiyatroda ise yerin taklit ve temsil edilmesi gerekir. Tiyatroda mekân tasvirleri yapılmaz. Mekân, sadece rejisöre yardımcı olmak düşüncesiyle sahne başlarında en kaba çizgileriyle parantez içinde verilir. Anton Çehov’un Vanya Dayı adlı eserinden alınan aşağıdaki parçada mekân kısaca tanıtılmaktadır: (Bahçe. Evin terası görünüyor. Ağaçların arasındaki yolda, bir kavak ağacının altına konulmuş bir çay masası. Sıralar, sandalyeler. Sıralardan birinde gitar var. Masadan az uzakta salıncak.)
  • Tiyatro kişilerinin olayları yaşadıkça yeri seyirciye göstermek için yapma ve somut bir tarzda hazırlanan çevrelere “dekor” adı verilir. Klasik trajedide, oyun yazarları için hiç değişmeyen dekor, bir tapınağın ya da sarayın önüdür. Klasik komedide ise dekor genellikle sokaktır.

c) Zaman

  • Olayların geçtiği süre, zaman kavramı ile ifade edilir. Zamana ait ifadelerin hepsinin kullanılması mümkün olmadığı için “üç ay sonra”, “bir yıl sonra” gibi ifadeler kullanılarak zamanda atlamalar yapılır. Seyircide zaman telkini, aksesuar ve kıyafet aracılığıyla yapılır.
  • Trajedi ve komedide olayların en fazla 24 saatte geçme zorunluluğu vardır fakat dramda bu zorunluluk kaldırılmıştır.
  • Tiyatroda genel olarak iki zaman dilimi vardır:

Kozmik zaman dilimi: Oyunun sahnelendiği zaman, perdenin açılması ile kapanması ve oyunun bitişi arasındaki zaman dilimidir. Bu zaman dilimi saat cinsinden olabileceği gibi oyun okunuyorsa okuma süresi olarak da anlaşılabilir.

Varsayılan zaman dilimi: Oyunun içinde kahramanların yaşadığı zamana verilen isimdir. Olayların geçtiği zaman dilimidir. Zamanda “geriye dönüş” tekniği kullanılabilir. Zamanın kullanılması tiyatro anlayışlarına ve akımlara göre değişir.

d) Kişiler

  • Dramatik örgünün de çatışmanın da temelinde insan yani kişiler vardır. Çünkü tiyatronun temel ögesi insandır. İnsansız bir tiyatro eseri düşünülemez. Kişiler, toplumsal ilişkileri içinde verilir. Oyun kişileri çevresinden soyutlanamaz. Toplumsal ilişkilerin dramatik anlam kazanması için karşıtlık, çatışma, denge, gelişme kurallarının dikkate alınması gerekir.
  • Tiyatrodaki kişiler ya insanın ortak ve genel özelliklerini simgeleyecek biçimde, “tip” olarak ele alınır ya da insanın ayrıntılı gerçeğini yansıtacak biçimde “karakter” olarak işlenir.
  • Karakterin karmaşık bir yapısı vardır. Karakter, tek boyutlu değil çok boyutludur_ Kalıplaşmış değil, gelişim içindedir. Tipin bir yönü vurgulanır. Tüm insanlarda görülen bir yön (cimrilik, kıskançlık) soyutlanarak tek bir kişide toplanır. İnsanlığa özgü ortak bir niteliğin sivriltilmiş bir biçimde tek kişide toplanması olgusuna “tipleştirme”, böyle kişilere “tip” adı verilir. Moliere’in Cimri piyesindeki Harpagon, cimri insanları evrensel olarak yansıtan bir tiptir. Bu tip cimriler, her toplumda ve bütün zamanlarda yaşayabilir.

e) Çatışma

  • Bir tiyatro oyununda, anlayış ya da savunulan değerlerin karşıtlığından kaynaklanan durumlar “çatışma” olarak adlandırılır. Çatışma dramatik örgüyü geliştiren maddi ve ruhsal karşıtlık, engeller, geciktirmeler, tartışmalar çatışma kapsamına girer.
  • Tiyatro, evrensel bir sanat dalıdır ve yaşamdaki çatışmaları sergileyerek insanoğlunun gerçeğe erişmesini amaçlar. O nedenle tiyatro oyununun temel ögesini çatışma oluşturur. Bunu basit anlamda iyi-kötü, doğru-yanlış, kadın-erkek, erdemli-erdemsiz, birey-toplum çatışması vb. olarak düşünebilirsek de aslında eşit güçler arasında bir üstünlük mücadelesi, derin bir gerginlik gibi ele alabiliriz. Örneğin bir insanın gerçekleştirmek istediği hayaller ile o hayalleri gerçekleştirebilmesinin ailesel, ekonomik, sosyal, kültürel vb. imkânsızlığı arasında büyük bir zıtlık vardır; bu noktada bir çatışma ve gerilim söz konusudur. İşte tiyatro oyunu bu gerilimi yaşatır bize. Aslında roman ve öykü gibi anlatı temelli kurgusal türlerde de buna benzer bir çatışma söz konusudur; tiyatronun farkı çatışmanın çok daha derinden ve güçlü hissettirilmesinde, az sözle sorunun ortaya konulmasında ve yazarın olayı oluş halinde okuruna aktarmasında/sergilemesindedir.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Tiyatronun Yapı Unsurları nelerdir konu anlatımı kısaca 9.sınıf edebiyat