- Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır:
Kitabımın kapağına Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. ” vecizesini yazdım.
Ona Ziya Paşa’nın “Lafla peynir gemisi yürümez. ” sözünü hatırlattım.
Ünlü şairimiz Yahya Kemal “Türkçenin çekilmediği yerler vatandır. ” diyor. - Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır:
“Üzüm üzüme baka baka kararır. ” atasözü yüzyılların tecrübesinden süzülüp gelen bir gerçeği ifade etmiyor mu?
“İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!” diyorlar.
(Yahya Kemal Beyatlı) - Uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır.
- Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır:
şiirlerinde en çok “aşk” teması üzerinde durur. - Cümle içerisinde kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınır:
Yahya Kemal’in bazı şiirleri “Eski Şiirin Rüzgârıyla” adı altında çıktı.
Bazı kelimelerin yazımı için bu kılavuzun “Yazım Kuralları” bölümüne bakmanız gerekir. - Cümle içerisinde özel olarak belirtilmek istenen sözler, kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınmaksızın koyu yazılarak veya eğik yazıyla (italik) dizilerek de gösterilebilir:
Tarihî kalıntılara Anadolu’da ören denir.
Orhan Veli’nin İstanbul’u Dinliyorum şiirini çok severim.
(Ahmet Hamdi Tanpınar) - Tırnak içine alınan sözlerden sonra kesme işareti kullanılmaz:
Namık Kemal’in “İntibah”ını okudunuz mu? - Bibliyografik künyelerde makale adları tırnak içinde verilir.