- Arapça kökenli bir sözcük olan tezkire, “hatırlamaya vesile olan şey” anlamına gelir.
- Tezkire, günümüzdeki biyografi türünün benzeri ve tam olmasa da karşılığıdır.
- Tezkirelerin temel konusu, kişilerin hayat hikâyeleri, eserleri ve yaptıklarıdır.
- Osmanlı’da sanatkâr, evliya hatta zanaatkârlar gibi kanaat önderleri arasında ya da meslek gruplarında öne çıkmış kişilerin hayat hikâyesinden söz eden biyografik türün genel adı tezkiredir.
- Tezkireler, şairler hakkında bilgi verirken belirli bir düzenden hareket ederler. Bu düzenin temelini bölümleme ve sıralama teşkil eder.
- Tezkireler, ele aldıkları meslek ve sosyal gruplara göre genel adlar alırlar. Tuhfetü’l-hattatîn (hattat tezkireleri), tezkiretü’l-evliya (evliya tezkireleri), tezkiretü’ş-şuara (şair tezkireleri) tezkire çeşitleri arasındadır. Türk edebiyatında kırk civarında şair tezkiresi yazılmıştır.
- Türk edebiyatında ilk tezkire Ali Şir Nevai’nin 1491 yılında Çağatay Türkçesi ile yazdığı Mecalisüh-Nefais adlı eseridir. Anadolu’daki ilk tezkire ise Sehi Bey’in Osmanlı Türkçesiyle yazdığı Heşt Behişt adlı eseridir.
- Türk edebiyatında ilk alfabetik tezkire, Latifî’nin yazdığı Tezkiretüş-şuara adlı eseridir. Latitî’den sonra 13 yazar eserinin adında tezkire kelimesini kullanmıştır.
- Güfti’nin Teşrifatü’ş-şu’ara adlı eseri Türk edebiyatında manzum biçimde (mesnevi olarak) kaleme alınmış bağımsız ilk ve tek tezkiredir.
- Âşık Çelebi, Hasan Çelebi, Ahdî, Beyanî, Riyazî, Rıza, Salim, Safayî, Ramiz diğer tezkire yazarlarıdır.
- İbnülemin’in Son Asır Türk Şairleri ile Nail Tuman’ın Tuhfe-i Naili adlı eserleri son tezkire örnekleridir.