“Öge” sözcüğü sözlükte, birleşik bir şeyi oluşturan basit, şeylerden her biri, unsur, eleman olarak geçer. Dolayısıyla cümlenin elemanları demek ile cümlenin ögeleri demek bir bakıma aynı şeydir.
Cümlenin Öğeleri | Buldurmaya Yönelik Sorular |
---|---|
Özne | Ne, Kim |
Nesne | Ne, Kimi, Neyi, Nereyi |
Edat Tümleci | Neyle, Kimle, Ne için, Kim için |
Zarf Tümleci | Ne zaman, Nasıl, Ne kadar, Niçin… |
Dolaylı Tümleç | Kime, Kimde, Kimden, Nereye, Nerede, Nereden, Neye, Nede, Neden |
TEMEL ÖGELER
1) Yüklem
Cümlenin en önemli ögesidir.
Diğer ögeler yükleme sorulan sorular yoluyla bulunur.
Cümlenin bütün yükünü taşır. Yüklem sözcüğünün kökü zaten “yük”tür: yük-le-m.
Yüklem, devrik cümlelerde başta ya da ortada, kurallı cümlelerde ise sonda bulunur.
İsim soylu sözcükler ek fiil alarak fiiller ise doğrudan yüklem olabilir.
a) İsimden Yüklem: Ek fiil almış isim, zamir, sıfat, zarf, edat, bağlaç gibi sözcüklerden oluşan yüklemlerdir. Aşağıdaki dizelerdeki altı çizili yüklemler isim soylu sözcüklerden oluşmaktadır.
Sözün şiirlerin mükemmelidir.
Senden başkasını seven delidir.
Yüzün çiçeklerin en güzelidir.
Gözlerin bilinmez bir diyar gibi(dir).
b) Fiilden Yüklem: Çekimli fiilden oluşan yüklemlerdir. Aşağıdaki dizelerdeki altı çizili yüklemler çekimli fiillerden oluşmaktadır:
Terk etmedi sevdan beni
Aç kaldım, susuz kaldım
Cümle | Sözcük Türü |
---|---|
Sıkıntıların dışa vurumudur türküler. | İsim tamlaması |
Geç fark ettim taşın sert olduğunu. | Birleşik fiil |
Denize bakan evler gibiydim seninle. | Edat grubu |
Benim sadık yârim kara topraktır. | Sıfat tamlaması |
Bu desenler, babaannesinin el emeğidir. | İsim tamlaması |
Sana bakan gözler kör olsun. | Birleşik fiil |
Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden. | Sıfat tamlaması |
Ben küçükken tığ gibi bir çocuktum. | Sıfat tamlaması |
Ölüm bir rinde, bahar ülkesidir. | İsim tamlaması |
Komşu hakkı, Tanrı hakkıdır. | İsim tamlaması |
2) Özne
Yüklemin bildirdiği iş, oluş ve durumu gerçekleştiren ya da belirttiği yargıya konu olan ögedir.
Tamlamalar, isimler, zamirler, adlaşmış sıfatlar, fiilimsiler özne göreviyle kullanılabilir.
Yükleme sorulan “kim” ve “ne” sorularına cevap olur.
Cümle | Sözcük Türü |
---|---|
Kimi, benim gibi erir derinden. | Zamir |
Sabah, insana ayrı bir mutluluk verir. | İsim |
Ağlayanlar bir gün güler elbet. | Adlaşmış sıfat |
Kalem, kılıçtan keskindir. | İsim |
Bu karanfil, bir katre alev gibidir. | Sıfat tamlaması |
Ağaçların rengi, büsbütün kızıl oldu. | İsim tamlaması |
Kanlıca’nın ihtiyarları geçmişi hatırlıyordu. | İsim tamlaması |
Hiçbiri, konuyu tam olarak anlayamamıştı. | Belgisiz zamir |
Birçok öğrenci, dersten zayıf aldı. | Sıfat tamlaması |
Özne olan sözcükler isim durum eklerini genellikle almaz, yani yalın hâlde bulunur.
- “Kitap kayboldu.” özne ek almamış, yalın hâldedir.
- “Kitabı kayboldu.” özne, iyelik eki almış, yalın hâldedir.
Özne “kendi” dönüşlülük zamiriyle “de” ve “ki” gibi bağlaçlarıyla pekiştirilir.
- Bu işi ben yaptım.
- Bu işi ben kendim yaptım.
- Sen ki beni rezil ettin bu âlemde.
Uyarı: “Kim” ve “ne” sorularını doğrudan değil de yüklemle birlikte sorarsak özne ve nesne soruları karışmaz: İsim cümlelerinde: “yüklem + olan” ne ya da “yüklem + olan kim” Fiil cümlelerinde: “yüklem + -an” ne ya da “yüklem + -an kim”
Özne Çeşitleri
1) Gerçek Özne: Cümlede belirtilen işi yapan ya da yargıya konu olan öznedir. Cümlede “açık özne” ya da “gizli özne” biçiminde olabilir. Gizli özne, yüklemdeki kişi ekinden anlaşılan ve cümlede yer almayan özne türüdür. Gizli özne öge sıralamasına ve sayısına dâhil edilmez.
O gece sabaha kadar babamı bekledik. (“Biz” sözcüğü gizli ve gerçek öznedir.)
Ahmet Mithat Efendi, edebiyatımızın halk romancısıdır.
Çocuklar, büyüklerin gizlediklerinin aynasıdır.
Uyarı: Geçişsiz fiiller edilgen duruma getirildiğinde cümlede özne bulunmaz. Bu tür cümlelerde özne belli değildir.
- “Oraya geceleyin gidilmez.” cümlesinde “kim” ve “ne” sorularına yanıt alınamaz.
- “Sabahleyin dosyalara bakıldı.” cümlesinde “kim” ve “ne” sorularına yanıt alınamaz.
2) Sözde Özne: Edilgen çatılı eylemlerin yüklem olduğu cümlelerde bulunan özne türüdür. Esasen eylemi yapan değil eylemden etkilenen öge durumundadır, yani nesnedir. Zaten yüklem etken hâle getirildiğinde sözde özne, nesneye döner. Sözde öznenin olduğu cümlelerin yüklemi “-ıl, -il, -ı, -ın, -in, —n” eklerini alır, işin başkası tarafından yapılma anlamı vardır.
- Kitap, büyük bir özenle ciltlenmişti.
- Türkçenin kuralları pek bilinmez.
- Dere geçerken at değiştirilmez.
- Gemiler, düğün için süslendi.
3) Örtülü Özne: Edilgen çatılı cümlelerde, gerçek öznenin
“tarafın-dan , yüzünden , nedeniyle , etkisiyle” sözcükleri ve “-ca -ce” gibi ifadelerle belirtildiği bölüm örtülü öznedir. Örtülü özne, gerçek öznenin çeşitli ek ve sözcüklerle gizlenmesidir aslında. Örtülü öznenin olduğu cümlelerde “sözde özne” de bulunur.
- Okullar, valilik tarafından tatil edildi,
- Fırtına nedeniyle yollar kapandı.
Yukarıdaki cümlelerde “okullar” ve “yollar’ sözde özne, altı çizili ifadeler ise örtülü öznedir ancak akademik dil bilgisi kaynakları örtülü özneyi öge olarak genellikle “zarf tümleci” olarak değerlendirmektedir.
Birçok koyun kurtlar tarafından parçalanmıştı.
İstanbul’a göçmeye ailece karar verilmişti.
Rüzgarın etkisiyle tüm camlar kırıldı.
Anayasanın değiştirilen maddeleri cumhurbaşkanınca onaylandı.