<>

Tarımdan Ticarete Ekonomi 9. Sınıf Tarih

Tarım

Artı Ürün
İnsanoğlunun ihtiyacından fazla ürettiği mallara artı ürün denmiştir.

Artı Ürünün Ortaya Çıkmasında Etkili Olan Sebepler

Kurak geçebilecek yıllara karşı hazırlık yapılması, uzun süreli kuşatma ve Saldırılara karşı tedbir alma düşüncesi, gereksinim duyulan diğer ürünlerle takasa girme çabası ve kurak bölgelerde sulama kanallarının yapılması neticesinde ihtiyaçtan fazla ürünün elde edilmesi artı ürünün ortaya çıkmasındaki önemli sebeplerdir.

Artı Ürünün Sonuçları

Artı ürün sahibi olan şehirler diğer şehirlere göre daha güçlü duruma gelmiştir. Artı ürün elde edebilmek için sulama kanalları yapılmış bu
durum üretimin planlanmasını, ürünlerin depolanmasını ve korunmasını zorunlu hâle getirmiştir. Takasa dayalı ticaret gelişmiştir. Esnaf,
tüccar ve asker gibi yeni meslekler ortaya çıkmıştır. Devletlerin vergi gelirleri artmıştır. Artı ürünlerin bir merkezde toplanması ve halka buradan dağıtılması toplumsal tabakalaşmayı ortaya çıkarmıştır. Şehir toplumları ortaya çıkmıştır. Artı ürün Doğu ülkelerinde monarşileri
güçlendirirken Avrupa ülkelerinde ise derebeyliklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Ticaret

Orta Çağ’da Çin, Hindistan, İran, Mısır, Suriye, Anadolu ve Karadeniz’in kuzey kıyıları dünyanın önemli ticaret merkezleri hâline gelmiştir.

Orta Çağ’da Asya ile Avrupa arasındaki ticari faaliyetlerde genel olarak ipek, ipekli kumaş, porselen, madeni eşya, kâğıt, baharat, tuz, cam eşya, şarap, at, hayvan ürünleri (deri ve postlar), değerli madenler, taşlar ve ziynet eşyaları (takılar) taşınmıştır. Doğu-batı arasındaki ticaret kıtalar arasında kültür alışverişine de imkân sağlamıştır

Orta Çağ’da ticari faaliyetler genellikle kervan ticaretine dayanırken üç yelkenli gemilerin, pusulanın ve haritanın da kullanılmaya başlanmasıyla deniz ticareti de gelişmeye başlamıştır.

Ticaret Yolları

Kral Yolu

Geçmişi MÖ V. yüzyıla kadar giden Kral Yolu, tarihin ilk posta teşkilatını kuran Persler tarafından yapılmıştır. İran ve Anadolu’ya hâkim olan Pers imparatorlarının haberleşme ve ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla açtıkları bu yolu zamanla tüccarlar da kullanmıştır. Çin’den ve Hindistan’dan gelen mallar; İranlı ve Anadolulu tüccarlarca Ege Denizi kıyılarına taşınmış oradan da Avrupa’ya ulaştırılmıştır. Kral Yolu, Anadolu ve Mezopotamya kültürleri arasındaki etkileşimi arttırmıştır. Lidyalılarca icat edilen para bu yol sayesinde Ön Asya’ya yayılmıştır.

İpek Yolu

Doğu ve Batı kültürleri arasında önemli bir köprü olan İpek Yolu insanlar tarafından yapılan yapay bir yol değildir. Çin’den başlayıp Doğu Türkistan, Moğolistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’ı geçip Hazar Denizi’ne ulaşan İpek Yolu’nun bir kolu İran üzerinden Suriye’nin Lazkiye Limanı’na ulaşmıştır. Diğer bir kol ise Karakurum Dağları’nı aşarak İran üzerinden Anadolu topraklarına girmiştir. Anadolu’dan da deniz yolu veya Trakya üzerinden kara yolu ile Avrupa’ya uzanmıştır. Çinliler, Türkler, Moğollar, Farslar, Araplar
ve Ruslar bu yola hâkim olmak için mücadele etmişlerdir. İpek Yolu sadece tüccarların değil; üzerinde bilginlerin, orduların, fikirlerin, dinlerin ve kültürlerin de seyahat ettiği bir yoldur.

Not: Moğolların hâkimiyetinden sonra İpek Yolu diğer kara ve deniz yollarının gölgesinde kalmıştır.

Baharat Yolu

Hindistan’dan başlayan Baharat Yolu; İran Körfezi yoluyla Irak’a, Yemen kıyılarına veya Kızıldeniz üzerinden Süveyş ve Akabe’ye, buralardan da kara yoluyla Doğu Akdeniz limanlarına ulaşmıştır. Baharat Yolu diğer yolların aksine bir deniz yoludur.

Kürk Yolu

Karadeniz’in kuzey kıyılarından başlayıp Ural Dağları, Sibirya ve Altaylar üzerinden geçerek Çin’e kadar uzanan ticaret yoludur. Üzerinde taşınan tilki, gelincik sincap, sansar, samur, kunduz, vaşak ve geyik gibi hayvanların deri ve postlardan dolayı bu ismi almıştır. Hazarlar ve İtil Bulgarları bu yolu aktif olarak kullanan Türk devletleridir.

Ticari Mekânlar

  • Arasta: Aynı esnaf grubuna ait dükkânların bir sokak üzerinde yan yana veya karşı karşıya sıralanmasıyla oluşan yapılardır.
  • Kapan: Ürün veya malların toptan satıldığı mekânlardır.
  • Bedesten: Değerli malların satıldığı kapalı çarşıdır. Bedestenlerin varlığı uluslararası ticarete kanıt olarak gösterilebilir.
  • Ribat: İlk zamanlarda askeri amaçla inşa edilen daha sonraki dönemlerde kervanların konakladığı yapılardır.
  • Çarşı: Birden fazla dükkânın yer aldığı hanlardır.
  • Kervansaray: Ticaret yolları üzerinde kervanların güvenliğini ve konaklamasını sağlayan yapılardır.
  • Han: Şehir merkezlerinde alt katında perakende satışın yapıldığı üst katında ise konaklama hizmeti veren yapılardır.
  • Panayır: Yılın belli dönemlerinde şehirlerin yakınlarında kurulan panayırlar ticaretin yanı sıra dini bayramlara ve şölenlere de ev sahipliği yapmıştır.

BİR YORUM YAZIN

Δ

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. anonim dedi ki:

    Hiç beğenmedim bu ne böyle? Konu bu kadar kısa mıdır yani? Alt başlıkları nerede hani? Ben mi kör oldum.

Tarımdan Ticarete Ekonomi konu anlatımı özet 9.sınıf tarih ders notu

  • İnsanlığın yerleşik düzene geçmesi ve tarım ekonomisinin gelişmeye başlamasıyla birlikte insan emeğine duyuIan ihtiyaç artmıştır. Bu durum köleliği ortaya çıkarmıştır.
  • Kölelerin yasal durumu, toplumdan topluma farklılık göstermiştir. Örneğin Hititlerde kölelerin kısıtlı da olsa mülkiyet hakları varken Mezopotamya'da köleler neredeyse tüm haklardan mahrum bırakılmıştır.
  • İlk Çağ'dan itibaren topraklar, genellikle büyük toprak sahiplerinin, aristokratların, askerlerin ya da devletin elindeydi. Toprağın ayrılmaz bir parçası olarak görülen köylülerin statüsü köle ya da yarı köle şeklinde tanımlanmıştı.
  • Roma İmparatorluğu'nun son dönemlerinde köleliğin statüsünde bir değişiklik yaşandı. Toprak kayıpları nedeniyle esir ve köle sayısı azalınca büyük çiftlik sahipleri, köleleri toprağa bağlı çiftçiler haline dönüştürmek zorunda kaldılar. Bu yeni uygulama Orta Çağ boyunca geçerli olmuş ve tarımda köle iş gücünün yanında serbest çalışan köylüleri de ortaya çıkarmıştır.
  • Orta Çağ'a gelindiğinde çiftçiler toplumun en geniş kesimini ve buna karşılık en düşük sosyal grubunu oluşturuyorlardı. Köylülerin çoğu soylu sınıfın malikanelerinde çalışarak ilkel bir yaşam sürüyordu.
  • Malikanelerde çalışan köylüler toprağa bağlı, karın tokluğuna çalışan ve hür köylü ile köle arasında serf adı verilen bir sınıfa mensuptu. Seriler eşya gibi alınıp satılabilmekteydi. Soylu sınıf (senyörler) hem toprağın hem de serflerin sahibiydi. Serflerin çalıştığı topraktan ayrılması halinde senyör onu bulup geri getirme hakkına sahipti.