Tarihsel Süreçte Göçler
1. Türklerin Orta Asya’dan Göçleri
Tarihte ilk bilinen göçlerden biri Türklerin ana yurtları olan Orta Asya’dan iklim değişmeleri, kuraklığın artması, otlakların azalması, toprakların verimsizleşmesi ve nüfus yoğunluğunun artması gibi sebeplerden dolayı, verimli otlak ve topraklar aramak maksadıyla yaptıkları göçlerdir. IV. yüzyılın sonlarında başlayan bu göçler Kavimler Göçü’nün temelini oluşturur. Yıllarca devam eden bu göç hareketi Türkleri, Anadolu başta olmak üzere birçok coğrafyaya taşımıştır.
Orta Asya’dan çıkış yapan bu göç dalgasında;
- Kuzeye gidenler Sibirya’ya,
- Doğuya gidenler Çin ve Uzak Doğu ülkelerine,
- Güneye gidenler Hindistan, Afganistan ve Çin’e,
- Batıya gidenlerden bir kısmı;
Hazar Denizi’nin kuzeyinden Avrupa’ya,
Hazar Denizi’nin güneyinden İran, Irak, Anadolu, Suriye, Arabistan ve Mısır’a ulaştı.
2. Kavimler Göçü
Tarihteki en büyük göç hareketlerinden biri olan Kavimler Göçü sonucunda Avrupa milletleri ve devletlerinin çekirdeği oluştu. IV. yüzyılın başlarından itibaren Dünya’da görülen büyük çaptaki iklim değişmeleri kuzey bölgelerdeki buzulların erimesine, Orta Asya’daki sıcaklık ve kuraklıkların artmasına, otlak ve mera alanlarının zayıflaması ve kurumasına sebep oldu. Bu bölgede çoğunluğu Türk olan kavimlerin, başta Hunlar olmak üzere göç etmelerine sebep oldu. Daha uygun iklim koşullarına sahip olan yerlere göç eden kavimler gittikleri bölgelerdeki kavimleri etkileyerek bir domino taşı gibi birbirlerini farklı yönlere doğru göç etmeye zorladılar. Göç edenlerin büyük kısmı Avrupa’da batıya ve kuzeye doğru yöneldi. Bu durum büyük bir göç hareketine sebep olur. Avrupa’nın kuzey, kuzeybatı ve güneybatı sınırlarına kadar büyük bir göç dalgası oluştu. Avrupa’nın etnik (ırk) yapısı değişti. Bu durum Avrupa’da yeni siyasal yapıların oluşmasına, hatta yeni bir çağın başlamasına sebep olmuştur.
Batı Roma göçle gelen bu siyasi baskılara dayanamadı ve yıkıldı. Avrupa’da bundan sonra 1000 yıla yakın bir süre siyasi birlik kurulamadı. Krallık ve prensliklerden oluşan feodal bir yapı ile yaşandı.
3. Yeni Dünya’ya Göçler
15. yüzyılın sonuna doğru Kristof Kolomb, Macellan ve Vasco da Gama’nın seyahatleri sonrasında Amerika Kıtası göç almaya başladı. Yeni ticaret kolonilerinin kurulduğu bu zamandan 20. yüzyıla kadar yaklaşık 60 milyon insan yer değiştirdi. Başta İngiliz ve Fransızlar Kuzey Amerika’da, İspanyol ve Portekiz’liler ise güneyde koloniler kurdular. 19. yüzyılın ikinci yarısında bu göç hareketi hızlandı. Avrupa’daki siyasi baskılar, dinsel özgürlük eğilimi, macera arayan insanlar ve Sanayi Devrimi’nin sağladığı ulaşım kolaylığının da etkisiyle göçler hızlandı. Yeni Dünya’ya göç herkes için gönüllülük esasına göre gerçekleşen göçler değildi. Kıtada da kolonilerini genişleten Avrupalılar zamanla burada çalışacak insan sayısında zorluk çektiler. Bu durum 17. ve 18. yüzyılda başlayan köle ticaretine sebep oldu. Avrupalılar, Afrika’dan zorla gemilere yüklediği yerli ve siyahi insanları Amerika Kıtası’na taşıyarak köle olarak çalıştırmaya başladı. Yaklaşık 10 – 30 milyon insan bu şekilde kıtaya taşındı ve bir o kadar insan da kıyı şehirlerinde bekletildiği toplama kamplarında can verdi.
4. Sanayi Devrimi ve İşçi Göçleri
18. yüzyılda başlayan Sanayi Devrimi ile ekonomik faaliyetler alanları değişti ve büyük boyutta göçleri ortaya çıkardı. Hızla gelişen sanayinin ihtiyacı olan işçi veya insan gücü kırsal kesimden milyonlarca insanın şehir bölgelerine göç etmesine sebep oldu. Köydeki insanların yaşadığı hayattan daha kolay ve zenginlik vaad eden hayaller çoğunlukla ekonomik kaynaklı bu göç hareketini hızlandırdı. Bu durum yaşam tarzlarının değişmesine, hızlı şehirleşme ve sonrasında yaşanan sorunları da beraberinde getirdi. Sanayileşme sürecini daha geç yaşamaya başlayan Asya, Latin Amerika gibi ülkelerde veya gelişmekte olan ülkelerde bu göç hareketi hâlâ hızlı bir şekilde devam etmektedir.
Avrupa’ya İşçi Göçleri
Çalışmakta olan aktif nüfusunun önemli bir kısmını II. Dünya Savaşı’nda kaybeden başta Almanya, Fransa gibi gelişmiş ülkeler savaşta yıkılan sanayilerini tekrardan kurmak ve hızlı kalkınmak için diğer ülkelerden işçi talep ettiler. Bu amaçla 1950 – 1960 yıllarından itibaren İngiltere; Hindistan ve Pakistan’dan; Fransa; Cezayir, Tunus’tan; Almanya ise Türkiye başta olmak üzere Yunanistan’dan işçi göçleri kabul etmeye başladı. Göç veren ülkeler ise ekonomik açıdan daha geri olduğundan Avrupa’ya büyük bir işçi göçü dalgası hâlinde bu hareketi artarak 1970 — 1975 yıllarına kadar Avustralya, Belçika, Hollanda, İsviçre gibi ülkelere de yayıldı.
5. Mübadele Göçleri
Lozan Barış Antlaşması sonucunda Yunanistan’daki Türkler ile Türkiye’deki Rumların yer değiştirmesi amacıyla “nüfus mübadelesi” veya sözleşmesi yapıldı. Benzer bir göç anlaşması Romanya ile Bulgaristan arasında da yapılmıştır. Ancak mübadelede yer değiştiren Türk veya Rumlar hükümetlerin izni olmaksızın geri dönme hakkına sahip olmayacaktı. Bu protokol İstanbul’daki Rumlar ile Batı Trakya’daki Türkleri kapsamadı.
6. Beyin Göçü
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler sınırlı kaynaklarıyla yetiştirdiği beyin gücünü ülke altyapıları zayıf olduğundan gelişmiş ülkelere kaptırırlar. Bu nedenle kalkınma hızları düşer. Sanayi, eğitim, sosyal ve ekonomik yapısı güçlü olan gelişmiş ülkeler yüksek öğrenim mezunu bu insanlara uygun imkânlar sağlayarak beyin göçü alırlar.
Dünya’da 1960’lı yıllarda beyin göçü hız kazandı. En çok beyin göçü veren Hindistan, Pakistan, Çin, Filipinler, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Nijerya ve Türk Cumhuriyetleridir. Türkiye genellikle 20’Ii sıralardadır. En çok göç alan ülkeler ise; ABD, Kanada, Avustralya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Almanya ve Fransa’dır. Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ve bazı Orta Doğu ülkelerinden az miktarda beyin göçü alır.
7. Doğal Afet Göçleri
Deprem, volkanik olaylar, sel olayları, kuraklık, çölleşme gibi doğal afetler göçlere sebep olmaktadır.
- IV. ve V. yüzyılda Orta Asya’dan yaşanan göçlerin önemli bir kısmı
- ABD’de Kaliforniya depreminden sonra yaşanan göçler
- Kırgızistan’da 1994 yılında toprak kayması sonucu yaşanan 270.000 kişilik göç
- 17 Ağustos 1999’da İstanbul – Adapazarı depremi sonucu yaşanan göçler
- Aral Gölü çevresinde yaşanan şiddetli kuraklıklar sonucu gölün büyük kısmının kuruması sonucu yaşanan göçler