- Tarih yazıcılığında ilk değişim Rönesans ve Reform’un etkisiyle Avrupa’da tarihçiler üzerindeki kilise baskısının ortadan kalkmasıyla başlamıştır.
- Aydınlanma Çağı ile birlikte tarih düşüncesinden dini unsurlar kaldırılarak tamamen kaldırılmıştır.
- XIX. yüzyılda tarihçiler tarih yazıcılığını bilimsel ilke, kural ve yöntemlere oturtarak bilimsel nesnelliğe sahip bir tarihsel bilgi üretimi arayışına girdiler.
- XIX. yüzyıl tarihçileri tarih bilimini, doğa bilimlerinden farklı, kendine özgü, belirli kural ve yöntemlere dayanan bir araştırma alanı olarak algıladılar. Bu yaklaşımı savunanların ve tarih yazımını yönlendirenlerin başında Alman tarihçi Leopold von Flanke gelmiştir.
Leopold von Flanke’ye göre tarihçi, tarihi olayları incelerken tarafsız bir biçimde sadece tarihin gerçekliğini ortaya koymalıdır. Tarihin amacı, olguları “nasıl oldu ise öylece” anlatmaktır. Ona göre tarihin her dönemi, kendine özgüdür ve kendi şartları içinde anlaşılmalıdır. Tarihçi, tarihi olguları o dönemin koşulları ve ölçütleriyle değerlendirmeli, kendi döneminin değerlerini ve yargılarını tarih yazımına yansıtmamalıdır.
- 1920’lerde Fransa’da ortaya çıkan Annalles Okulu tarih yazım anlayışını köklü bir şekilde değiştirmiştir. Annallesçiler, devlet ve siyaset merkezli tarih yazımını eleştirmişler, tarih bilimine; toplumsal, ekonomik ve kültürel yönden bir bütünlük kazandırmayı amaçlamışlardır. Bu ekolün ülkemizdeki önemli temsilcileri olarak Ömer Lütfi Barkan ve Halil İnalcık gösterilebilir.