Tarih Öncesi Dönemde Hayat Tarzları ve Geçim Kaynakları 9.Sınıf Tarih
Avcı – toplayıcı dönemde (MÖ 600.000 – 10.000) ilgili maddi kalıntılara baktığımızda genelde çakmak taşlarının yontulmasıyla şekillendirilmiş kesici, delici ve kazıcı aletlere rastlıyoruz.
İnsanların bu dönemde doğaya bağımlı kaldıklarını, avcılık ve toplayıcılıkla hayatlarını sürdürdüklerini, mağara ve kaya sığınaklarında yaşadıklarını anlıyoruz. Tabi bu bulgulara genelde arkeologların çalışmaları sayesinde ulaşabiliyoruz. İnsanlar bu faaliyetleri yürütürken elbette bir birlikte yaşama pratikleri var. Klan denilen ilkel akrabalık bağları olan gruplar halinde yaşadıklarını tahmin ediyoruz. Elbette bunlar tahmin.
@ Analiz
İnsanların bu faaliyetlerinden yola çıkarak çok ilkel olduklarını da söylemek haksızlık olur. Çünkü Avrupa merkezli ve evrim teorisinin yansıması olan insanların gelişmemişliği, yabanıllığı üzerine yazılanları doğru kabul etmek doğru olmaz. Çünkü arkeolojik araştırmalar, ilk insanların da yadsınamaz bir akıl ve kendi dönemlerine göre ileri sayılabilecek bir takım teknolojiye sahip olduğunu gösteriyor. Mesela son yılların en heyecan verici arkeolojik kazı merkezlerinden Göbeklitepe’deki kanalizasyon sistemi ve elektrik sistemi, Mısır piramitlerinde bugünkü bilgilerimizle ancak anlaşılabilen teknolojik ve bilim- sel ilerleme bu yaklaşımımızı haklı çıkarıyor.
Ateşin bulunmasıyla, ilk tüketici devirlerde olduğu gibi avcılık ve toplayıcılık devam etmiştir. Bu dönemde mikrolit denilen, çakmak taşından yapılma ve gündelik hayatta kullanılan araç gereçler dikkat çekiyor.
Tarım ve hayvancılığın başladığı dönemde (MÖ 8000-5500) ise insanlar ovalara ve su kenarlarına inmeye başlamış ve tarımsal üretim başlamıştır. Kulübeler ve sazlık evlerin yapıldığını, kurulan köylerin etrafının hendek ve çitlerle çevrildiğini ulaşılan arkeolojik buluntulardan anlıyoruz. Üretim çağında köpek, at, koyun, keçi ve sığırların evcilleştirildiğini görüyoruz. Üretim çağında yaşanan bu değişimin etkilerini aşağıdaki grafikte inceleyelim.
Yukarıdaki grafikten tarımsal üretimin etkileri ortaya konulmuş öyleyse bu faaliyetin, hayat tarzı, ticaret, sosyal ve siyasal örgütlenme, toplumsal tabakalaşma olgularına etki ettiğini söyleyebilir miyiz? Bu hususlar üzerinde düşünelim. Şimdi de başka bir grafiği inceleyelim.
Yukarıdaki grafik tarımsal üretimin toplum hayatındaki etkilerini
biraz daha ortaya koymuş oldu. Bu bilgilerden yola çıkarak şu
çıkarımlarda bulunabiliriz.
Tarımsal Üretime Geçişin Sonuçları
- Yerleşik hayat başlamıştır.
- Ürün fazlası üretim başlamış, değiş- tokuş ve ticaret ortamı oluşmuştur.
- Kas gücüne duyulan ihtiyaç artınca toprak köleliğinin zemini oluşmuştur.
- Sulak ve verimli arazilerin etrafında toplu yerleşme başlamış, köyler kurulmuştur.
- Ortak ihtiyaçlar (savunma, su getirme vb.) siyasi ve sosyal örgütlenmeye ortam hazırlamıştır.
- Örgütlenme ihtiyacı hukuk kurallarının ve yönetim sistemlerinin geliştirilmesi sonucunu doğurmuştur.
Madenlerin şekillendirildiği devirde (MÖ 5.500- 1.200) insanlar önceki bakın, daha sonra bakır – kalay karışımı tuncu daha sonra da demiri, eritmiş şehir devletleri ve imparatorluklar kurmuşlardır.