SU EKOSİSTEMLERİ
Su ekosistemleri, denizel (okyanus ve deniz) ve karasal (akarsu, göl ve bataklık) su ekosistemleri olmak üzere ikiye ayrılır.
Denizel Su Ekosistemleri
Dünya’nın %70’inden fazlasını kaplayan okyanus ve denizler çok büyük bir ekosistem oluşturur. Denizel su ekosistemleri çok büyük ve karmaşık bir besin ağına sahiptir. Okyanuslar tek hücreli mikroskobik canlılardan dev balinalara kadar sayısız bitki ve hayvan türü barındırır.
Okyanuslardaki tropik mercan kayalıkları çok az bir yer tutmalarına karşın tüm balık türlerinin üçte birini barındırır. Mercan resifleri; tropikal bölgedeki sıcak, temiz ve sığ sularda mercan adı verilen hayvanların ölmesiyle bunlara ait kalıntıların birikmesi sonucu oluşur. Mercanlar, su sıcaklığının yıllık ortalama 23 – 25oC olduğu derin olmayan okyanus ve denizlerde en uygun gelişimi gösterir. Mercan resifleri, canlılar için hem beslenme hem de barınma alanıdır. Tropik bölgede yaşayan birçok balığın besinlerini mercanlar oluşturur. Ayrıca okyanuslar ve denizler; oksijen, kükürt, karbon ve azot gibi maddelerin ekosistem içerisindeki döngülerinde önemli rol oynar.
Birçok canlının yaşam alanını oluşturan okyanuslar, tür çeşitliliği bakımından oldukça zengin olup buralarda yaşayan canlıların dağılışını suyun sıcaklığı, tuzluluk oranı, dalga, gelgit ve ışık yoğunluğu gibi faktörler etkiler.
Okyanus ve denizlerdeki bitki ve hayvan türlerinin çoğu Güneş ışınlarının erişebildiği 200 m derinliğe kadar olan alanda yaşar.
Okyanus ve deniz yüzeyinde dalgalar ile patlayan hava kabarcıklarının içindeki tuz zerreciklerine aerosol denir. Havada asılı durumdaki küçük tuz kristallerinin yoğuşma olayında önemli etkileri vardır. Aerosoller bulutların oluşumunu ve iklimlerin ılımanlaşmasını sağlar. Yağmur damlacıkları yere inerken havada bulunan aerosolleri toprağa indirir. Yağışlar sonucunda toprağa inen bu tuzlar toprağın verimini artırır.
Karasal Su Ekosistemleri
Karasal su ekosistemleri akarsu, göl ve bataklık ekosistemleri olmak üzere üç bölüme ayrılır. Akarsuların ağız kısımlarına yakın alanlarında besin maddelerinin fazla olmasından dolayı biyoçeşitlilik daha fazladır. Dışa akışı olan göllerde bitki ve hayvan türü çeşitliliği daha zengin olmaktadır. Bataklıklar taban suyu seviyesinin yüksek olduğu ve birçok canlıyı barındıran alanlardır.
Sulak alanlar, yeryüzünün en zengin ve en üretken ekosistemlerini oluşturmaktadır. Bu alanlar yöre insanları ve ulusların devamlılığı için yaşamsal kaynaklardır. Tarih boyunca insanların nehir vadilerinde ve taşkın düzlüklerinde yerleşmeleri rastlantı değildir. Daha birçok sulak alan sistemi insan topluluklarının hayatta kalmaları ve gelişmeleri için kritik öneme sahip olmuşlardır. Sulak alanlar, tropik ormanlardan sonra biyoçeşitliliğin en fazla olduğu ekosistemlerdir.
İran’da 1971 yılında imzalanan ve sulak alanların korunması ve akılcı kullanımını hedefleyen Ramsar Sözleşmesi’ne Türkiye 1994 yılında taraf olmuştur. Ramsar Sözleşmesi kapsamında Türkiye’de 14 adet Ramsar alanı bulunmaktadır.