Maddenin fiziksel hallerinden biri de sıvı halidir. Sıvıların özellikleri aşağıdaki gibi özetlenebilir.
Sıvıların Özellikleri
- Sıvıları oluşturan moleküller birbiri üzerinde kayabilir. Bu nedenle sıvılar, içine konuldukları kabın şeklini alır.
- Sıvılara uygulanan basınç artırıldığında sıvıların hacimleri ölçülebilir büyüklükte değişmez. Bu nedenle sıvılar sıkıştırılamaz kabul edilir.
- Sıvılar, üzerlerine uygulanan basıncı her doğrultuda aynen iletir.
- sıvıların sıcaklıkları artırıldığında hacimleri az da olsa arttığından özkütleleri azalır.
- Sabit sıcaklıktaki özkütle sıvılar için ayırt edici özelliktir.
- Sıvılar, gazlara göre sesi daha iyi iletir.
- Sıvılar akmaya karşı direnç gösterir.
- Sıvıların yüzey gerilimleri vardır.
- Açık kaptaki sıvılar buharlaşır.
Bir sıvının serbest yüzeyi, gerilmiş esnek bir zarın özelliklerine benzeyen özellikler gösterir. Buna bazı böceklerin su üzerinde yürüyebilmeleri, bir musluktan damlayan damlanın bir süre muslukta asılı kalması, su yüzeyine bırakılan bir jiletin suya batmadan kalabilmesi örnek olarak verilebilir. Bütün bu olaylar kohezyon kuvvetleri ile açıklanır.
Bir sıvının içindeki ve yüzeyindeki bazı moleküllere etkiyen kohezyon kuvvetleri Şekil 1’deki gibidir. Sıvının içindeki moleküller her taraftan eşit kuvvetlerle çekilir ve bu kuvvetlerin bileşkesi sıfırdır.
Sıvı yüzeyindeki moleküller hem sıvı moleküllerinin hem de hava moleküllerinin etkisindedir ve bu moleküllere etkiyen kuvvetler dengelenmemiştir. Çünkü moleküllere etkiyen kohezyon kuvvetleri, hava molekülleri ile yüzeydeki moleküller arasındaki adezyon kuvvetlerinden daha büyüktür. Sıvı yüzeyindeki moleküllere etkiyen kohezyon kuvvetleri ile adezyon kuvvetleri, bu molekülleri sıvının içine çeken bir bileşke oluşturur. Sıvı yüzeyindeki molekülleri sıvının içine doğru çeken bu kuvvetler. tıpkı gerilmiş bir lastik zar gibi daima büzülmek ve olası en küçük yüzeyi almak isteyen, bir molekül kalınlığında bir zar oluşturur. Bu zarı gergin tutan kuvvetlere yüzey gerilim kuvvetleri denir. Dış kuvvetlerin etki etmediği bir damla küre biçimindedir ve küre, aynı hacme sahip olan geometrik şekiller içinde yüzeyi en küçük olandır. sıvıların en küçük yüzeyi almaya çalışmaları basit bir deneyle
de gözlemlenebilir.
İplikten ilmek takılmış Şekil 2’deki halka sabunlu suya daldırılıp çıkarılırsa, halka ince bir zarla kaplanır. İlmeğin içindeki zar yok edilirse ilmek Şekil 3’teki gibi tam bir daire olur. Çevresi aynı olan geometrik şekiller içinde alanı en büyük olan daire olduğundan zarın geriye kalan kısmı en küçük alana ulaşmış demektir.
YÜZEY GERİLİM KATSAYISI
Bir sıvının serbest yüzeyindeki birim uzunluğa etkiyen yüzey gerilim kuvvetine yüzey gerilim katsayısı ya da yüzey gerilim sabiti denir. Birimi, CGS birim sisteminde din/cm ya da erg/cm1, SI birim sisteminde de N/m ya da Joule/m2 dir.
Yüzey gerilim katsayısına etkiyen faktörler:
- Yüzey gerilim katsayısı, sıvının cinsine bağlıdır.
- Yüzey gerilim katsayısı sıcaklıkla azalır.
- Saf bir sıvının yüzey gerilimi yüzeyin temizliğine bağlıdır, Yüzeyin kirlenmesi, yüzey geriliminin azalmasına neden olur.
Örneğin, temiz iki civa damlası, temiz bir saat camı üzerinde birbirine değdirilirse birleşir ve bir tek damla oluşur. Böylece yüzeyleri küçülmüş olur. Ancak civa damlalarının yüzeyleri kirli ise birleşmedikleri gözlenir. Çünkü yüzey gerilimi küçülmüş ve zarın yırtılmasına yetmemiştir.
Bu olay damlalık deneyi ile de kanıtlanabilir. Şekildeki damlalığa saf bir sıvı konulup yavaşça akıtılırsa damlalığın ucunda damlalar oluşur. Bu damlalar sanki gerilmiş esnek bir zarın içindeymiş gibi belli bir ağırlığa gelinceye kadar yüzey gerilimi ile damlalığa tutunur. Damla, yüzey geriliminin tutamayacağı bir ağırlığa ulaşınca düşer. Damla ne kadar ağırsa, yüzey gerilimi o kadar büyük demektir. Damlalık saf suyla doldurulur ve damlalıktan temiz bir kaba düşen damlalar sayılırsa, kaba önceden eter konulması halindekinden daha az olduğu görülür. O halde kaba önceden eter konulduğunda damlaların sayısı artmış, damlalar küçülmüştür. Bu da yüzey geriliminin
küçüldüğünü gösterir Yüzey geriliminin küçülmesinin nedeni de eter buharının suda çözünerek suyu kirletmesidir.
- Saf suya tuz atıldığında yüzey gerilimi artar. Yüzey gerilimi, suda çözünen tuz miktarı ile doğru orantılıdır.
KILCALLIK
Sıvıların çok dar borularda yükseldikleri bilinen bir olaydır. Buna örnek olarak petrol lambasında petrolün fitilde yükselmesi ve bitkilerde kök suyunun yapraklara kadar çıkabilmesi verilebilir. Temiz bir kılcal boru, ıslatan sıvıya daldırıldığında sıvının borunun içinde bir miktar yükseldiği, ıslatmayan sıvıya daldırıldığında da bir miktar alçaldığı görülür. Sıvının kılcal bir boruda yükselmesine ya da alçalmasına kılcallık denir.
Kaptaki ve kılcal borudaki sıvı yüzeyine aynı dış basınç etkidiğine göre kılcallık olayının nedeni kohezyon ve adezyon kuvvetleridir.
Şekil 1’de sıvının kılcal bir boruda yükselmesi, Şekil 2’de de alçalması gösterilmiştir. sıvının serbest yüzeyi yataydır. Ancak kabın ve borunun kenarları yatay olmaz. Adezyon kuvvetlerinin etkisiyle eğrisel olur. Islatan sıvılarda adezyon kuvvetleri, kohezyon kuvvetlerinden daha büyük olduğundan sıvı kılcal boruda yükselir. Sıvı kenarlarda
ve kılcal boruda iç bükey (çukur) bir biçim alır. Islatmayan sıvılarda kohezyon kuvvetleri, adezyon kuvvetlerinden büyüktür. Bu nedenle sıvının kılcal borudaki yüzeyi, kaptaki sıvı düzeyinden daha düşüktür. Kenarlarda ve kılcal borunun içinde sıvı üze i dış büke tümsek bir biçim alır.
Değerli eokultv.com yöneticisi,
Sitenizde bulunan “water strider” (su böceği) ne ait fotoğrafı doktora tezimde yüzey gerilimi başlıklı teorik bilgiyi sunarken bir görsel olarak kullanmak için izin istiyorum.
İyi günler dilerim, saygılarımla
Murat
Yanıt: Merhaba Murat bey, maalesef resim telifi bize ait değil. Bizim de internetten bulduğumuz bir resim.