RÖPORTAJ
“Röportaj”, Fransızca “reportage” sözcüğünden dilimize geçmiştir. Kelimenin kökeni Latincede “toplamak, getirmek” anlamlarında kullanılan “reportare” fiiline dayanmaktadır. TDK Türkçe Sözlük’te; “1. Konusu bir soruşturma, araştırma olan gazete veya dergi yazısı; 2. Radyo ve televizyon habercisinin araştırma ve soruşturma sonucunda hazırlamış olduğu program, mülâkat.” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bir yazarın herhangi bir ülkeyi, memleketi, bölgeyi, fabrika gibi iş yerini gezerek gördüklerini kendi görüşleriyle birleştirerek gazete ve dergide yazmasıdır.
Gazetelerde olayları, sorunları daha derin bir incelemeye dayanarak yerinde ve yaşayanlarla yapılan konuşmalarla veren, fotoğraflarla belgeleyen yazılardır.
Gazete ile gelişen, yerleşen ve yaygınlaşan bir türdür.
Hazırlanması sırasında “sözlü anlatım” türü olarak görülen röportaj, yayımlanması ve kitaplaştırılması esnasında “yazılı anlatım” türüne girer.
Gezip görmeye, incelemeye, soruşturmaya, öğretmeye, tanıtmaya, tasvir etmeye dayanır.
Röportaj yazarı, ele aldığı konuda inceleme yapar, kendinden önce bu konuda yazılanları araştırır, konuyla ilgili fotoğraflar çeker, gerekirse ses kayıt cihazlarından yararlanır; yaşam gerçeğini, olayları ya da sorunları yansıtırken bunların altında yatanları da gösterir.
Resimler, konuşmalar, istatistik bilgiler, grafikler, uzman görüşleri belge olarak kullanılır; röportajı hazırlayan kişi, yorumlarını bu kanıtlar üzerinden gerçekleştirir.
Yazarın amacı okuyucuyu gerçeğin içine çekmektir.
Tek bir yazı olabileceği gibi aynı konuyu işleyen bir yazı dizisi de olabilir.
Röportajda bütün anlatım biçimlerinden (açıklama, öyküleme, tartışma, betimleme) yararlanmak mümkündür. Okuyucuya konunun önemini kavratabilmek için örnekleme, karşılaştırma, tanık gösterme gibi nesnel verilerden yararlanılır. Bilimsel veriler, araştırmaların sonuçlarını yansıtan anketler, gerektikçe öyküleme, açıklama, tartışma ve betimleme röportajın içine sindirilerek verilir. Böylece tekdüzelikten uzaklaşılır ve röportaja bir gerçeklik kazandırılmış olur.
Geniş boyutlu bir haber metni olan röportajlarda “inandırıcılık” ön plandadır. Röportajın etkisi değişik anlatım biçimlerini özgürce kullanmasından gelir. Somut bir toplum gerçeği ya da sorunu dile getirilirken o konuda yazılmış bir şiirden, söylenmiş bir türküden, yakılmış bir ağıttan yararlanılır. Röportajların bazıları “öyküsel”, bazıları ise “kurgusal” nitelik taşır.
Röportaj, güncel gerçekleri anlatması bakımından habere yaklaşsa da haberde sadece olayın anlatılmasıyla yetinilir.
Röportajda yalın, açık, ilgi çekici bir dil kullanılır.
Sunuluş Tarzına Göre Röportajlar
Röportajlar, sunuluş tarzı bakımından ikiye ayrılır:
a) Amerikan Röportajı: Giriş bölümünün sürpriz, şaşırtıcı bir paragraf olduğu, en son söylenmesi gereken kelimelerin en başta söylediği röportajlardır.
b) Alınan Röportajı: Yazarın konuyu işlerken kendisini ön plana aldığı “ben” eksenli röportajlardır.
Konusuna Göre Röportajlar
Röportajların konusu bir yeri, bir kişiyi, eşya veya sorunu tanıtmaktır; röportajlar, konu bakımından şu gruplara ayrılır:
a) Edebî röportaj: Şair ve yazarların yaşayış ve kişilik özelliklerini, sanat görüşlerini daha iyi anlamamıza olanak sağlayan röportajlardır.
b) Siyasal röportaj: Siyasi konuları ele alan, devlet yönetiminde bulunan kişilerle yapılan röportajlardır.
c) Sağlık röportajı: Sağlık alanındaki kişilerle yapılan röportajlardır.
d) Spor röportajı: Spor alanında yapılan röportajlardır.
Anlatım tarzına göre röportajlar.
Yazarın anlatım tarzına uygun olarak röportajların öyküsel ve kurgusal olarak değişik isimlerle anıldığı görülmektedir.
a) Öyküsel Röportaj: Kişilerin bir öykü havası içinde ele alındığı, konuşturulduğu, sorunlara parmak basıldığı röportajlardır.
b) Kurgusal Röportajlar: Öykülemenin çok sınırlı kaldığı, anlatımda yazarın çok az araya girdiği, ses alma makinesinin kalemin yerini tuttuğu, bu özelliğiyle yaşamdan canlı bir kesit özelliği gösteren röportajlardır. Bu tür röportajlarda yazar, ele aldığı konuyu, konuya karışan kişilerin konuşmalarıyla biçimlendirir. Ses alma makinesinde kayıtları yazıya dökerken eklemelere gitmeden, anlatılanların yerlerini değiştirme gibi (başa, ortaya, sona alma şeklinde) kurgusal değişiklikler yapar. Bu tür röportajlarda tutanak havasının olduğu söylenebilir. Anlatım daha doğaldır. Üzerinde uzun uzun düşünülmüş cümleler yoktur.
Uzunluğuna Göre Röportajlar
Röportajların uzunluk kısalık açısından da ayrı değerlendirildikleri görülmektedir.
a) Tek Röportaj: Belirli bir konuyu ele alan ve tek yazı çerçevesinde sunulan röportajlardır. Bu tür röportajlara gazete ve sanat dergilerinde sıkça rastlanmaktadır.
b) Dizi Röportaj: Bir konuyu kapsamlı biçimde, değişik yönleriyle ele alan ve inceleyen röportajlardır. Olayları yerinde incelemeye ve çok sayıda kişilerle ilişki kurulup görüşmelere dayandırılan röportajlar bu gruba girmektedir. Bu röportajların yayımının günlerce sürdüğü görülmektedir.
Röportaj-Gezi Yazısı farkı
- Röportaj; dil ve anlatım yapısıyla, öyküleme yönüyle gezi yazısından ayrılır.
- Röportajda yazarın bir hedefi ve bir mesajı, gezi yazısında ise gezilen yerlerle ilgili izlenimler vardır.
Röportaj-Mülakat farkı
- Mülakatta kişi, röportajda ise konu öne çıkar.
- Mülakat, genellikle tek kişiyle; röportaj birden çok kişiyle yapılır.
- Röportaj yayımlanırken fotoğraf, belge ve resimlerle zenginleştirilir, mülakatta ise sadece mülakat yapılan kişi ile çekilmiş bir fotoğraf kullanılır.
- Mülakatta konuşmalar hiçbir yorum ve ekleme yapılmadan aktarılır, röportajda ise röportajı yapanın yorumu yer alabilir.
- Mülakat bir kişiyle, röportaj birden çok kişiyle yapılabilir.