Romanlar kısa da olsa uzun da olsa en az bir hikâye anlatır. Fakat hikâye anlatmak romanın başlıca amacı değildir. Geleneksel hikâyeci, kendisi veya başkaları tarafından yaşanmış veya yaşanabilir olayları anlatır. Hikâyede anlatılanlar net bir şekilde hatırlanır ve ayrıntılarıyla anlatılabilir. Fakat okunan bir roman tümüyle hatırlanamaz ve ayrıntılarıyla anlatılamaz. Anlatılabilenler romanın hikâye kısmıdır, anlatılamayan bölümler ise ayrıntılar ve betimlemelerdir.
Roman
Olay çevresinde gelişir.
Anlatmaya bağlı metinler arasında yer alır.
Mekân, zaman, olay ve kişi kavramları vardır.
Uzun bir yazı türüdür.
Kişiler, sayıca çoktur.
Kişilerin özellikle başkişinin yaşayışı ayrıntıları ile anlatılır.
Genellikle geniş bir zaman parçasını kapsar.
Mekân sayısı fazladır.
Mekân tasvirleri geniş yer tutar.
Konularına göre "polisiye, korku, gerilim, macera, psikolojik, tarihi, aşk, fantastik" gibi türleri vardır.
Serim, düğüm ve çözüm bölümleri vardır.
Uzun psikolojik çözümlemelere yer verilebilir.
Hikâye
Olay çevresinde gelişir.
Anlatmaya bağlı metinler arasında yer alır.
Mekân, zaman, olay ve kişi kavramları vardır.
Kısa bir yazı türüdür.
Kişiler, sayıca azdır.
Kişilerin yaşayışının bir yanı üzerinde durulur ve kişiler
yüzeysel bir şekilde anlatılır.
Genellikle dar bir zaman dilimini kapsar.
Mekân sayısı azdır.
Mekân tasvirleri yüzeyseldir.
Tarzları bakımından "durum hikâyesi", "olay hikâyesi", "modern hikâyesi", "kısa hikâye" gibi türleri vardır.
Serim, düğüm ve çözüm bölümleri vardır.
Uzun psikolojik çözümlemelere yer verilmez.
