Soru: Bir bencillik sarmış insanların yüreğini. Herkeste önce “ben” kaygısı. Yere düşeni kaldırmaya bile üşenir olmuş insanlar. Ancak düşen kendileri olunca gözleri yardım edecek birini hemen arıyor. Uzanacak bir el olmadığı zaman da başlıyorlar şikâyet etmeye, nasıl bu hâle geldik, diye. Bu hâle geldik çünkü el uzatmayı öğrenmek yerine hep bir elin bize uzanmasını bekledik. Böyle olunca da nasıl düştüysek yine öyle bir başımıza da kalktık.
Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Başkalarını suçlamak ve yargılamak er ya da geç fayda sağlar.
B) Şikâyet etmeyi seven insanlar asla arkadaş bulamaz.
C) İnsan yardım beklemekten önce yardım etmeyi öğrenmelidir.
D) Hiçbir insan başkalarının yardımı olmadan yaşayamaz.
Soru: Ah bu çocukların laf dinlemez hâlleri! Her şeyi ben bilirim cümleleri... Keşke hayat onların sandığı kadar masum olsa! Keşke acı tecrübeler yaşatmadan öğretse kendini! Maalesef hiç gerçekleşmeyecek bir hayal bu! Sobanın sıcak olduğunu eli yanmadan hangi çocuk anlayabilmiş ki? Ne kadar söylense de “Dokunma.” diye faydasız. O el sıcaklığı hissedecek ve bir ömür bir daha unutmayacak. İşte o zaman “Dokunma.” cümlesi anlam kazanacak. El yansa da. İzi kalsa da.
Bu parçada anlatılmak istenen düşünceyi aşağıdaki atasözlerinden hangisi en iyi şekilde özetler?
A) Denize düşen yılana sarılır.
B) Bir musibet bin nasihatten iyidir.
C) Her koyun kendi bacağından asılır.
D) Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
Soru: Artık büyük alışveriş merkezlerine gitmiyorum eskisi gibi. Çünkü kapalı alanda uzun süre durduğumda başım ağrıyor. Huzursuz oluyorum, bunalıyorum. Bunun sebeplerini araştırdım. Kapalı alanda uzun süre kalmaktan temiz hava alamamak, elektrik devrelerinin ve ampullerin oluşturduğu manyetik alanlar... Hepsi etkili.
Metinde ortaya konan sorunu en iyi özetleyen ifade aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kapalı alanlarda uzun süre kalmak insanlara rahatsızlık verir.
B) Açık alanlar insan doğasına en uygun yerlerdir.
C) Elektrik devrelerini ve ampulleri kullanmamak gerekir.
D) İnsanlar alışverişlerini açık alanlarda yapmalıdır.
Soru: Okyanus ve denizlerdeki tuzun kaynaklarından biri kayaçlardır. Akarsular kayaçların yanlarından geçerken onları aşındırır ve içlerindeki mineral tuzlarını denizlere taşır. Böylece tuzlu su denizlere karışır. Sıcaklığın etkisiyle deniz suyu buharlaşsa da içerdiği tuz suda kalır. Bu da sudaki tuz oranının artmasına neden olur. Ancak denizler yağış aldığından tuz oranı sabit kalır. Yani buharlaşan su ve düşen yağış oranı tuz seviyesini belirler.
Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Akarsuların aşındırma gücü
B) Kayaçların özellikleri
C) Deniz suyunun tuz dengesi
D) Sıcaklığın buharlaşmaya etkisi
