- Bir kimsenin malının bir kısmını veya tamamını hayır işine, dini veya sosyal bir hizmete Allah rızasını kazanmak için tahsis etmesidir.
- Osmanlı Devleti’nde toplumun bazı ihtiyaçlarının karşılanması zenginlerin kurdukları vakıflara bırakılmıştır. Tarihin seyri içinde vakıflar sosyal, ekonomik, eğitim, sağlık, sanat, mimari, ulaşım ve bayındırlık alanlarında önemli roller oynamıştır.
- Osmanlı Devleti’nde başta padişah olmak üzere, hanedan üyeleri, yüksek dereceli devlet görevlileri, toplumun seçkin kişileri vakıflar kurmuşlardır.
Osmanlı Devleti’nde Vakıf sistemi sayesinde;
- Kasaba ve şehirlerin sosyal ihtiyaçlarının karşılanması ve belediye hizmetlerinin sağlanması kolaylaşmıştır.
- Ulaşım için gerekli yolların ve bu yollar üzerindeki köprü, han ve kervansarayların işletilmesi, yolların güvenliği sağlanmıştır.
- Sağlık, eğitim ve öğretim alanlarındaki hizmetlerin giderleri karşılanmıştır.
- Vakıflarda biriken paralar, tüccarlara kredi olarak verilmiş, böylece ticaretin gelişmesinde etkili olunmuştur.
- İmarethaneler, bakım evleri, medreseler ve olabilecek sorunlara karşı halka yardım edecek sivil kurumların giderleri vakıflar tarafından sağlanmış, kişinin kendine ve devlete olan saygısı artmıştır.
- Yeni fethedilen yerlere Türk kültürünün yerleşmesini sağlamışlardır.
KRİTİK
Akıl Hastalarını Müzikle Tedavi Vakfı
Edirne”de Bayezid-i Veli Vakıfnamesinde yapılan çalışmaları Evliya Çelebi şöyle anlatıyor:
“Hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve kara sevda hastalarına” olmak Üzere on adet delikanlı tahsis etmiştir ki; üçü hanende biri neyzen, biri kemane, biri musikar, biri santuri, biri udi olup haftada üç kere gelerek hastalara ve delilere musiki faslı verirlermiş.
… Cümle saz ve makamlarda ruha gıda vardır.
Osmanlıda bunlar olurken; Avrupa’da akıl hastalarının yakılması, içindeki şeytanın çıkarılması gibi yöntemler uygulanıyordu.
Osmanlı şehirlerinde çeşitli hizmetlerin yerine getirilmesinde, şehrin düzeninin sağlanmasında büyük bir önem arz eden unsurlardan birisi de vakıflar olmuştur. Vakıflar; genel olarak, şehrin bütününü ilgilendiren her türlü hizmet; cami, okul, kitaplık, hastane, han, çeşme, sebil, imaret, su getirme ve bu tesislerin bakımı, hatta bazen mezarlıklar ve bunlara benzer birçok hizmet, vakıf kanalıyla yapılmıştır.
Şehirlerde, fakirlerin parasız yıkandıkları hamamlar mevcuttu. Sebillerde buzlu su, hatta şerbet dağıtılırdı. Yol, kaldırım ve köprü yapımını vakıflar sağlıyordu. Bazı hayır sahipleri kurdukları vakıflarla “kandilciler” tutuyor, yine vakıf geliri ile kandil ve yağ alarak sokakları aydınlatıyorlardı. Sokakların temizlenmesi ve umumî helâlar için vakıflar kurulmuştu. Bekçi ücretleri vakıflardan ödeniyordu. Vakıf hastanelerinde her din ve ırktan insan tedavi ediliyor, gerektiğinde ücretsiz ilaç veriliyor, doktor temin ediliyordu. İmaretlerde yoksullara, yolcu ve misafirlere her gün bir veya iki öğün yemek yediriliyordu. Bütün bu hizmetlerin gerçekleştirilmesinde vakıflar bir yandan binlerce görevliye maaş ödüyor, öte yandan yüz binlerce insana hizmet götürüyordu.