Osmanlı Devleti; askerî gücü sayesinde girdiği savaşları kazanıp ganimet ve vergilerin getirisiyle ekonomik alanda kendi kendine yetmiş, ancak Avrupa’da meydana gelen gelişmelere ayak uyduramamıştı. Coğrafi Keşiflerle Hindistan’a giden yeni ticaret yolları bulunmuş, Osmanlıların denetiminde bulunan İpek ve Baharat yolları önemini kaybetmişti.
Avrupa’da bilimsel ve teknolojik gelişmeler yaşanmış, geleneksel atölye üretimi yerini makinaların üretim yaptığı fabrikalara bırakmıştı.
Osmanlı Devleti bu sanayileşme hamlelerini yapamamış ve geleneksel atölye üretimini devam ettirmişti. Fabrika üretimi nedeniyle üretim artmış ve çeşitlenmiştir. Avrupalılar fabrikalarında işleyecekleri hammaddeyi Osmanlı ülkesinden ucuza almışlar, fabrikada ürüne dönüştürerek bunu Osmanlı Devleti gibi sanayisi gelişmemiş ülkelere pahalı olarak satmışlardır. Fabrika malları ile rekabet edemeyen Osmanlı ülkesindeki atölyeler kapanmaya başlamıştır.
Balta Limanı Ticaret Sözleşmesi (1838)
İngiliz tüccarına ait her cins mal hangi yol ve vasıta ile gelirse gelsin Osmanlı hudutları içinde her yerde kabul edilecek, değeri üzerinden %3 gümrük vergisi alınacaktır.
İngiliz tüccarı %3 ihraç vergisi dışında şimdiye kadar çeşitli adlarla alınmakta olan dahili vergilerin hepsinin yerine geçmek üzere ihracatta %9, ithalatta %2 ödeyecektir. Böylece ihraç mallarında ödenecek vergi toplam %12, ithal mallarında ise toplam %5 olarak tespit edilmiştir.
İngiliz tüccarına ait gemiler Boğazlardan geçerken yükleme veya boşaltma yapsalar dahi vergi ödemeyecektir.
Gerek iç, gerek dış ticaret amacıyla İngiliz tüccarı, ortakları ve adamları memleketin her tarafında, her çeşit malı alıp satabileceklerdir.
İngiliz tüccarı, ortakları ve adamları, iç ticarette en imtiyazlı yerli tüccardan fazla vergi ödemeyecektir.
Balta Limanı Ticaret Antlaşması’yla,
* Yabancı mallar Osmanlı pazarlarına egemen olmuş, Osmanlı Devleti ekonomik yönden giderek dışa bağımlı hale gelmiştir.
* Osmanlı ülkesinde uygulanan iç gümrük vergisi yabancılardan kaldırılmıştır. Bunun sonucunda yerli tüccarın yabancı tüccarla rekabet etmesi zorlaşmış ve ülkede yabancı tüccarın etkisi artmıştır. Yerli tüccarın bir kısmı ticaret hayatından çekilmiştir.
* Osmanlı ülkesinde ticaret gelirlerinin büyük bir bölümü yabancıların eline geçmiştir.
* Osmanlı Devleti verdiği imtiyazlarla Mehmet Ali Paşa’ya karşı İngiltere’nin desteğini sağlamıştır.
Balta Limanı Antlaşması, Osmanlı pazarlarının ve ham maddelerinin Avrupalı tüccar ve sanayicinin çıkarları doğrultusunda dış ticarete açılması için hukuki çerçeveyi hazırlamıştır.
* Türkiye’de sanayi sergisi ilk olarak 1863’te İstanbul’da açıldı.
* 1873 Viyana Sanayi Sergisi ile 1893 Chicago Sanayi Sergisi’ne katılım sağlandı.
Osmanlı Sanayisi
Osmanlı Devleti’nde, XVIII. yüzyıldan itibaren şehirlerdeki esnaf teşkilatlarında değişim başlamış, teşkilat dışından insanlar da bu sınıfta yer almaya çalışmıştır. Bu durumun ortaya çıkmasında, Osmanlı toplumunda artan ekonomik talepler, yaşanan göçler vb. sosyal hareketlilikler etkili olmuştur.
Sanayi İnkılabından sonra Osmanlı Devleti Avrupa ile rekabet gücünü kaybetmiştir. Bunun yanında Osmanlı tarım ve sanayi işletmelerinin bilgi, teknoloji ve sermaye birikimi alanlarında yetersizliği sanayinin çöküş sürecine girmesine neden olmuştur.
Osmanlı Devleti sanayisinin çöküşüne önlem olarak,
* İthal ürünlerden aldığı vergileri artırmıştır. Kapitülasyonlardan dolayı bu tedbirden istenilen sonuç alınamamıştır.
* Askerî giderlerden tasarruf sağlanması ve paranın yurt dışına çıkışının önlenmesi için büyük sanayi kuruluşları oluşturulmuştur.
* Sanayinin yetişmiş eleman ihtiyacını karşılamak için eğitime büyük önem verilmiştir. Avrupa’dan getirilen ustalarla, modern teknolojinin yerli usta ve işçilere öğretilmesine çalışılmış, yurt dışına öğrenci gönderilmeye başlanmıştır.
* Feshane, İzmit Çuha Fabrikası, Veliefendi Basma Fabrikası, Hereke Kumaş Fabrikası, Bursa İpek Fabrikası, Zeytinburnu Demir Fabrikası açılmıştır. Bu fabrikalar kârlı birer kuruluş olarak devlete büyük gelir sağlamışlardır.
* Özel sermayeye destek verilerek 1897’de çıkarılan Teşvik Kanunu ile yeni kurulacak fabrikalar on yıl vergiden muaf tutulmuştur.
Meşrutiyetl’e birlikte sanayide yerli atılımlar gerçekleştirilmek istendiyse de oldukça sınırlı sanayi girişimleri yabancı ve azınlık sermayecilerinin yatırımlarından ibaretti. Yatırımların çoğu Avrupa sanayileri için gerekli tarım ve madeni ürünleri limanlara taşıyabilmek için altyapı tesislerine harcandı. En büyük yatırım demir yolu inşasına yapıldı. Sanayi kesiminde ağırlık, gıda ve dokuma sanayilerindeydi.
Avrupa’da yüksek fiyatlar oluştuğunda Osmanlı sanayi ham maddelerine talep arttığından bunların ihracı yasaklanmıştır. Belirli dönemler ihracı yasaklanın ürünler; buğday, hububat, deri, pamuk, silah, top, gülle, barut.
Diğer taraftan şunu da vurgulamak gerekir ki devletin teşvik ve organize ettiği gemi sanayi en büyük sanayi sektörlerinden biri iken dokuma sanayisi ise ülke genelinde en çok üretim yapan sanayi dalı idi.
Osmanlı’da sanayileşme teşebbüsleri ilk olarak askeri ihtiyaçları karşılamaya dönük olarak başladı. Top ve tüfek imalatı yanında asker kıyafeti için tekstile önem verildi.
Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda sanayi alanında yapılan düzenlemeler;
- Boğaziçi vapur seferlerini işletmek üzere Şirket-i Hayriye kuruldu.
- 1863 yılında Islah-ı Sanayi Komisyonu kuruldu. Komisyonun görevleri; esnaf şirketleri oluşturmak, sanayi mektepleri kurmak, sanayi sergilerine katılmaktı.
- 1864 yılından itibaren İstanbul ve diğer vilayetlerde sanayi mektepleri açıldı.
- Ülkelerin kendine özgü sanayi ürünlerini sergilemek açısından önemli olan sanayi sergileri bu dönemde çok revaçtaydı.