Osmanlı’da Modernleşme ve Yeniçerilerin Sonu
Toprak kayıplarını önleme amacıyla XVIII. yüzyıldan itibaren Batı tarzı askeri ıslahatlara yer veren Osmanlı Devleti’nde özellikle III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde Avrupa’daki kurumların benzerlerine yer veren ıslahatlar yapılmıştır.
III. Selim döneminde Batı tarzında ilk ordu olan Nizam-ı Cedid ordusu kurulmuş ve II. Mahmut döneminde yeniçeri ocağı kaldırılarak Asâkir-i Mansüre-i Muhammediye ordusu oluşturulmuştur. Bu ismin yerine 1843’ten itibaren “Düzenli Ordu” anlamına gelen Asâkir-i Nizamiye ifadesi kullanılmaya başlanmıştır.
Yeniçeri ocağının kaldırılması sonrası II. Mahmut tarafından yaklaşık 12000 kişilik askeri kuvvetin 8 bölüme ayrılması planlanmıştı.
Ordu’nun temel taktik birlikleri olcak bölümler ise yönetim olarak birbirlerinden bağımsız örgütlenmesi planlanmıştır. Her bir bölüm bir binbaşı tarafından idare edilecek ve toplam 1526 askerden oluşacaktı.
Yeni kurulan ocağa 15 ile 30 yaş arasında gönüllü askerler seçilmiştir. Askeri hizmet süresi 12 yıl olarak belirlenmiş ve bu süre sonunda askerlere emeklilik hakkı tanınmıştır.
Kişinin askerliğini tamamlayıp sivil hayata dönmesi, bir meslekle uğraşması ve evlenmesi için bu sürenin dolması şartı koşulmuştur.
II. Mahmut döneminde kurulan Asâkir—i Mansüre-i Muhammediye ordusunda görülen yetersizlik sonucu Redif-i Asâkir—i Mansüre ordusu kurulmuştur.
1839 Tanzimat Fermanın’da ulus devlet modelini andıran “muhafaza-i vatan” ifadesi yer almıştır. Bu durum askerliğin artık Osmanlı tebaasının ortak sorumluluğudan olduğunu göstermiştir.
1843 yılında çıkarılan bir kanunla askerlikte kura usulü getirilmiştir. Böylece özel statüdeki eyaletler dışında kalan yerlerdeki Osmanlı tebaasının tamamı askerlik hizmetinden sorumlu tutulmuştur. Bu girişimle zorunlu askerlik sisteminin yasal alt yapısı oluşturulsa da uygulamada zorunlu askerlik sistemine 1909’da geçilebilmiştir.
BİLGİ: Osmanlı Devleti’nin tebaası için zorunlu askerlik uygulaması gayri müslim tebaada memnuniyetsizliğe neden olmuş ve 1856 Islahat Fermanı’yla “bedeli askeri” yani bedel ödeyerek askerlikten muafiyet gayrimüslümlerin için uygulama alanı bulmuştur.
1870 yılında çıkarılan bir kanunla muvazzaf askerlik süresini dört yıla indirmiştir.
II. Abdülhamit döneminde Almanya’dan gelen Von der Goltz Paşa’nın öncülüğünde 1886 yılında yeni bir askere alma (ahz-ı asker) kanunu çıkarılmıştır. Bu kanuna göre askerlik yaşı 20 ile 40 arası olarak belirlenmiş ve bedeli şahsi olarak bilinen ve askere gitmek istemeyen kişilerin yerine başka birini göndermesi uygulaması kaldırılmıştır. Bunun yerine nakli bedel ödenmesi kuralı getirilmiştir. 1889 yılında yine Goltz Paşa’nın çalışmaları sonucu ilk seferberlik nizamnamesi çıkarılmıştır.
II. Abdülhamit’in Doğu Anadolu’daki aşiretlerin Osmanlı ordusuna katılmasını sağlayan Hamidiye süvari alaylarını kurması da askere alma sisteminde yeni bir uygulama alanıdır.
1908 – 1918 arası Osmanlı’da yönetimi elinde tutan ittihak ve terakki cemiyeti 1909’da çıkardığı bir kanunla gayrimüslümlerinde askere alınması kararına yer vererek zorunlu askerlik sistemine geçilmiştir.