Osmanlı Devleti’nde Ekonomiyi Düzeltme Çabaları Tyt-Ayt Tarih
Ekonomiyi Düzeltme Çabaları
Balta Limanı Antlaşması Sanayi devrimine yeterince ayak uyduramayan ve uluslararası sömürgeciliğe direnmeye çalışan yerli Osmanlı sanayisine büyük zarar vermiştir. Yerli üretimin ekonomide payı azalırken Osmanlı ekonomisi dışa bağlı duruma gelmiş; dış ticaret dengeleri bozulmuş ve ülke dış borçlanmaya mecbur kalmıştır.
Kırım Harbi’nin getirdiği mali zorluklar Osmanlı’nın ilk kez İngiltere ve Fransa’dan dış borç almasına neden olmuştur. 24 Ağustos 1824’te İngiltere ve Fransa ile anlaşma yapılmıştır. Osmanlı aldığı bu dış borçlara karşılık Mısır gelirleri ile Suriye ve İzmir gümrüklerine teminat göstermiştir.
1881’e kadar Osmanlı Devleti Avrupalı devletlerden toplam 16 kez dış borç almıştır. Her borçlanma gelir kaynaklarının teminat gösterilmesi şekilden olduğu için zamanla Osmanlı ülkesi ipotek altına girmiştir.
Yüksek faizle yapılan borçlanma sürecinde sadece %7.8’i ile Rumeli demir yolu yapımına yatırım yapılmıştır. Plansız ve kontrolsüz kamu harcamalarına, borç taksitlerinin ödenmesine orduya ve devlet memurlarının maaşlarının ödenmesine ayrılan bu borçlanma zamanla ekonominin iflasını da hazırlamıştır.
Osmanlı bu dönemde iç borçlanma olarak bildiğimiz eshamı cedide adı verilen senetler ile bir tür hazine bonosu çıkarmıştır.
NOT: Osmanlı Devleti’nin, 1875 yılında bütçe açığı 5 milyon lirayı geçiyordu. Aynı yıl 14 milyon lira dış borç taksitinin ödenmesi gerekiyordu. Rumeli’de isyanlarla uğraşan ordu için de acilen 2 milyon liraya ihtiyaç vardı. Bu durum karşısında Sadrazam Mahmud Nedim Paşa, dünya borsalarını ayağa kaldıran bir mali operasyona girişti. 1875 tarihinde padişahın da onayı ile bir kararname yayımlandı. Bu kararnamede, dış borç taksitinin yarısının nakit olarak ödeneceği, yarısı için de %5 faizle beş yıl vade yapılacağı belirtildi. Bunun için bütün gümrük gelirleri tuz, tütün ve ağnam vergisi ile Mısır eyalet gelirlerinin teminat gösterileceği açıklanmıştı. Osmanlı’nın bu kararına, Avrupalılar büyük tepki göstermişti.
1875’te Osmanlı, ekonominin iflasını ilan etmiş ve alacaklı devletler alacaklarını tahsil için Osmanlıya baskı kurmaya başlamışlardır.
20 Aralık 1881’de Muharrem Kararnamesi ile maliye bakanlığı dışında bağımsız bir Düyunu umumiye yönetimi kurulmuştur. Bu yönetim: İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Avusturya, Osmanlı ve Galata bankerlerini temsil eden 7 kişilik bir konseyden oluşmuştur. Osmanlı Devleti, Düyunu umumiye yönetimine altı kalemden oluşan vergi gelirlerini vermeyi kabul etmiştir.
NOT: İdareye bırakılan altı kalem vergi (Rüsum-u Sitte); tuz tekeli gelirleri, tütün tekeli gelirleri, damga vergisi, pul gelirleri, içkiler üzerinden alınan vergiler, balık avı vergileri ve kararnamede isimleri yazılı vilayetlerin ipek gelirlerinden oluşmuştur.
Milli İktisat Politikası
II. Meşrutiyetin ilanından sonra İttihat ve Terakki Partisi iktidara gelmiş ve bu dönemde giderek güçlenen milliyetçilik düşüncesi Osmanlı’da milli iktisat politikasına zemin hazırlamıştır.
Milli İktisat Politikasıyla İttihatçılar,
I. Batı kapitalizminin Osmanlı ekonomisi üzerindeki etkisini giderebilme
II. Ülke içinde giderek güçlenen azınlık tüccarlara karşı milli burjuvaziyi yaratabilme amaçları ile hareket etmişlerdir.
– Dönemin düşünce adamlarından Yusuf Akçura bu konuda “eğer Türkler kendi içlerinden bir sermayedar burjuva sınıfı çıkaramayacak olursa yalnız memur ve köylüden ibaret Osmanlı toplumunun muasır bir devlet halinde devamlı yaşayabilmesi zordur” demiştir.
UYARI: İttihatçılar; basın yayın yoluyla da toplumun eğitilmesini gündeme getirmiştir. Bu doğrultuda 1915 yılında “milli iktisada doğru” anlayışı iktisadiyat Mecmuası yayımlanmaya başlanmıştır.