Osmanlı Devleti’nde Fatih Sultan Mehmet ile birlikte ilmiye teşkilatında köklü değişiklikler yaşanmıştır. Bu dönemde pozitif bilimlerin (fizik, matematik, astronomi) yanı sıra felsefe bilimi de ön plana çıkmıştır. Fatih, Latince birçok eseri Türkçeye çevirtmiş, din ve felsefe konularına ilgisinden dolayı birçok bilim insanını Topkapı Sarayı’na davet ederek onlarla bilimsel tartışmalar yapmıştır.
Ali Kuşçu (? – 1474)
Timur’un torunu olan Uluğ Bey’den ve Kadızade-i Rumi’den dersler almıştır. Küçük yaştan itibaren matematik ve astronomi bilimlerine ilgi duymuştur. Ali Kuşçu, Fatih’in daveti üzerine İstanbul’a gelmiş ve Sahn-ı Seman Medreselerinin programlarını hazırlamıştır. Fatih, medreselerinin vakıf senetlerini değiştirerek müderrislerin pozitif bilimlerde de uzman olmaları zorunluluğunu getirmiştir. Ali Kuşçu yaşadığı dönemde Molla Lütfi, Mehmet Çelebi gibi bilim insanlarının yetişmesini de sağlamıştır.
Not: Ali Kuşçu, İstanbul’un enlem ve boylamlarını belirlemek için çalışmalar yapmıştır. Ali Kuşçu’nun ismi NASA tarafından Ay’daki kraterlerden birisine verilmiştir.
Akşemsettin (27 – 1459)
Fatih Sultan Mehmet’in de hocalığını yapan Akşemsettin, Türk bilim tarihinde önemli bir yere sahiptir. İstanbul’un fethi sırasında Fatih’in yanında yer alarak fethin manevi destekçisi olmuştur. İstanbul’un fethinin ardından da Ayasofya’da ilk cuma namazını kıldırmıştır. Tıp alanında da çalışmalarıyla bilinen Akşemsettin hastalıkları iki nedene bağlamış, bunları kalıtım ve mikrop yoluyla bulaşan hastalıklar diye sınıflandırmıştır. Akşemsettin’in, Avusturyalı bilim insanı Pastör’den daha önce mikroplardan haber vermesi önemli bir ayrıntıdır.
Uluğ Bey (1394 – 1449)
Timur’un torunu olan Uluğ Bey bir dönem Timur Devleti’ni yönetmiştir fakat devlet adamlığından ziyade astronomi ve matematik alanlarında yaptığı çalışmalarla ön plana çıkmıştır. Uluğ Bey’in Semerkant’ta kurduğu rasathane devrin en büyük rasathanesidir. Uluğ Bey, gök cisimleriyle ilgili yaptığı gözlemleri Zic adlı eserinde toplamıştır. 1936’da yayımlanan dört ciltlik Ay haritasındaki kraterlerden birine Uluğ Bey ismi verilmiştir.
Takiyüddin Mehmet Efendi
Osmanlı Devleti’nin yetiştirdiği en önemli astronomi ve matematik bilginlerinden olan Takiyüddin, Uluğ Bey’in Zic adlı eserindeki eksikleri tamamlayabilmek için İstanbul’da bir rasathane kurulmasını sağlamıştır. Takiyüddin’in yapmış olduğu çalışmalar o dönemin ulemasının tepkisine neden olmuş ve o yıllarda İstanbul’da yaşanan birtakım afetlerin sebebi görülmüştür. Ulema’nın baskısı sonucu Takiyüddin’in rasathanesi padişahın emriyle yıkılmıştır.