ORHAN PAMUK (1952-…)
Romanlarında anlatım teknikleri ve postmodern yaklaşımlarıyla dikkat çeker.
Daha çok aydın kesimi anlatan, zor anlaşılan romanlar ortaya koymuştur.
Romanlarında Doğu-Batı sorununu felsefi ve kültürel açıdan ele almıştır.
2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan yazar, Nobel ödülünü alan ilk Türk vatandaşıdır.
Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü konuşması “Babamın Bavulu” adıyla yayımlandı.
Eserleri
— Roman: Cevdet Bey ve Oğulları, Sessiz Ev, Beyaz Kale, Kara Kitap, Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızı, Kar, Masumiyet Müzesi, Kafamda Bira Tuhaflık, Kırmızı Saçlı Kadın
— Anı: İstanbul-Hatıralar ve Şehir, Babamın Bavulu
— Deneme-Makale: Öteki Renkler, Manzaradan Parçalar, Saf ve Düşünceli Romancı
— Senaryo: Gizli Yüz
Cevdet Bey ve Oğulları (1982): İlk adı “Karanlık ve Işık” olan eseriyle 1979 yılında Milliyet Roman Yarışması’nda birincilik ödülünü, 1983’te Orhan Kemal Roman Ödülü’nü almıştır. Romanda II. Abdülhamit döneminden 12 Mart’a kadar geçen zaman diliminde Nişantaşı’nda yaşayan zengin bir ailenin üç kuşak yaşamı anlatılır. Klasik gerçekçi tarzda yazılmış roman, 1905’ten 1970’e kadarki hayatını izlediği İstanbullu bir burjuva ailesinin üyeleri ve dostlarıyla 65 yıllık bir Türk kültür hayatı panoraması sunar. Romanın başkahramanı Cevdet Bey, yüzyıl başında İstanbul’da II. Abdülhamid’in son yıllarındaki ilk Müslüman tüccarlardandır. Cevdet Bey’in en büyük isteği; hem işlerini büyütüp zenginleşmek hem de “Batılı anlamda” bir aile kurmaktır. Kökü taşraya uzanan kendi geleneksel ailesini bir yana bırakarak bu isteklerini gerçekleştirmeye girişen Cevdet Bey’in ve oğullarının hikâyesi, bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin özel hayatının da hikâyesidir.
Sessiz Ev (1984): 1984 Madaralı Roman Ödülü’nü almıştır. Roman, 12 Eylül öncesi yaşanan anarşi olayları üzerine kuruludur. Biri tarihçi, biri devrimci, diğeri zengin olmayı kafasına koymuş üç torunun, 1980 yazında İstanbul’dan 50 km uzakta Cennethisar’da yaşayan babaannelerinin konağında geçirdikleri bir haftanın hikâyesidir. Fatma Hanım (babaanne), Faruk Bey, Nilgün, Metin, Recep romanın kişileridir.
Yeni Hayat (1994): “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” cümlesiyle başlayan ”Yeni Hayat” alışılmış roman anlayışının biçim ve pratiklerinden ilk kopuşu ifade eder. Eser, modern hayatın yalnızlaştırdığı ve bunalttığı bireyin arayışına da yer veren postmodern bir romandır. Romanda, Osman’ın şahsında, modern bireyin varlık ve kendi varlığına dair kaygıları ve tavrı irdelenmiştir. Mühendislik Fakültesi öğrencisi Osman’ın okuduğu bir kitap üzerine hayatının değişmesiyle başlar roman. İçinde ne olduğunun söylenmediği için okuyucuda merak unsurunu en üst düzeye çıkaran bu gizemli kitap romanın odağındadır. Osman’a hayatını değiştirecek bu kitabı aynı üniversitenin Mimarlık fakültesinde okuyan Canan vermiştir ve roman Osman’ın Canan’a bu kitaba olan merakı ile “yeni hayat arayışını , mutlak hayat arayışını” anlatır.