OĞUZ ATAY (1934-1977)
Romanlarında toplum kurallarıyla çatışan, kent yaşamının içinde yalnızlaşan ve yabancılaşan aydınların iç dünyasını ve dramını işlemiştir.
Hikâyelerinde yalnızlık, isyan, intihar, iletişimsizlik, hayatın anlamsızlığı, yabancılaşma, toplum ve aydın eleştirisi konularını işlemiştir.
Hikâyelerinde humor (ince alay) ve ironi (dokundurma) iç içedir.
Eserleri
— Hikâye: Korkuyu Beklerken
— Roman: Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Bir Bilim Adamının Romanı, Eylembilim
— Oyun: Oyunlarla Yaşayanlar
— Günlük: Günlük
Tutunamayanlar (1972): Türk edebiyatında en çok tanınan, hakkında en çok konuşulan ve yazarın yeni bir roman tekniğini ilk defa uyguladığı “Tutunamayanlar” adlı romanı ile postmodern romanın yolunu açmıştır. “Tutunamayanlar” romanı ele aldığı konu, konuyu işleyiş tarzı ve iç monolog, bilinç akışı, alıntı gibi yeni anlatım tekniklerini kullanması açısından önemlidir. Birbirine karşıt dünya görüşlerine sahip iki kesimin, “tutunanlar”la “tutunamayanlar”ın romanıdır. Romanda Mühendis Turgut Özben, Selim Işık intihar ettikten sonra yakın arkadaşı sandığı Selim’i araştırmak ister ve araştırmaları sonucu onu ve kendisini tanımaya başlar. Metin, Esat, Günseli, Süleyman Kargı’nın açıklamalarıyla ve asıl Selim’in hazırladığı “Tutunamayanlar” ansiklopedisinde kendisine ayırdığı maddeyi okuduktan sonra adeta yaşamaktan korkan Selim’i anlamaya başlayan Turgut, onunla kendisi arasındaki benzerlikleri görür. Kendi kendisi almak için bir trene binip giden Turgut da Selim gibi toplum ve kurallarından kaçmak için bir tür “intihar”ı seçmiştir. Ayrıntılara ağırlık verilen eserde, güçlü bir ironi ile yazar kendi mensup olduğu çevrenin de eleştirisini yapar. Eser, koyu bir kötümserliğin ifadesidir. Romanda Osmanlıca, Türkçe, Öz Türkçe sözcükler iç içedir; ansiklopedi, günlük, şiir, tiyatro, mektup gibi türleri romanın dokusuna sindirmiştir. Oğuz Atay, romanda James Joyce’un “Ulysses” romanından etkilenmiştir. “Tutunamayanlar” romanıyla 1970 TRT Roman Ödülü’nü kazanmıştır.