Nükleer Silahları Sınırlandırma Antlaşmaları (1963-1970) Tyt-Ayt Tarih
Nükleer Silahları Sınırlandırma Antlaşmaları (1963 – 1970)
1968’de ABD, SSCB ve İngiltere’nin yer aldığı 97 ülke arasında “Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması” yapılmıştır.
SALT-I (26 Mayıs 1972)
- ABD ile SSCB arasında stratejik silahları sınırlandırma Görüşmeleri 1 – 17 Kasım 1969’da Helsinki’de başlamış ve 26 Mayıs 1972’de Moskova’da imzalanmıştır.
- İki Süper Güç, bu antlaşmayla sahip olacakları silahlara nitelik ve nicelik bakımlarından sınırlandırmalar getirmişlerdir.
SALT-II (18 Haziran 1979)
- Salt-l antlaşmasının getirdiği olumlu hava ABD ile SSCB arasında Salt—II görüşmelerine ortam hazırlamış ve 21 Kasım 1972’de Cenevre’de görüşmeler başlamıştır.
- 21 Haziran 1973’te Washington’da ABD Başkanı ile SSCB lideri ve 24 Kasım 1974’te Vladivostoka’da iki ülke liderleri arasındaki görüşmelerde yapılacak antlaşma taslağında uzlaşma sağlanmıştır.
- “İki ülkeden her biri en fazla 2400 nükleer silah taşıyıcısına sahip olabileceklerdir.” kararı ile ilk kez taraflar sahip olabilecekleri nükleer füze sayısına sınırlama getirmişlerdir.
Bilgi: SALT- II Antlaşması, 18 Haziran 1979’da taraflar arasında imzalanmasına rağmen SSCB’nin Afganistan’ı işgal etmesi üzerine ABD Kongresi tarafından onaylanmadığı için uygulanamamıştır.
Helsinki Konferansı (1 Ağustos 1975)
Doğu ile Batı Bloklarının birbirlerinin varlıklarına saygı göstereceklerini taahhüt ettikleri en önemli gelişmedir.
Helsinki Sonuç Belgesi veya Helsinki Antlaşması’nda,
- Avrupa ülkelerinin egemenlik yönünden birbirlerine eşitliği esas alma,
- Birbirlerinin sınırlarını ihlâl etmeme ve toprak bütünlüklerine saygılı olma,
- Anlaşmazlıklarını barışçıl yollarla çözümleme,
- Ülkelerin iç işlerine karışmama,
- İnsan haklarına ve temel haklara saygılı olma,
- Avrupa ülkeleri arasında iş birliği kurma ve askeri alanda güvenlik önlemleri alma
konularında uzlaşılmıştır.
Bilgi: 1975 Helsinki Konferansı ve buna bağlı olarak 1977 – Belgrad, 1979 – Madrid toplantıları ve AGİK İzleme Toplantısı gibi konferanslarla, bloklar ve devletler arasında sürekli diyalog sağlanmış, uluslararası ilişkilere ve yumuşama (detant) politikasına yeni boyutlar kazandırılmıştır.