Manzume ya da manzum eserlerde anlam bütünlüğü taşıyan en küçük parçaya nazım birimi denir. Türk edebiyatındaki nazım birimleri şunlardır:
a) Mısra (Dize)
Edebiyatta manzum bir parçayı oluşturan satırlardan her birine ya da aruzla yazılmış bir beytin yarısına “mısra” denir.
Not: Şiirin içinde güzelliğiyle, anlamının dolgunluğuyla atasözü gibi dilden dile dolaşan, kolayca hatıra gelebilen mısralar ”mısra-ı berceste ” (seçilmiş mısra) adı verilir. Aşağıdaki beyitte tırnak içinde gösterilen mısralar mısra-ı berceste örneğidir:
Cihanda aşık-ı mehcur sanma rahat olur
“Neler çeker bu gönül söylesem şikayet olur” (Şeyhülislam Yahya)
b) Beyit
Aynı vezinle yazılmış ve anlam yönünden birbirine bağlı iki mısradan oluşan nazım birimidir.
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı?
Felekler yandı ahımdan muradım şem’i yanmaz mı? (Fuzulı)
c) Bent
Sözlükte “bağ, bağlanan şey, kuşak, fıkra ve makale gibi yazıların bölümleri” anlamına gelir.
Bentlerin mısra sayısı üç ilâ on arasında değişir.
Ebedi âşığın dönüşünü bekler
Yalan yemin/erin tanığı çiçekler
Artık olmayacak baharlar içinde.
Ey, ömrün en güzel türküsü aldanış!
Aldan, gelmiş olsa bile ümitsiz kış;
Her garipsi ayak izi kar içinde
Dönmeyen âşığın serptiği çiçekler. (Ahmet Muhip Dıranas)
d) Dörtlük
Dün dizeden oluşan nazım birimidir.
Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde mavi bir tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı. (Necip Fazıl Kısakürek)