MÜBALAĞA [Abartma]
Anlatılmak istenen düşünceyi, daha kuvvetle belirtmek maksadıyla bir şeyin vasıflarını büyüterek veya küçülterek anlatma sanatıdır.
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir
İki gözüm pınar oldu gel gayri
Elim değse akan sular tutuşur
İçim, dışım yanar oldu gel gayri
Yukarıda verilen dizelerde “iki gözüm pınar oldu , elim değse akan sular tutuşur” ifadelerinde mübalağaya başvurulmuştur.
Güllü dibâ giydin amma korkarım âzâr eder
Nâzenînüm saye-i hâr-ı gül-i diba seni (Nedim)
Nedim, “Ey nazlı sevgilim güllü elbise giydin, güllü elbisenin dikeninin gölgesinin seni incitmesinden korkarım” diyerek mübalağa sanatının güzel bir örneğini ortaya koymuştur.
Bir garip rüya rengiyle,
Uyuşmuş gibi her şekli
Rüzgarda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil (Ahmet Hamdi Tanpınar)
Şair, “rüzgârda uçan tüy bile benim kadar hafif
değil” diyerek mübalağaya başvurmuştur.
Derdimi döksem derin dereye
Doldurur dereyi düz olur gider
Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır
Bugün posta günü canım sıkılır