Modernleşmenin Osmanlı Gündelik Yaşamına Etkileri 11.Sınıf Tarih
Modernleşmenin Osmanlı Gündelik Yaşamına Etkileri
XIX. yüzyılda Osmanlı ülkesinde nüfus artışına bağlı olarak şehirleşme sürecinin de hızlandığından bahsetmiştik. Zamanla Osmanlı şehirleri büyüdü ve görünümleri değişti. Şehir planlamalarında Avrupa Kentleri örnek alındı. İletişim ve ulaşım araçlarının gelişmesiyle birlikle garlar, postaneler, rıhtımlar. eşya depoları. oteller, iş hanları, bankalar gibi yeni yapılar şehirlerin çehresini değiştirdi. Bu dönemde ilk defa İstanbul’da elektrik şebekesi kuruldu, elektrikle çalışan ilk metro ve tramvay hatları da bu dönemde döşendi.
Diğer taraftan ilk olarak İstanbul’da kent yönetimini kolaylaştırmak amacıyla belediye teşkilatı kuruldu. Bu uygulamaya kısa sürede diğer büyük şehirlerde de geçildi.
XIX. yüzyılda Osmanlı toplumunda Batılı yaşam tarzının ortaya çıkmasında II. Mahmut döneminde yapılan ıslahatlar etkili olmuştur. Tanzimat’la birlikte yaygınlaşan Batılı yaşam biçimi en belirgin bir şekilde kendini İstanbul’da gösterdi. Avrupalı şehir planlamacıları bu dönemde İstanbul çevresine ve Boğaz kıyılarına modern mahalleler kurdular. Kent merkezinden uzak bu mahallelerde Müslümanlar gayrimüslim halkla yan yana yaşamlarını sürdürmeye başladılar.
Atlı araba olan faytonla şehir içi taşımacılık yaygınlaştı. Bunun yanı sıra XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren telgraf, telefon, tren, tramvay, atlı tramvay ve buharlı vapur gibi yeni iletişim ve ulaşım araçları da kullanılmaya başlandı. Şehir içi yollar yapılırken. kaldırımlar inşa edildi. su şebekeleri döşendi, Batılı yaşam tarzı Osmanlı üst düzey insanları arasında yaygınlaşırken halk çoğunlukla geleneklerine bağlı kaldı. Kılık—kıyafetteki değişim Batılı yaşam tarzını gösteren en belirgin özellik oldu. Serpuş ve fes gibi başlıkların kullanımı yaygınlaştı. Batı tarzı kundura, pantolon, ceket ve gömlek giyenler çoğaldı. Avrupai tarz kıyafet Satan lüks mağazalar açıldı. Resim sanatı önem kazandı, bu dönemde Avrupa’dan çok sayıda portre ressamı geldi. Kahvehaneler eski önemini yitirirken geleneksel eğlenceler (Karagöz—Orta Oyunu-Meddah) gözden düştü. Opera ve tiyatro gösterileri eğlence hayatının temel vazgeçilmezleri oldu. Batılı yaşam tarzını benimseyenler arasında klasik Batı müziği yaygınlık kazanırken, kadınlı erkekli eğlenceler olan balolara katılmak bir alışkanlık haline geldi. Beyoğlu ve Pera İstanbul’un gözde eğlence merkezleri oldular.
Şehir yapılarında ahşap binalar yerlerini taş yapılara bıraktı. Boğaz kıyısında Batı tarzı yalı yaptırmak moda haline geldi. Şehirlerde evlere numara sokaklara ad verme uygulamasına geçildi. Osmanlı toplumunun üst kesiminde gündelik yaşamda kullanılan eşyalar da değişti. Masa, sandalye, koltuk gibi mobilyalar kullanılırken yemeklerde çatal, bıçak kullanımı yaygınlaştı. Zengin Osmanlı ailelerinde çocuklarına yabancı bakıcı tutma, çocuklarına piyano ve Fransızca dersi aldırtma moda haline geldi.
Batılı yaşam biçimine genel anlamda Alla Franga (Frenk Usulü ya da Avrupa Usulü) denirken. geleneksel yaşam biçimine ise Alla Turca (Türk Usulü) denmiştir. Bu dönemde halkı bilgilendirmesi ve düşünce değişikliğine neden olması sebebiyle basın—yayın hayatına ait gelişmelere de kısaca değinmek yerinde olacaktır.
II. Mahmut Türkçe ve Fransızca olarak Takvim-i Vekayi adında ilk resmî gazeteyi çıkarırken daha sonraki dönemde l. Abdülmecit, Ceride-i havadis isimli resmi gazeteyi çıkarmıştır. Türklere ait (siyasi eleştirileri içeren bir fikir gazetesi de olan) ilk özel gazeteyi Şinasi Tercümân-ı Ahvâl adıyla çıkarmıştır. Şinasi daha sonra Tasvîr-i Efkâr adlı bir gazete de çıkarmıştır.
İlk Türk dergisi 1850 yılında Vakayi’-i Tıbbiye adıyla yayınlanırken, 1862’de Mecmua-i Fünun, daha sonra Mecmua-i Askeriye, Mirat ve 1872’de ilk mizah dergisi olan Diyojen yayın hayatına başlamıştır.
Osmanlı basın hayatının çeşitlenmesi ve bazı gazetelerde yönetime yönelik eleştirilerin yoğunlaşması üzerine 1864 yılında Matbuat Nizamnamesi çıkarılarak basın sektörüne gazete kapama. para ve hapis cezaları getirildi,
II. Abdülhamit yönetimine muhalif olan ve I. Meşrutiyetin sona ermesinden sonra Avrupa’ya giden Ali Suavi, Namık Kemal, Ziya Paşa ve Agah Elendi gittikleri yerlerde “Muhbir, Ulum, Hürriyet, İttihat” adında gazeteler çıkararak padişah ve yönetim aleyhine yazılar yazdılar.
Bu dönemde ayrıca Şemsettin Sami’nin çıkardığı Tercüman-ı Şark, Ahmet Mithat Efendi’nin çıkardığı Tercümân-ı Hakîkat, mizah dergisi Karagöz ve çocuk dergisi Bahçe basın hayatının önemli yayınları arasında sayılabilir.
Bu dönemde kıraathane denilen okuma salonları açılarak halkın gazete ve dergi okuması devlet tarafından teşvik edilmiştir.
II. Meşrutiyetin ilanından sonra basın özgürlüğünün gelmesiyle yeni süreli yayınlar ortaya çıkmıştır. Bunların başlıcaları; Meşrutiyet yanlısı Hüseyin Cahit’in çıkardığı Tanin gazetesi ile meşrutiyet karşıtı Derviş Vahdetinin çıkardığı Volkan gazetesidir.
Son olarak basın hayatında kadınların da çıkardığı süreli yayınlara değinmek yerinde olacaktır. Bu yayınlar Osmanlı Devleti’nde aynı zamanda kadın hareketinin de başlamasına aracılık etmişlerdir. İlk kadın dergisi Terakki-i Muhadderat (Kadınların Yükselişi) adıyla 1869’da yayın hayatına başlamıştır. 1886’da sahibi kadın olan ve yazı kadrosunun tamamı kadınlardan oluşan Şükufezar (Çiçek Bahçesi) dergisi yayımlanmıştır. 1895’te Hanımlara Mahsus Gazete yayın hayatına başlarken, 1908’de Demet adındaki kadın dergisi ilk sayısını çıkarmıştır.