<>

Modern Hayattaki Sosyal Değişim Tyt-Ayt Tarih

21.10.2022

Modern Hayattaki Sosyal Değişim

Sanayi devrimi sonrası ortaya çıkan metropoller gerek hastane, üniversite, iş hanları gerekse bulvar ve caddeleri ile artan nüfusa karşı kanalizasyon, su gibi altyapı sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Metropollerde sağlık ve kültür hizmetlerinin aksaması ve çarpık kentleşmenin görülmesi, kırsaldan kentlere göçlerin yaşanmasının sonucudur.

Lale Devri’nden itibaren Avrupa ile sürdürülen diplomatik, ticari, kültürel ilişkiler giderek gelişmiş ve XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren “Frenk Modası” olarak tabir edilen Batı tarzı mobilyalar, ev düzenlemeleri toplumda karşılık bulmuştur.

Osmanlı toplumunda tüketim “kanaat ve israftan kaçınma” biçiminde iken Avrupa ile etkileşim sonucu geleneksel tüketim algısı da değişmiştir. Osmanlı Devleti’ndeki şehirleşme insanların rahat yaşama isteğini cazip hale getirmiş ve başta İstanbul olmak üzere kırsaldan şehirlere göçler yoğunlaşmıştır.

II. Mahmut zamanında taşradan İstanbul’a yapılan göçleri denetim altına almaya yönelik bir çeşit pasaport olan mürur tezkiresi uygulaması başlatılmıştır.

Kamuoyu kavramını ilk kez 1741’de “halkın düşüncesi” anlamında İngilizler kullanmıştır. Fransa’da ise ilk kez 1744’te Jean Jack Roussau tarafından “toplumun tavrı” anlamında kullanılmıştır. Batılı ülkelerden dilimize geçen kamuoyu kavramının karşılığı olarak ilk zamanlar “efkarıumumiye, halk efkarı, amme efkarı, kamu efkarı” gibi kavramlar kullanılmıştır.

Basının kamuoyu oluşturma ve toplumu istenen yönlere çekmede önemli bir etken haline gelmesi, devletlerin de bu gücü daha etkin kullanarak hem kamuoyunun hem de basının kontrol altında tutulmasını gerekli görmüşlerdir.

Osmanlı Devleti’nde kamuoyu kavramı Tanzimat Dönemi’nde önem kazanmıştır. Hürriyet, Meşrutiyet ve demokrasi fikirleri ilk kez gazete ve dergilerle kamuoyuna sunulmuştur. Tanzimat Dönemi’nde görülen gazetecilik anlayışı Osmanlı Devleti’nin siyasi yaşamında da belirleyici olmuştur.

Popüler Kültür

Ekonomik ve siyasal süreçlerle birlikte kültür, sosyal hayatın önemli bir parçasıdır. Sanayi devrimi sonrası yükselen kapitalizm ekonomik ve sosyal alanlarda olduğu gibi kültürel alanda da belirleyici olmuştur. Sanayi devrimi sonrası insanları tüketmeye teşvik eden popüler kültürün ortaya çıkardığı kültür endüstrisi; kendi ürünlerini ihtiyaç haline getirerek topluma, hayatın olmazsa olması olarak sunmuştur.

Popüler kültürün en önemli hedefi aynı şeyleri tüketen “tek tip birey yaratma” şeklinde özetlenebilir. İnsan aslında tüketirken tükenmektedir. İnsanların günlük yaşamlarını kurgulayan popüler kültür insanlara tüketim alışkanlıklarını kazandırmak için kitle iletişim araçlarını kullanır, reklamlar yoluyla da özendirir. Reklam kimi zaman sinema ve spor yıldızlarının giysi ve söylemleri kimi zaman farklı ülkelerin dizileri vasıtasıyla sunulur.

Modern dünya algısı insanların yaşamlarında ve zaman tasavvurlarında da değişimlere sebep olmuştur. Modernite ve endüstrileşme ile birlikte boş zaman kavramı sosyal hayatın temeline yerleştirilmiştir. Modern kapitalist sistemlerin ortaya çıkardığı şartlar boş vakit ve tüketim etkinliklerini kâr ve maaliyet hesaplarına göre işlemeye başlamıştır.

Metropollerin Oluşumu ve Osmanlı Şehirleri

Sanayi devriminin etkisiyle XVIII. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan sanayi toplumu, şehirlerin dokusunda hızlı bir değişimi de beraberinde getirmiştir. Şehirlere göç eden işsizler ordusu fabrikalar etrafında çarpık kentleşme, alt yapı sorunları, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği gibi koşullarda yaşam alanlarına dönüşmüştür.

Osmanlı Devleti’nde modern şehirlerin ortaya çıkışı; fabrikalaşmadan ziyade ülkenin dış pazarlara açılışı, ulaşım ve taşıma imkanları, tarım teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak görülmüştür. Örneğin; İstanbul farklı dönemlerde büyük değişimler geçirmekle birlikte en büyük değişimi başta nüfus artışı olmak üzere ticari faaliyetler, batılılaşma hareketleri, değişen şehircilik anlayışı ve mimari gelişmeler ile XIX. yüzyılda yaşamıştır. 1836’da yapılan Galata Köprüsü İstanbul’un en işlek noktası haline gelmiştir. XIX. yüzyılda İstanbul’un idari yapısında ciddi değişmelere gidilmiştir. 1826 İhtisap Nezareti kurularak esnaf denetimi, şehir güvenliği, göç denetimi ve vergi denetimi görevlerini bu kurum üstlenmiştir. Ayrıca muhtarlık teşkilatı kurulmuş, tayin edilen muhtarlar görev yapmaya başlamıştır.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Modern Hayattaki Sosyal Değişim Tyt-Ayt Tarih Konu Anlatımı Ders Notları