MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ ŞİİRİ
Millî Edebiyat şiiri konularını milletin hayatından, tarihinden ve davranışlarından almıştır.
Şairler, kendi iç dünyalarının yerine milletin ızdıraplarını, heyecanlarını yansıtmışlardır.
Uzak geçmişe özlem teması işlenmiş, destansı hayat şiirlerin konusu olmuştur.
Fars ve Yunan mitolojisinin yerine Türk mitolojisinin önemli olayları ve figürleri şiire girmiştir. Oğuz Kağan’a, Orhun Yazıtları’na, tarihte yaşamış ve hayal ürünü kahramanlara göndermeler yapılmıştır.
Halk şiiri savunulmuş ve halk edebiyatı nazım biçimleri özellikle de koşma kullanılmıştır. İkili (mesnevi) tarzı ile sone nazım biçimi de sıkça kullanılmıştır.
Kafiye örgüsü olarak koşma-mani tipi uyak örgüsü tercih edilmiştir.
Özellikle yarım uyak ve redif kullanılmıştır.
Aruz ölçüsü yerine şiirimizin geleneksel ve ulusal ölçüsü sayılan “hece” benimsenmiştir. Bu dönemin bağımsız isimlerinden olan Ahmet Haşim ve Mehmet Akif aruz ölçüsünü kullanmışlardır.
Nazım birimi olarak dörtlük esas alınmıştır ama Batılı biçimler de kullanılmıştır.
Sade ve açık bir dil kullanılmıştır.
Türkçülük düşüncesiyle hareket edilerek “halka doğru” ilkesi benimsenmiştir. Şairlerin soyadlarında veya ikinci isimlerinde bile (Gökalp, Orhon, Ozansoy, Ortaç, Koryürek, Çamlıbel, Gündüz) Türkçülük akımının yansımaları vardır.
Var olan masallar manzum hale getirilmiş hatta yeni manzum masallar yazılmıştır.
Korsan hikâyeleri ilk kez bu dönemde şiire girmiştir. Ayrıca deniz bütün çağrışımlarıyla şiirde işlenmiştir.
Memleket hayatı ilk geniş ve kapsamlı biçimde şiire girmiştir.
Millî konular, tabiat, yurt güzellikleri, kahramanlık, Anadolu gibi konular işlenmiştir. Anadolu, bütün yönleriyle işlenmiştir.
Türk tarihi bir bütün olarak düşünülmüş, Ergenekon’dan Çanakkale’ye, Kurtuluş Savaşı’na kadar bütün tarih sahneleri nazma çekilmiştir.
Şiirdeki kişi kadrosu genişlemiştir. Toplumun birçok katmanından insanlar; balıkçılar, çobanlar, çiftçiler, askerler, köylüler, din adamları, çocuklar, yetimler, dilenciler, gerçek ve hayali kahramanlar yeni bir şiir kadrosu oluşturmuştur.
Millî Edebiyat Dönemi’nde “cami” ilk kez bütün ögeleriyle şiire girmiştir. Mehmet Akif, Yahya Kemal ve Ziya Gökalp
camileri gerek mimari gerekse uhrevi mekân olarak şiire getirmişlerdir.
Sanatlı söyleyiş ikinci plana atılmış, şairin nasıl söylediği değil ne söylediği önemsenmiştir. Bu dönem şiirinin öncüleri Mehmet Emin Yurdakul ve Ziya Gökalp’tir. Hem Ziya Gökalp hem de Mehmet Emin Milli Edebiyat Akımı’nın bütün ilkelerine bağlı kalmıştır.
Düşünce olarak Türkçülüğü benimsemiş ve şiirlerde bu düşünce ortaya konmuştur.
Ziya Gökalp’in etkisiyle aruz ölçüsünden hece ölçüsüne geçen Beş Hececiler de bu anlayışı benimsemişlerdir.
Temsilcileri
- Mehmet Emin Yurdakul
- Ziya Gökalp
- Ali Canip Yöntem
- Rıza Tevfik Bölükbaşı
- Şükufe Nihal Başar
- Faruk Nafiz Çamlıbel
- Fuat Köprülü
- Halide Nusret Zorlutuna
- Orhan Seyfi Ohon
- Halit Fahri Ozansoy
- Enis Behiç Koryürek
- Yusuf Ziya Ortaç