Milli Edebiyat Dönemi Öğretici Metinler Ayt
MİLLİ EDEBİYAT DÜNEMİ’NDE ÖĞRETİCİ METİNLER
Millî Edebiyat Dönemi’nde devrin siyasi ve sosyal şartları nedeniyle siyaset, dil, tarih konuları ve bilimsel konular işlenmiştir.
Bu dönemin öğretici metinlerinde de sade ve açık bir dil kullanılmıştır. İstanbul ağzı esas alınmıştır.
Konuşma dili yazı diline yaklaştırılmıştır.
Bu dönemde Ziya Gökalp İslamiyet öncesini, Yahya Kemal ise İslamiyet sonrası Türk kültür ve tarihini ön plana çıkarmıştır.
Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem, Mehmet Fuat Köprülü, Halide Edip Adıvar, Yusuf Akçura, Yahya Kemal gibi isimler öğretici metinler (fıkra, makale, sohbet, anı vb.) kaleme almışlardır.
Millî Edebiyat Dönemi’nde Yazılan Öğretici Metinlere Örnekler
a. Makale: Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp makaleleriyle millî duygu ve düşüncelerini dile getirmişlerdir. Ömer Seyfettin’in Yeni Lisan makalesi Millî Edebiyat’ın başlangıç bildirgesidir. Ali Canip Yöntem, makalelerini Millî Edebiyat Meseleleri ve Cenap Bey ile Münakaşalarım adlı eserinde toplamıştır. Ömer Seyfettin’in Yeni Lisan makalesi Millî Edebiyat’ın başlangıç bildirgesidir.
b. Fıkra: Refik Halit Karay’ın Bir Avuç Saçma, Bir İçim Su, Ay Peşinde, Guguklu Saat Falih Rıfkı Atay’ın Eski Sanat, Çile, İnanç, Kurtuluş, Pazar Konuşmaları Orhan Seyh Orhon’un “Kulaktan Kulağa” bu dönemin önemli fıkra yazılarıdır.
c. Sohbet (Söyleşi): Yahya Kemal’in Tarih Musahebeleri, Ahmet Rasim’in Ramazan Sohbetleri
d. Edebiyat Tarihi: Türk edebiyatı tarihi konusunda verimli çalışmalar Millî Edebiyat Dönemi’nde başlamıştır. Fuat Köprülü, Türk edebiyatında İslamiyet öncesinden bugüne kadar olan dönemi bir bütün olarak ele almıştır.
e. Edebî Tenkit: Ali Canip Yöntem’in Millî Edebiyat Meseleleri ve Cenap Bey ile Münakaşalarım
f. Mizah ve Hiciv: Refik Halit Karay
Millî Edebiyat Dönemi’nde Anlatmaya Bağlı Edebî Metinler (Roman ve Hikâye)
Milli Edebiyat Dönemi Romanlarının Genel Özellikleri
- Bu dönem romanları toplumsal bir sanat anlayışıyla kaleme alınmıştır. Toplumun ve bireyin problemleri eserlerde sıkça işlenmiştir.
- Romanların konularını toplumsal, bireysel konular, millet sevgisi, savaş ve tarih oluşturmaktadır. Romanların ana temaları Türkçülük, yanlış Batılılaşma, cehalet, yoksulluk gibi toplumsal ve siyasi konulardan alınmıştır.
- Romanlarda kullanılan dil sade ve anlaşılırdır.
- Romanlar ulusal nitelikte yazılmış, konular, tip ve karakterler Millî Mücadele’den,Türk toplumundan seçilmiştir.
- Romanda realizm ve natüralizm akımlarının etkileri görülür.
- Türk toplumunun içinde bulunduğu durum gözleme dayalı olarak realist bakış açısıyla ele alınmıştır.
- Anadolu coğrafyası ve Anadolu insanı ilk kez bu dönemde gerçek anlamda ele alınmıştır. Memleket edebiyatının ilk örnekleri bu dönemde verilmiştir.
- Tanzimat’tan bu yana görülen Doğu—Batı çatışması bu dönemde de romanlara konu olmuştur.
- Bu dönemin en önemli romancıları; Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin’dir.
Millî Edebiyat Dönemi Hikâyelerinin Genel Özellikleri
- Türkçülük anlayışı benimsenmiş; yoksulluk, batıl inançlar, cehâlet, ilerleme, çağdaşlaşma, her kesimden halkın yaşamı ve sorunları, tarihî olaylar üzerinde durulmuştur. Acı ve gülünç olayları bir arada işleyen yazarlar, hayatı tüm yönleriyle yansıtmak isterler.
- Olayların geçtiği mekân İstanbul ile sınırlı kalmayıp Anadolu’ya ve ülke sınırları dışına taşar. Türk edebiyatında bu, ilk kez bilinçli olarak yapılır.
- Ömer Seyfettin, tarihimizde kahramanlık gösteren kişilere; Refik Halit, Yakup Kadri ve Halide Edip Adıvar ise Anadolu’dan seçtikleri tiplere, sade bir dil kullanarak yer vermiştir.
- Hikâyelerde Maupassant tarzı (olay hikâyesi) öykü tekniği kullanılmıştır.
- Roman gibi hikâyeler de gözleme dayalı, gerçekçi anlayışla yazılmıştır. Bu eserler, teknik yönden de başarılıdır.
- Teknik yönden başarılı romanlar yazılmış, gözleme önem verilmiştir.
- Konuşma diline yakın, sade bir dil kullanılmıştır.
- Bu dönemin en önemli iki hikâyecisi Ömer Seyfettin ve Refik Halit Karay’dır. Halide Edip Adıvar ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu hikâye türünde eser veren diğer sanatçılardır.
Millî Edebiyat Dönemi’nde Göstermeye Bağlı Metinler (Tiyatro)
- Bu dönemde tiyatro çalışmaları oldukça hız kazanmıştır.
- Özel tiyatroların yanında resmî tiyatrolar da kurulmuştur. Bu kurumlar arasında en önemlisi günümüzde adı “İstanbul Şehir Tiyatroları” olarak geçen Darülbedayi—i Osmanî’dir (1914).
- Darülbedayi—i Osmanî’nin kuruluşuyla birlikte bu kurumun amaçlarından biri olan yerli tiyatrolar yazılması düşüncesi gerçekleştirilmiş ve bu dönemde art arda yerli tiyatro oyunları yazılmıştır.
- Darülbedayi’nin yanında Darülelhan adıyla müzik bölümü açılmış böylece Türk operasının temelleri atılmıştır.
- İlk Türk kadın tiyatro oyuncumuz Afife Jale bu dönemde sahneye çıkmıştır (1919).
- Bu dönemdeki tiyatro; şiir, roman hikâye gibi türlerin gölgesinde kalmıştır.
- Yazılan oyunlarda mekân ve kişiler genellikle Anadolu’dan seçilmiştir.
- Daha çok hafif komedi, vodvil, ve manzum dram türünde eserler yazılır. Yazılan eserler sahnelenir.
- Teknik olarak mükemmel olmayan bu dönem tiyatrolarının dili sade ve doğaldır.
- Bu dönemde tamamen Batılı bir tiyatro anlayışının temelleri atılmıştır.
- İbnürrefîk Ahmet Nuri ve Musahipzade Celal bu dönemin iki tiyatro yazarıdır. Bunun dışında Aka Gündüz, Reşat Nuri, Ömer Seyfettin, Halide Edip, Yakup Kadri, Mithat Cemal, Halit Fahri, Yusuf Ziya, Faruk Nafiz gibi isimler de tiyatro oyunu yazmışlardır.
Hüseyin Suat: Çürük Temel
Halit Fahri Ozansoy: Baykuş, Sönen Kandiller, Hayalet, Bir Dolaptır Dönüyor, On Yılın Destanı, İlk Şair, Nedim
Reşat Nuri Güntekin: Eski Şarkı, Hançer, Taş Parçası, Bu Başka Gece, Balıkesir Muhasebecisi
Musahipzade Celal: Köprülüler, İstanbul Efendisi, Kaşıkçılar, Yedekçi, Atlı Ases, Aynoroz Kadısı, Kafes Arkasında
Faruk Nafiz Çamlıbel: Akın, Canavar, Öz Yurt, Kahraman, Ateş, Yayla Kartalı
İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci: Gücü Gücü Yetene, Fırsat Yoksulu, Kısmet Değilmiş, Mavi Sakal’ın Sekizinci Karısı
Aka Gündüz: Yarım Türkler, Muhterem Katil, Mavi Yıldırım, Beyaz Kahraman, Yârim Osman
Ömer Seyfettin: Mahcupluk İmtihanı
Halide Edip Adıvar: Kenan Çobanları, Maske ve Ruh
Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Veda, Sağanak