METİN TÜRLERİ
Şiir:
Düz yazıdan farklı olarak duygu ve düşüncelerin söz sanatları yoluyla anlatıldığı metin türüne “şiir” denir. Şiirin düz yazıdan farkı, özel bir anlatım biçiminin olmasıdır.
Şiirlerde duygular, hayaller ve düşünceler belli bir düzene bağlı olarak anlatır. Şiir, dizelerden oluşan anlatımıyla belli bir ahenk (uyum) içinde oluşturulur. Dize sonlarındaki ses benzerlikleri ve şiirde kullanılan ölçü bu ahengi sağlar. Şiirdeki anlatım güzelliği, şiir dilinde kullanılan yoğun anlatımdan kaynaklanır.
Keloğlan başlayınca davulunu çalmaya
Bir dev çıkmış davuldan başlamış bağırmaya
“Bunlar dostun değil, düşmanındır Keloğlan,
Bak gör şimdi onları, ölecekler sopadan.”
Yukarıda yer alan şiirde ahenk dize sonlarında koyu yazılmış sözcüklerdeki ses uyumuyla sağlanmaktadır. Bu ses uyumuna “kafiye (uyak)” adı verilir. Şiirdeki uyaklar şiirin dilini düz yazıdan farklı bir biçime sokar.
Şiirde Tema:
Şiirin anlatımında dile getirilen duygu, düşünce veya hayale “tema” denir. Şiirlerde genellikle duygular dile
getirilir. Bu nedenle şiirin temasıyla şiirde işlenen duygu birbirine çok yakındır. Şiirlerde kullanılan en yaygın
temalar şunlardır: aşk, yalnızlık, kahramanlık, sevgi, özlem, doğa, baharın gelişi, mutluluk, hüzün, arkadaşlık,
gurbet, ölüm, yaşama sevinci vb.
Hikâye (Öykü)
Gerçek ya da gerçek olma olasılığı bulunan, içinde olağanüstü hiçbir unsur bulunmayan olay yazılarıdır.
Hikayede olaylar sınırlıdır, uzun uzun anlatılmaz. Genellikle tek bir olay anlatılır ve anlatım yoğun bir şekilde yapılır. Bu nedenle hikâyelerin anlatımı kısa ve özlüdür, kahraman kadrosu sınırlıdır.
Hikâyeler dört unsuru içinde barındıracak biçimde kurgulanır:
Olay:
Hikayede kahramanların başından geçen yaşantılardır. Gerçek ya da gerçeğe yakın olaylar biçiminde karşımıza çıkar.
Kişiler:
Olayın oluşmasında etkili olan ya da olayı yaşayan kahramanlardır. Olaylar kahramanların başından geçer. Hikâyedeki olay gerçek ya da gerçeğe yakın olacağı için hikâyelerde kahraman olarak insanlar vardır.
Yer:
Olayın yaşandığı çevre veya mekândır. Olaylar bu çevrede ya da bu yerde geçer.
Zaman:
Olayın yaşandığı dönem, gün, mevsim ya da günün belli bir anıdır. Hikâyelerde zaman çoğunlukla belli olmakla birlikte bazı hikâyelerde zaman unsuru söylenmeyebilir.
Hikâyelerin planı da diğer yazı türlerinde olduğu gibi üç bölümden oluşur:
1. Serim: Hikâyenin giriş bölümüdür. Bu bölümde olayın geçtiği çevre, kişiler tanıtılarak olaya giriş yapılır.
2. Düğüm: Hikâyenin bütün yönleriyle anlatıldığı en geniş bölümdür.
3. Çözüm: Hikâyenin sonuç bölümüdür. Olayların bir sonuca bağlanarak giderildiği bölümdür.
Roman:
Tıpkı hikâyelerde olduğu gibi hayatta olması mümkün ya da olmuş olayların geniş bir kahraman kadrosu ile birden fazla yerde ve zamanda anlatıldığı yazı türüdür.
Hikâye ve roman birbirine çok benzer. Aralarındaki farklar şunlardır:
- Hikâyeler romanlardan daha kısadır.
- Hikâyelerin anlatımı tek olay üzerine kuruludur.
Romanlarda ise birbirini takip eden ve iç içe geçmiş olaylar vardır. - Hikâyelerde olayların geçtiği yer romana göre daha dardır. Romanda çevre daha geniş anlatılır.
- Hikâyelerde kahraman kadrosu dardır. Romanların ise daha geniş bir kahraman kadrosu vardır.
- Hikâye kahramanları yüzeysel özellikleriyle tanıtılır, derin tasvirler yapılmaz. Roman kahramanları ise ayrıntılı bir şekilde anlatılır. İç dünyalarıyla ilgili ayrıntılar verilir.
Romanlar çok uzun anlatım türleri oldukları için burada örneğine yer vermemiz mümkün değildir.
Masal :
Masalların roman ve hikâyeden farkı, olağanüstü olayları ve kahramanları anlatmasıdır. Masallarda yer ve zaman da gerçek dışı olduğu için genellikle belirsizdir.
Masalların özellikleri:
- Masallar çoğunlukla sözlü kültür içinde yaşar.
- Ama yazıya geçirilmiş masallar da vardır.
- Masalların başında tekerleme söylenir. Tekerleme, kalıplaşmış sözlerden oluşan bir giriştir.
- Masalların amacı ders vermektir. Bu nedenle eğitici bir yöne sahiptir.
- Masalların sonu her zaman mutlu biter ve sonunda iyiler kazanır.
- Masal kahramanları çoğunlukla gerçek hayatta göremeyeceğimiz türden olağan dışı varlıklardır.
Fabl:
Fabl bir masal türüdür, “kahramanları hayvanlar olan masallar” olarak tanımlanır. Fabl türü masallarda kişileştirme ve konuşturma sanatlarına yoğun biçimde başvurulur. Fabl türünde Ezop ve La Fontaine (Lafonten) en çok ürün veren sanatçılardır.
Destan :
Destanlarda anlatılan olaylar, milletleri derinden etkileyen savaş, göç, kıtlık, kuraklık gibi olaylardır. Destanlar yeryüzündeki en eski türdür. Hemen hemen her milletin kendine ait bir destanı vardır. Destanların çoğu şiir biçimindedir ve çok uzun metinlerden oluşur. Olağan dışı ve olağan olaylar iç içe anlatılır. Kahramanlar da zaman zaman olağanüstü özellikler taşırlar.
Efsane (Söylence):
Efsaneler destanlarla benzer özellikler gösterir. Ancak destan bütün bir milleti ilgilendiren olayları anlatırken efsanelerde sınırlı bir bölgede yaşanan olaylar anlatılır. Bunun yanında efsaneler daha yakın bir geçmişte yaşanan olaylarla ilgilidir. Genellikle halkın hayal gücünden doğmuştur. Halkın inanışlarıyla yoğrulan olaylar konu edilir. Halk tarafından çoğu zaman nedeni anlaşılamayan bazı olaylar efsane konusu olmuştur. Efsanelerde genellikle doğa olayları ve unsurları yer alır.
- Destanlardaki olaylar tarihi gerçeklerden doğmuştur. Ama efsanelerdeki olayların tarihi gerçekliği yoktur.
- Destanlar genellikle şiir biçimindeyken efsaneler düz yazı biçimindedir.
- Efsanelerde geçen olaylar daha sınırlı bir bölgede yaşanmıştır. Destanlar bütün milleti ilgilendiren olayları konu alır.
- Masallarda eğiticilik özelliği varken destanlar bazı olayları açıklamak için kullanılır.
Anı (Hatıra):
Gerçek hayatta yaşanmış ve insanların hayatında iz bırakan olayların belli bir süre geçtikten sonra anlatıldığı yazı türüdür. Yazar, kendi başından geçen ya da başkasının yaşadığı olayları kendi bakış açısından yansıtır.
Günlük (Günce):
Bir gün içerisinde yaşanan olayların o günün sonunda günü gününe yazıya geçirilmesiyle oluşan türdür. Günlükler tarihi belge olarak da önemli bir yere sahiptir.
Günlük tutmanın birçok faydası vardır. Öncelikle gelecekte önemli bir bilgi kaynağı olarak kullanılabilir. Bunun yanında, yapılan araştırmalar günlük tutan insanların hafızalarının daha güçlü olduğunu göstermektedir. Bu nedenle öğrencilerin ilkokul çağından itibaren günlük tutmaları tavsiye edilir. Siz de bir an önce düzenli bir şekilde günlük tutmaya başlarsanız bunun çok büyük faydalarını göreceksiniz.
Gezi Yazısı:
İnsanların gezip gördükleri yerleri, bu yerlerle ilgili izlenimlerini, duygu ve düşüncelerini anlattıkları yazılardır. Gezi yazılarında yazar, çoğu zaman kendi duygularını da anlatır. Bu tür yazılarda betimleyici ve açıklayıcı anlatımın ağır bastığı görülür. Gezi yazılarında anlatılanlar gerçektir, hayal ürünü unsurlara yer verilmez.
Tiyatro :
Günlük hayattan alınan çeşitli olayların sahnede oyuncular tarafından seyircilere canlandırılması için oluşturulan metinlerdir. Çoğunlukla karşılıklı konuşmalar biçiminde kaleme alınır. Sahne, dekor ve oyuncuların yapacakları hareketler de tiyatro metinlerinde yer alır.
Biyografi (Yaşam Öyküsü):
Kişilerin doğumlarından itibaren yaşam öykülerini anlatan yazılardır.
- Yaşam öyküsü anlatılan kişinin hayatı tarih sırasına göre verilir.
- Biyografi yazarları tarafsız bir tutumla yazılarını kaleme alırlar.
- İçinde kurgusal bir unsur bulunmaz, anlatılanlar tamamen gerçeğe dayanır.
- Üçüncü kişi anlatımı kullanılır.
- Biyografisi anlatılan kişinin hayatındaki önemli olaylara yer verilir.
Otobiyografi (Öz Yaşam Öyküsü):
Bir kişinin kendi hayatını anlattığı yazılardır. Biyografilerin “birinci kişi anlatımıyla” yazılmış biçimidir. Bir yazar kendi yaşam öyküsünü yazarken de nesnel davranmalıdır.
Otobiyografilerle biyografilerin tek farkı anlatıcı bakış açısı farkıdır. Biyografilerde üçüncü kişi anlatımı kullanılırken otobiyografilerde birinci kişi anlatımı kullanılır.
Haber Yazısı:
Belli bir zaman içerisinde gerçekleşen olayların okuyuculara anlatıldığı gazete veya İnternet yazılarıdır.
- Haber yazılarında SN (ne oldu, ne zaman oldu, nasıl oldu, nerede oldu, niçin oldu) 1K (kim/kimler yaptı) sorularının cevapları bulunur.
- Haber yazıları ilginç, tarafsız, açık ve doğru bilgiler içermelidir.
Deneme :
Bir yazarın herhangi bir konu üzerinde kişisel duygu ve düşüncelerini anlattığı yazılardır.
- Konu sınırlaması yoktur. Evrensel değere sahip bütün konular (sevgi, dürüstlük, okumanın önemi, arkadaşlık…) işlenebilir.
- Yazar, düşüncelerini kanıtlamak zorunda değildir.
- Yazar kendisiyle konuşuyormuş gibi bir üslup kullanır.
- Anlatılanlar kesin bir sonuca bağlanmaz.
- Denemelerdeki düşünceler kişisel ve özgün düşüncelerdir.
- Fransız düşünür Montaigne (Monteyn) bu türün kurucusu olarak kabul edilir. Bizde ise en güzel denemeleri Nurullah Ataç yazmıştır.
Makale:
Herhangi bir konuda okuyuculara bilgi vermek için yazılan bilimsel yazılardır. Yürütülen bilimsel çalışmaların süreçleri ve sonuçları makalelerde anlatılır.
- Yazarın amacı bir düşünceyi kanıtlamaktır.
- İnceleme ve araştırmalara dayanır.
- Bilimsel verilerden yararlanılır.
- Gazete, dergi ve İnternet sitelerinde yayımlanır.
- Tarafsız, nesnel ifadelerle ve ispatlarla oluşturulur.
Eleştiri (Tenkit):
Bir eserin ya da kişinin olumlu ve olumsuz yönlerini ortaya koymak için kaleme alınan yazılardır.
- Eleştirinin amacı, eleştirilen eserin ya da kişinin tanıtılmasıdır.
- Hem olumlu hem de olumsuz tarafları bir arada ortaya koymalıdır.
- Kişisel değerlendirme yapan yazılardır.
Söyleşi (Sohbet):
Yazarın gündelik olaylarla ilgili düşüncelerini anlattığı yazılardır. İçten bir üslubu ve okuyucuyla sohbet eder gibi bir havası vardır.
- Yazar, karşısında okuyucusu varmış gibi davranır.
- Konu sınırlaması yoktur. Her konu sohbet konusu olabilir.
- Yazar kişisel duygu ve düşüncelerini anlatır.
- Düşünceler ortaya konurken kanıtlama amacı güdülmez.
Fıkra (Köşe Yazısı):
Genellikle güncel olaylarla ilgili olarak gazete ve dergilerin köşelerinde kaleme alınan yazılardır.
- Yazarın düşüncelerini kanıtlama amacı yoktur.
- Günlük deyimlere ve nükteli (mizahi) söyleyişlere de yer verilir.
- Anlatım içten ve doğaldır.
- Anlatılan konu derinlemesine değil, yüzeysel olarak işlenir.