Meteoroloji Kökenli Ekstrem Doğa Olayları
Ekstrem Sıcaklıklar (Aşırı Sıcaklar ve Aşırı Soğuklar)
Herhangi bir yerde 0 güne kadar görülmeyen ya da çok seyrek görülen sıcak ve soğukların belli bir süre yaşanması, başta insanlar olmak üzere bütün canlıları olumsuz yönde etkilemektedir. Yeryüzünde bugüne kadar en yüksek sıcaklık değeri, 13 Eylül 1922 tarihinde Libya’nın El Aziziye kentinde 57,8 oC olarak ölçülmüştür. Dünya üzerinde ölçülen en düşük sıcaklık ise 21 Temmuz 1983 tarihinde Antarktika’da -89,2 oC olarak ölçülmüştür.
Genellikle insanların yaşamlarını rahat bir biçimde sürdürebildikleri sıcaklık değerleri, 17oC ile 31oC’ler arasıdır. Bir yerde aşırı sıcak havanın uzun bir süre devam etmesi bir kuraklık nedenidir. Bu süre uzadıkça da kuraklığın şiddeti artmaktadır. Subtropikal kuşak ile kutup bölgelerinde yaşanan devamlı kuraklık, bu bölgelerde yaşanan sıcaklık koşullarıyla ilişkilidir. Örneğin, ABD’nin büyük bir kısmında 1977 – 2001 yıllarında etkili olan ekstrem kış koşulları ile aynı bölgelerde 1980 yılında yaşanan ekstrem yaz koşulları, sonuçları çok ağır olan ve o güne kadar görülmeyen kuraklıkların yaşanmasına neden olmuştur.
Ekstrem değerlerdeki sıcaklıklar (aşırı sıcaklık ve soğuklar) sonucunda kuraklık, don gibi olaylar insan faaliyetleri ile birlikte doğal sistemlerde de büyük zararlara neden olabilmektedir.
Ekstrem değerlerdeki sıcaklıklar insanlar, hayvanlar ve bitkiler gibi bütün canlı varlıklar yaşamsal olarak etkilenmektedir. Bu tür olaylar akarsular, göller ve göletlerin donmasına neden olmakta, enerji üretiminin aksamasına ve büyük ekonomik kayıpların yaşanmasına neden olmaktadır. Ayrıca ulaşımda aksamaların yaşanmasıyla beraber can ve mal kaybına neden olan kazaların da artmasına neden olmaktadır.
Fırtınalar ve Tropikal Siklonlar
Hortum, tayfun veya kasırga gibi adlarla tanımlanan şiddetli rüzgâr ve fırtınalar çok büyük can ve mal kaybına neden olan hava olaylarıdır. Bu fırtınaların etkili olduğu zamanlarda hızı yer şekillerine bağlı olarak bazen hızı saatte 100 km’yi aşan rüzgârlar oluşur. Rüzgârın hızı 120 km/saate çıkarsa kasırga, hızlı bir şekilde dönen hava kolonlarının bulunduğu hava sistemine de hortum adı verilir.
Saatteki hızları 400 km’yi bulabilen rüzgârlar, Kuzey Yarım Küre’de saat ibresi y nünde, Güney Yarım Küre’de ise saat ibresinin tersi yönünde dönerek ilerler. Bu rüzgârlar ve fırtınaların sonucunda carı ve mal kayıpları, şiddetli yağış, deniz seviyesinde yükselme, su baskınları ve toprak kaymaları yaşanmaktadır.
Kasırgalar daha çok tropikal bölgelerde okyanus kıyılarında meydana gelir. Zaman zaman ABD’nin doğusu, Çin ve Japonya gibi orta kuşakta olup tropikal kuşağa açık bir okyanus kıyısında yer alan ülkelerde de oluşur. Şiddetli rüzgârlar ve fırtınalar, Türkiye’de tropikal alçak basınç alanı çok etkili olmadığı için fazla görülmez.
Şiddetli Yağışlar, Sel ve Taşkınlar
Uzun yıllar boyunca ölçülen maksimum yağış ortalamasının üzerindeki yağış değerleri aşırı yağış olarak ifade edilmektedir. Sel ve taşkınlar aşırı yağışların ortaya çıkardığı en önemli sorunlardandır. Özellikle Bangladeş, Hindistan, Filipinler ve Çin gibi ülkelerde her yıl oluşan aşırı yağışlar nedeniyle zor günler yaşanmaktadır.
Bir alanda toprağın kısa bir süre içinde tamamen veya kısmen sular altında kalmasıyla taşkın oluşur. Bunun sonucunda yerleşim ve tarım alanlarının sular altında kalmasıyla sel ve taşkınlar afet boyutuna ulaşır.
Bilgi:
Sel ve taşkınların sebepleri nelerdir
- Aşırı ve ani sağanak yağışlar,
- Ani kar erimeleri,
- Doğal bitki örtüsünün tahrip edilmesi,
- Akarsuların taşkın yataklarının yerleşmeye açılması,
- Akarsuların doğal yataklarının değiştirilmesi,
- Plansız kentleşme,
- Altyapının yetersiz olması şeklinde ifade edilebilir.
Kuraklık
Yağışların kaydedilen normal seviyenin altına düşmesi sonucu arazi ve su kaynaklarının bu durumdan olumsuz etkilenmesi ve hidrolojik dengede bozulmanın gerçekleşmesi ile kuraklık yaşanır. Su azlığı, uzun süren yağışsız bir dönem veya aşırı sıcaklıkla oluşan şiddetli buharlaşma kuraklığa neden olabilir. Kuraklık; sıcaklığın yüksek, su kaynaklarının kısıtlı ve yağış miktarının az olduğu yerlerde yaşanır. Kuraklık en yavaş gelişen ve etkisini en uzun süre hissettiren ayrıca tahmini zor olan bir ekstrem olaydır.
Kuraklık olayının gerçekleşmesinde doğal faktörlerin yanında beşerî faktörlerin de etkisi büyüktür. Bilinçsiz su kullanımı, fosil yakıtların kullanılması gibi pek çok olumsuz faaliyetler sonucu küresel ısınma, sera etkisi gibi çevre sorunlarının artışı ve orman tahribi gibi birçok beşerî faaliyet kuraklığın oluşumunda etkilidir.
Uzun yıllar boyunca yaşanan kuraklıklar ülkeler arasında ve ülke içerisinde çeşitli sorunların yaşanmasına neden olmuştur. Su kaynaklarına sahip olmak için savaşlar yaşanmış, kuraklık nedeniyle bazı medeniyetler yıkılmış ve büyük ölçekte göçler yaşanmıştır.
1907 yılında Çin’de etkili olan kuraklık sonucu yaşanan açlıktan yaklaşık 24 milyon insan etkilenmiştir. 1965 – 1967 yılları arasında Hindistan’da hüküm süren kuraklık insanların ölümüne neden olmuştur. Kuraklık günümüzde de dünyanın belli kesimlerinde ciddi bir sorun olarak devam etmektedir. Özellikle Afrika’da Somali, Etiyopya, Mali, Sudan ve Çad gibi ülkelerde çok sık yaşanan kuraklıktan birçok insan açlık ve kıtlık nedeniyle hayatını kaybetmektedir.
Bir bölgede uzun süre kuraklığın devam etmesinin neden olacağı başlıca sonuçlar şunlardır:
- Tarımsal üretimde ve tarım ürünü çeşidinde azalma
- Verimli toprakların erozyon nedeniyle kaybedilmesi
- Su kaynaklarında ve biyoçeşitlilikte azalma
- Ekosistemlerde bozulmaların yaşanması
- Orman ve otlak alanlarının yok olması
- Hidroelektrik enerji üretiminde azalma
- Su problemi nedeniyle dünya üzerinde sıcak çatışmaların yaşanması
- Açlık, kıtlık, salgın hastalıkların artması
- Yangınlarda artışa neden olması