MENSUR ŞİİR (MENSURE)
Düşünce ve duyguları bir yandan cümlelerin açık anlamlarıyla anlatan; bir yandan da nazımda olduğu gibi, sözcüklerin cümle içerisinde birbirleriyle birleşmelerinden doğan iç ahenkle sezdirmeye çalışan mensur yazılardır.
Birim olarak cümle kullanılır.
Ses, söyleyiş ve tema bakımından şiirden farklı değildir.
Söz ve anlam sanatlarına başvurulur.
Dil, şiirsel işleviyle kullanılır.
İç ahengi sağlamak için kafiyeli (seçili) cümlelere yer verilir.
Ölçü ve uyak zorunluluğu yoktur.
Sanatçı duygularını daha kolay ifade eder.
19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da doğmuş; bu terim ilk olarak Baudelaire’in Küçük Mensur Şiirler (1860) adlı eserinde kullanılmıştır. Türk edebiyatında ilk mensur şiir denemelerini Recaizade Mahmut Ekrem yapmıştır. Mensur şiir, Türk edebiyatına Halit Ziya’nın Mensur Şiirleri (1891) adlı eseriyle girmiştir. Halit Ziya’nın Mezardan Sesler; Mehmet Rauf’un Siyah İnciler (1901); Yakup Kadri’nin Erenlerin Bağından, Okun Ucundan; Arif Nihat Asya’nın Yastığımın Rüyası, Ayetler, Heykeltıraş; Ruşen Eşref’in Damla Damla adlı eserleri edebiyatımızın mensur şiir örnekleri arasındadır.
Mensur Şiir;
Sanat kaygısı taşır.
Şairane benzetmelere, duygu yüklü ifadelere yer verilir.
Söz ve anlam sanatlarına yer verilir.
Dil, sanatsal (şiirsel) işlevde kullanılır.
Sözcükler yan ve mecaz anlamda kullanılır.
Birim olarak cümle kullanılır.
Ölçü, uyak, redife yer verilmez. Secilere (iç kafiyeye) yer verilir.
İç ahenk önemlidir.
Şiir
Sanat kaygısı taşır.
Şairane benzetmelere, duygu yüklü ifadelere yer verilir.
Söz ve anlam sanatlarına yer verilir.
Dil, sanatsal (şiirsel) işlevde kullanılır.
Sözcükler yan ve mecaz anlamda kullanılır.
Birim olarak dize kullanılır.
Ölçü, uyak, redife yer verilebilir.
İç ahengin yanında diğer ahenk unsurları önemsenir.