MEDDAH
Sözlükte “öven, metheden” anlamına gelen meddah, halkın rağbet ettiği mekânlarda, halkın malı olan hikâyeleri, kendine özgü üslubu ile jest ve mimiklerinden yararlanarak anlatan, anlattığını canlandıran kişilere verilen isimdir.
Meddah, oyununu yazılı bir metne bağlı kalmadan yani irticalen oynar.
Meddah, usta-çırak ilişkisiyle devamlılığını sürdürür.
Meddah, tek kişilik tiyatrodur; tiyatronun bütün kişilerini varlığında birleştiren bir aktördür.
Tek kişilik gösteri olmaları nedeniyle meddahlık ile günümüz sahne etkinliklerinden olan “standup” arasında benzerlikler bulunduğu gibi farklılıklar da bulunmaktadır.
Meddah, yüksekçe bir yerde bir sandalyeye oturarak bir öyküyü başından sonuna kadar, kişilerin ağız özelliklerine göre konuşturarak taklitler yaparak anlatır.
Meddahın sahnede kullandığı iki önemli aracı vardır: Biri boynuna doladığı mendili, öteki de elinde tuttuğu sopasıdır. Mendili, çeşitli başlıklar yaparak farklı tipleri canlandırır; sopayı oyunu başlatmak, kapıya vurmak, seyirciyi susturmak için ya da saz, süpürge, tüfek ve at olarak kullanır.
Meddahlar, gösteri sırasında ezbere bildikleri Battal Gazi, Köroğlu, Hz. Hamza ve Hz. Ali’nin kahramanlık hikâyelerini, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber, Kerem ile Aslı gibi halk hikâyelerini anlatırlar.
Meddah hikâyeleri dört bölümde anlatılır:
Başlangıç: Meddahların çoğu, anlatacağı öyküye, klasikleşmiş tekerlemelerle ve “Hak, dostum Haak” diyerek başlar.
Açıklama: Aşık hikâyelerindeki döşemeye benzer bir bölümdür; bunda hikâyenin geçtiği yer ve zamanla kişiler hakkında bilgi verilip devlet büyükleri, genellikle padişahlar övülür.
Olay: Olay dizisinin geliştiği, mani ve türkülere yer verildiği bölümdür. Bitiş Dinleyicilerin kıssadan hisse çıkarmalarını sağlayacak latif söz ya da “Sakiya sohbet kalmazmış baki / Her ne kadar sürçi lisan ettikse affola” gibi tekerleme benzeri bir söylemle bitirilir.
Meşhur meddahlardan bazıları şunlardır: Manisalı Derviş Kamilî, Pertevî Ahmed Çelebi, İstanbullu Hamdi, Kız Ahmed, Aşkî, Sururi, Küçük Ali, Meddah Tahsin, Gazanfer Özcan, Erol Günaydın, Ahmet Gülhan…
ANONİM HALK EDEBİYATI
Şiir ağırlıklı bir edebiyattır.
Söyleyeni belli olmayan, halkın ortak malı olan ürünlerden oluşur.
Ölçü olarak sadece hece ölçüsü kullanılmıştır.
Nazım birimi olarak dörtlük kullanılmıştır, üçlük ve beşlikler de az da olsa kullanılmıştır.
Sade, açık ve anlaşılır halk dili kullanılmıştır.
Genellikle yarım ve cinaslı uyaklar kullanılmıştır.
Ürünler, toplumun yaşayışını yansıtır.
Toplumsal konuların yanında aşk, ayrılık, gurbet, ölüm gibi konular da işlenmiştir.
Hem şiir hem de nesir biçimindeki türler kullanılmıştır.
Türkü, mani, ninni, ağıt şiir alanındaki türlerdir.
Tekerleme, bilmece hem şiir hem nesir şeklinde olabilen türlerdir.
Halk hikâyesi, efsane, masal, gölge oyunu (karagöz), orta oyunu, meddah nesir alanındaki türlerdir.