LEVHA HAREKETLERİ
İlk dünya haritaları çizildiğinde kıtalar incelenirken özellikle Güney Amerika ile Afrika kıtalarının sınırlarının birbiriyle lego parçaları gibi uyumlu olduğu görülmüştür. Bu da bir zamanlar bu iki kıtanın bir arada bulunmuş olacağı fikrini akla getirmiştir. Gerçekten de elimize bir Dünya haritası aldığımızda özellikle Atlas Okyanusu’na kıyısı olan kıtaların sınır kesimlerinin birbirine uyumlu olduğu görülmektedir.
1. Wegener Teorisi (Kıtaların Kayması Teorisi)
Kıtalar arasında bu ilişki Alfred Wegener isimli bir Alman bilim adamının dikkatini çekti. Wegener, bütün kıtaların, büyük bir süper kıta olarak bitişik olduğunu ve daha sonra bu kıtaların farklı yönlere doğru kayarak, birbirlerinden uzaklaştığını ileri sürdü.
Wegener kıtaların bir araya gelmesiyle oluşan bu süper kıtaya Pangea, bu karayı çevreleyen dev okyanusa ise Pantalassa adını verdi. Daha sonraki devrede Pangea çeşitli büyüklükteki parçalara bölündü ve yavaş yavaş kayarak bugünkü konumuna geldi. Wegener bu teorisine Kıtaların Kayması Teorisi adını vermiştir.
Wegener tezini kanıtlayabilmek için yer şekillerini inceledi, fosil örnekleri topladı ve geçmiş jeolojik devirlere ait iklim kanıtlarına ulaştı. Bu çalışmalar sonucunda özellikle Güney Amerika ile Afrika arasında hem jeomorfolojik, hem klimatik hem de fosil delillerini buldu. Wegener kıtaların bir zamanlar bir araya gelmesini ispatladığı halde, kıtaların neden birbirinden uzaklaştığını açıklayamadı. Bu durum daha sonra Levha Tektoniği Teorisi’yle açıklanabilmiştir.
2. Kıtalar Nasıl Hareket Eder
Katı yer kabuğu tek bir parçadan oluşmaz. Kıtalar ve okyanusların altında yer alan farklı büyüklükteki yer kabuğu parçalarına levha adı verilir. Levhalar astenosfer adı verilen mantonun en üst kısmının üzerinde hareket etmektedir. Levhaların bu hareketini sağlayan, mantoda gerçekleşen konveksiyonel akıntılar ile deniz tabanı yayılmasıdır.
Konveksiyonel akıntıları açıklamak için küçük bir deney yapabiliriz. Isıya dayanıklı bir cam kap içerisine dolduracağımız sıvıyı ısıttığımızda, ısı kaynağının tam üzerinden ısınan sıvının yoğunluğunun azalacağını ve yükseleceğini görürüz. Isınarak yükselen sıvı yüzeye çıktığında, alttan gelmeye devam eden sıvı nedeniyle çevreye doğru itilmeye başlar. Havayla temas eden yüzeyde sıvı soğuyup. yoğunluğu arttığından kabın kenar kısmından tekrar dibe doğru dalacaktır.
Dünya’nın çekirdeğinin sıcaklığı 5000 oC’ye varmaktadır. Buradan gelen enerjiyle ısınan magma, yoğunluğu azaldığı için yüzeye doğru yükselir, Astenosfere kadar yükselen bu sıcak magma, buradaki soğuk magmayı çevreye doğru iterek konveksiyonel akıntıların meydana gelmesine neden olur.
Çevreye doğru itilen soğuk magma tekrar derinlere doğru inip ısınır ve yükselmeye başlar. İşte milyarlarca yıldır devam eden bu olay kıtaların kaymasına neden olmaktadır. Çok yavaş meydana gelen bu hareketi hissedemeyiz.
Mantodan yükselen magma okyanus ortası sırtlardan yüzeye çıkmaktadır. Magma okyanus ortası sırtlardaki çatlaklardan çıkarak, eski kayaçları her iki yana itmekte ve sırtın merkezinde soğuyarak yeni bir katılaşım kayacı oluşturmaktadır. Bu sayede okyanus tabanına sürekli yeni malzeme eklendiğinden bu olaya “Deniz Tabanı Yayılması” adı verilmiştir
Okyanus ortası sırtlardan genişleyen okyanus tabanı derin okyanus hendekleri boyunca da magmaya doğru dalmaktadır, Hendekler boyunca dalan bu yer kabuğu eriyerek magmaya dönüşmektedir. Bu olaya bağlı olarak yaklaşık 200 milyon yıllık bir sürede bütün okyanus tabanları yenilenmektedir. .
3. Levha Sınırları
Yer kabuğunun büyük parçaları olan levhalar astenosfer üzerinde yüzmektedir. Konveksiyonel akıntılar astenosferde yükselir ve levhaların altında yayılarak onların hareket etmesine neden olur.
Hiçbir levha, etrafındaki levhaları etkilemeden hareket edemez. Levhalar hareket ederken etraflarındaki diğer levhaları da kaydırarak yer kabuğu üzerinde büyük değişiklikler meydana getirir.
Litosferi oluşturan levhalar arasındaki sınırlara levha sınırı denir. Levha sınırlarında üç çeşit hareket görülmektedir. Bunlar;
I. Uzaklaşan Levha Sınırı: Levhalar birbirlerinden uzaklaşmaktadır. Atlas Okyanusu ortasında ve Afrika’nın doğusundaki Rift Vadisi’nde uzaklaşan levha sınırı bulunmaktadır.
II. Yaklaşan Levha Sınırı: Levhalar birbirlerine doğru yaklaşmaktadır. Amerika’nın batısında, Japonya’nın bulunduğu alan ile Himalaya Dağları’nın bulunduğu yerde yaklaşan levha sınırı bulunmaktadır. Amerika’nın batısında okyanusal levha ile kıtasal levha, Japonya’da iki okyanusal levha ve Himalaya dağlarında ise iki kıtasal levha karşılaşmaktadır.
III. Dönüşümlü Levha Sınırı: Levhalar birbirlerine göre ters yönde hareket etmektedir. Bu sınırlar boyunca doğrultu atımlı fay hatları oluştuğu için genellikle şiddetli depremler meydana gelmektedir.
Bilgi: Karşılaşan levha sınırlarında iki okyanusal levha karşılaşıyorsa derin okyanus çukuru ve ada yayı volkanizması oluşur.
Bir karasal bir okyanusal levha karşılaşıyorsa derin okyanus çukuru ve kara üzerinde kıvrım dağı oluşur.
İki karasal levha karşılaşıyorsa çok yüksek orojenik dağlar oluşur.
Uzaklaşan levha sınırlarında okyanus tabanlarında okyanus ortası sırtı kara üzerinde ise rift sistemi (graben) oluşur.
4. Kıtaların Jeolojik Devirlerdeki Görünümü
Kıtalar yılda 1—2 cm gibi çok yavaş bir hızla hareket etmektedir. Kuzey Amerika ile Avrupa her yıl birbirlerinden 2,5 cm uzaklaşmaktadır. Hareket her ne kadar yavaş olsa da milyonlarca yıl devam ettiği için etki büyük olmuştur.
Günümüzden 200 milyon yıl önce bütün karaların bir ada bulunduğu tek kıta durumunda olan Pangea bulunmaktadır. Daha sonra kırılarak birbirinden uzaklaşan kara parçaları iki büyük parçaya ayrılmıştır. Kuzeyde olana Laurasia, Güneyde olana Gondwana adı verilmektedir. 135 milyon yıl önce bu iki kıta arasında Tetis jeosenklinali açılmıştır. 35 milyon yıl önce bu iki kıtanın her ikisi de parçalanarak birbirinden uzaklaşmaya devam etmiştir. Laurasia parçalanarak Kuzey Amerika ve Avrasya’yı, Gondwana parçalanarak Güney Amerika, Afrika, Avustralya ve Antarktika’yı oluşturmuştur.