Laik terimi, dinî olmayan kurum veya düşünce anlamına gelir. Laiklik ise din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmaması, din ve vicdan hürriyetinin güvence altına alınmasıdır.
Atatürk, “Her birey, istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine özgü siyasal bir fikre sahip olmak, bağlı olduğu bir dinin gereklerini yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz.” diyerek laiklik ilkesinin din ve vicdan özgürlüğünü desteklediğini vurgulamıştır.
Laiklik İlkesinin Özellikleri
- Herkes din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin kanun önünde eşit kabul edilir.
- Yönetim, hukuk, eğitim gibi alanlarda akıl ve bilimi esas alır.
- Devlet yönetimi, toplumun ihtiyaçları göz önünde bulundurularak akla, bilime ve gerçeklere göre düzenlenir.
- Devlet, din ve mezhepleri farklı, hatta inanmayan vatandaşlarına hukuken eşit mesafede durur, toplumun dinî gereksinimlerini sosyal bir ihtiyaç olarak gözetir.
- Din ve mezhepten kaynaklanan sınıf farklılıklarını önlediğinden halkçılık; bilimsel esasların ve modern teknolojinin kullanılmasına imkan tanıdığından inkılapçılık ilkesini güçlendirir.
Laiklik İlkesinin Uygulanmasının Türk Toplumuna sağladığı Yararlar
- Din işleri devlet işlerinden ayrılmış, din ve vicdan özgürlüğü sağlanmıştır.
- Din ve mezhep farklılıklarından kaynaklanan ayrımlara son verilerek toplumsal hayatta huzur ve barış sağlanmıştır. Bu barış ve hoşgörü ortamı millî birlik ve beraberliğin sağlanmasına katkılar sunmuştur.
- Kadın haklarının gelişmesinde yarar sağlamıştır.
- Hukuk birliğinin sağlanması kolaylaşmıştır.
- Yabancı devletlerin azınlıkları bahane ederek iç işlerimize karışması engellenmiştir.
- Türkiye’de akla, bilime, gerçeğe ve özgürlüğe dayanan bir toplum ve devlet sistemi kurulmuş, Türkiye’nin çağdaşlaşması hızlanmıştır.
Laiklik İlkesini Güçlendiren İnkılaplar ve Uygulamalar
- Saltanatın ve halifeliğin kaldırılması
- Şer’iyye ve Evkaf Vekaletinin kaldırılması
- Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabul edilmesi
- Medreselerin kapatılması
- Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması
- Medeni Kanun’un kabul edilmesi
- İbadet yerlerinin dışında dinî kıyafet, sembol ve işaretlerle dolaşılmasının yasaklanması; yabancı okullarda ders kitaplarındaki dinsel sembol ve işaretlerin kaldırılması
- 1928’de Anayasadaki “Türk Devleti’nin dini İslam’dır.” hükmünün kaldırılması
- 1937’de Atatürk ilkelerinin anayasada yerini almasıyla birlikte laikliğin resmen anayasaya girmesi