Kur’an’ın Temel Amaçları
Kur’an-ı Kerim, insanın her açıdan mükemmel olmasını sağlayacak ilkeleri ortaya koyar. İnsanın akıllı ve düşünen bir varlık olması, onu diğer varlıklardan üstün kılar. İnsan, bu yeteneklerini iyiye ve hayra kullandığında bütün varlıkların üstünde bir değere ulaşırken, kötüye ve şerre kullandığı takdirde bütün varlıklardan daha aşağı bir konuma düşme tehlikesiyle de karşı karşıyadır. İlahi kitapların muhatabı insandır. Kur’an’ın amacı sadece inanç, ibadet ve ahlak ile ilgili bilgileri öğretmek değil, bunların yanında hayatın bütünüyle ilgili yol gösteren rehber kitap olmaktır.
AYET
“Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet olan
Kur’an geldi.” (Yunus suresi, 57)
1. Doğru Bilgi
Öğrenilen bilginin doğruluğu, vereceği fayda açısından çok önemlidir. Bilgi sayesinde insan kendini geliştirir ve üstün bir konuma ulaşır. Bilgilerimiz, fikirlerimizin oluşumuna ve hayata bakış açımıza doğrudan etki eder. Davranışlarımızın doğru ve güzel olması için bilgilerimizin de doğru olması gerekir. İnsan duyduğu her bilgiye hemen inanmamalı, onun doğruluğunu ve tutarlılığını araştırmalıdır. Ancak bu şekilde insan kendini hatadan korur. Bu nedenle Kur’an, doğru bilgiye önem verir, bilenlerle bilmeyenleri bir tutmaz.
Kur’an aynı zamanda en önemli doğru bilgi kaynağıdır, insanı da doğru bilgilerle donatmayı amaçlamaktadır. Bu sayede doğru bilgi sahibi olur, Allah’a ve diğer varlıklara karşı sorumluluklarının neler olduğunun bilincinde olur.
“…Allah’a karşı ancak kulları içinden âlim olanlar (bilgili olanlar) derin saygı duyarlar…” (Fatır suresi, 28)
Kur’an’a göre doğru bilginin kaynakları; vahiy, akıl ve duyulardır. Vahiy, doğru bilginin kaynağının Yüce Allah olmasıdır Bu bilgiler bize iki yoldan ulaşır. Birincisi Allah’ın sözlerinden oluşan Kur’an, ikincisi ise peygamberimizin sünnetidir.
Kur’an’da Verilen Temel Bilgiler: Doğru inancın bilgisi, sosyal hayatla ilgili bilgiler, ibadetler ve yapılışları, geçmiş ve gelecekten haberler, ahiret ile ilgili bilgiler, davranışlarımızla ilgili bilgiler, evrenin ve içindeki varlıkların yaratılışı, güzel ahlak ilkeleri.
1. Kur’an insana yaratıcısını tanıtır, kulluk bilincini kazandırır, Allah’a nasıl kulluk edeceğini, verdiği nimetlere karşı nasıl şükredeceğini öğretir. Çevresine karşı sorumluluklarını hatırlatır.
2. Kur’an, içinde yer alan kıssalarla geçmiş ve geleceğe ışık tutar, insanların ufkunu açar. İnsanın kıssalarla geçmişten ders çıkarıp geleceğe dair yol gösterici mesajlar çıkarmasını sağlar.
3. Kur’an insana bu hayatın, ahiret hayatı için bir imtihan yeri olduğunu öğretir ve ahiret hayatını tanıtarak o hayata nasıl hazırlanacağını öğretir.
Yüce Allah Hz. Muhammed’e, Kur’an—ı Kerim’i insanlara tebliğ etme, açıklama ve uygulanışını gösterme görevini vermiştir. Sünnet aslında Kur’an’daki bilgilerin açıklanması ve uygulanmasıdır. Bu nedenle doğru bilginin kaynağı olarak sünnetin de bağlayıcı özelliği vardır. Yüce Allah da birçok ayette peygambere itaat etmemizi emretmiştir. Akıl ve duyular aracılığıyla insan, kâinattaki varlıkların ve olayların üzerinde düşünerek doğru bilgilere ulaşır. Kur’an’da da insanın kâinatın yapısı ve işleyişi üzerinde düşünmesi istenilir. Bu da bilimsel çalışmaları teşvik anlamına gelir.
2. Doğru İnanç
Her insanın inandığı birtakım değerler vardır. Bu nedenle inançsız bir insan olamaz. İnsanın inandığı değerler onun düşünce yapısını, söz ve davranışlarını şekillendirir. Bu nedenle inanç, birey ve toplum hayatının temel belirleyici unsurlardandır. Doğru inancın bilgisi de Kur’an’da verilmiş, insana, neye ve nasıl inanması gerektiği anlatılmıştır.
Kur’an, insanı asılsız ve batıl inanç ve hurafelerden uzak tutup her konuda doğru olan inanca yönlendirmek ister. Bu sayede doğru bir din anlayışının da oluşmasını sağlar. Bu da ancak Allah’tan başka ilah olmadığına inanmakla olur. Doğru inanç ancak bu şekilde mümkün olur. Din dilinde buna kalp ile tasdik denilir. İnancın söze yansıması dil ile ikrar, davranışlara yansıması ise salih ameldir. Taklide dayanan, kulaktan dolma bir inanç, doğru inanç için yeterli değildir. İnsandan içinde yaşadığı evrendeki düzen üzerinde düşünerek yaratıcıya olan inancını güçlendirmesi istenir ki buna da tahkiki iman denir. İnsan gerçek imana ancak inancını tahkiki imana çıkardığında ulaşabilir.
Tevhit ve şirk: Tevhit birleme, yani Allah’tan başka ilah olmadığına inanmadır. Şirk ise onun tam zıddıdır. Şirk, herhangi bir şeyi, ilahlaştırıp Allah’a eş koşmaktır. İnsanlar; putları, gök cisimlerini, bazı canlıları, insanları ve bazen de istek ve arzularını ilahlaştırıp Allah’a şirk koşmuşlardır. Allah’ın affetmeyeceği tek ve en büyük günah şirktir. Kur’an-ı Kerim’in getirdiği inanç sisteminin temeli tevhittir.
3. Doğru Davranış
Allah’ın rızası gözetilerek yapılan her iş doğru davranış kapsamına girer. Doğru davranışlara yönlendirmek ve kötülüklerden uzak tutmak Kur’an’ın temel amaçlarından biridir. Doğru davranışlar, yapılmasındaki zorunluluk derecelerine göre; sünnet, mubah (helal), müstehab gibi hükümlerle sınıfılandırılmıştır:
Yapılması zorunlu doğru davranışlara farz, zorunlu tutulmayan ancak yapılması tavsiye edilen peygamberimizin de yapmış olduğu doğru davranışlara sünnet, hakkında kesin emir ya da yasak olmayan, insanların yapmaları konusunda serbest bırakıldıkları davranışlara ise mübah, yani helal denilmiştir.
İslam’da doğru davranışın özellikleri:
- Yalnızca Allah rızası için yapılması ve gösterişten, menfaat duygusundan uzak olması
- Davranışın ilahi emir ve yasaklara aykırı olmaması
- Yapılan işin insanların hayrına ve faydasına olması
Güzel ahlak, İslam’ın insanda var olmasını istediği ve doğru düşünce ve davranışların insanda kişilik halini almasıdır. Hz. Muhammed’in gönderiliş amaçlarından birisi de güzel ahlakın insanların kişiliklerinde şekillenmesidir.